Bakırköy İstanbul Caddesi’nde yine hummalı bir çalışma. Sanırsın dev bir alanda kocaman bir site yapılacak. Turuncu renkli greyderler, kepçeler, dozerler, tanklar (bunu salladım tabii) canavar türden belediye araçları. Vibratörler, hiltiler, karotlar… Gürültüsü başka tozu toprağı başka. Yine oturanlara, araçlara, yayalara rahat yok.

Kardeşim bu kaçıncı ya?

Gavurlara işkence dedikleri bu mu?

Ama biz de varız. Öz be öz vatandaş!

Bu kadar enflasyona, strese dayanmaya çalışırken huzur içinde yaşasak bari…

Kaz kaz... Bitti tam yine inşaat…Bir kere kazarsın alt yapısını yaparsın asfaltını dökersin. Çiçeğini böceğini de süslersin.

Yok o ağacı sök buraya dik. Bu banklar olmadı. Aha diktiğimiz bariyerleri şerefsizler söktü attı. Bu ambulans nasıl dönecek şurayı tıraşlayın. Olmadı. Yine park sorununu çözemedik, bu araç buraya nasıl çıktı… Bariyerlerin pistonları çalışmadı yol akışını değiştirin…

Zaten cadde geçen sene düdük gibi kalmıştı. İndi bindi bile yapılamazken, eşya taşınamazken buyrun bir kez daha delik deşik.

Kardeşim…

Proje diye bir şey var. Eskizlerin ardından kriterlerin peşinden, fonksiyonu çözersin çizersin. Her detayı bitirirsin. Heyet onaylar. Şehir planlamacısı, inşaat mühendisi, mimarı, teknik danışmanı, jeoloji mühendisi, peysaj mimarı bu bir teknik otoritedir. 

Sonra bismillah deyip kazarsın. Bir kez daha bu büyük inşaatlar akıl noksanlığı. Bu benim bildiğim dördüncü yaa. El insaf.

Bu ne böyle tam bir şarlatanlık! Burada yaşamak sanki baraj inşaatının tam da ortasında gibi! Hasta falan oldun vay haline!

Ne yatıp uyuyabilirsin ne ambulans gelebilir. 

Sinir bozucu. Ben iç mimarlık yaptığım mekanlarda bile bir kere söküp yaptım mı bir daha iş bulamam! Şehrin göbeğinde bu aymazlık doğrusu akıl sır erdirilmiyor.

Daracık caddeyi bir metre enle boydan boya yine deştiler.

Niye mi?

Söylentiye göre çiçeklik yapılacakmış. Vay anam vay …vah başım vah! Ne bitmeyen inşaat sevdalısıyız.

Atla zıpla hopla… Geçtin geçtin. Geçemedin nanay gümledin!

Yaşlanmak yasak, herkes spor yapsın!