2 ayı aşkın bir süredir tüm dünya olarak aynı süreçten geçiyor ve bir olduğumuzu hissediyoruz. Kozalarımıza çekildik, yuvalarımızdayız. En biz olduğumuz, en yalın halimizdeyiz. Pek çoğumuz daha bir içselleştik. Doğayla bütünleşiyoruz. Doğanın, toprak ananın uyanışını, tazeliğini, bizleri taçlandırışını hayran hayran izliyoruz. Dünyamız nefes alıyor, iyileşiyor, şifalanıyor. Sağ beynimiz bu süreçte çok daha aktif. Yoga, meditasyon, doğa yürüyüşleri, sportif aktiviteler, teknolojiye jet hızıyla adaptasyon, yaratıcılıkta artan hızlı bir ivme, sanatsal faaliyetler, eğitim bu sürecin en göze çarpanları. Bir farkındalık ve uyanış dönemi adeta bu, geride kalan ruhlarımızın bize yetişme devri. Bir üst seviyeye hazırlanıyoruz adeta. Çok hızlı bir bilgi akışı var ve hepimiz bu süreçte daha bir farklı keşfediyoruz yaşam amaçlarımızı.

Ailecek daha çok kenetlendik birbirimize. Uzaktan eğitim farklı bir bilinç ve oto kontrol düzeyi getirdi çocuklarımıza. Şimdi her zamankinden çok daha fazla bir aradayız ve muazzam bir bilgi akışı var iki nesil arasında. En uzak ya da en yakın mesafe arasındaki fark kocaman bir HİÇ oldu. İnternet sayesinde çoklu görüşmeler, iş toplantıları, aile buluşmaları, konferanslar, eğitimler mümkün. Bu konfora herkes alıştı. Teknolojiye ve bilime uyumun ne kadar önemli olduğu, tıp çalışanlarımızın, değerli hekimlerimizin, cephenin en ilerisindeki kahramanlar olduğu, onların ardından da bilim insanlarının geldiği konusunda hepimiz hemfikir olduk. Delicesine tüketim durdu, paylaşma ve yardımlaşma ön plana çıktı. Ekonomik zorluktan geçenler için imece usulü yardımlaşma, sağlık sektörü çalışanları için maske ve siperlik üretimi, 65 yaş üstü büyüklerimize evlere alışveriş servisi yardımı gibi güzel adımlar atıldı. Ücretsiz birçok eğitim inanılmaz fırsatlarla ilaç gibi geldi bu dönemde. Tüm hücrelerimize, moleküllerimize kadar çekiyoruz bilgileri, gerçek olmayan hiç bir şey bizi etkilemiyor artık. Sanal maskeler düştü. Gerçeklik ve hakikat, yeteneklilik, yalınlık, akademik ve teknolojik donanımlılık prim yapıyor artık.

Dostlarımızı, aile büyüklerimizi, sevdiklerimizi elbette özlüyoruz. Birlikte vakit geçirmeyi, karşılıklı kahve içmeyi özledik. Sarılmanın, dokunmanın, öpüp koklamanın önemini ve kıymetini daha iyi biliyoruz artık. Tüm dünya olarak bir olmayı başardık, sorumluluk sahibi olarak, büyüklerimizi korumak ve sağlık ve hizmet sektöründe çalışanlarımızı riske atmamak adına evlerimizden çıkmadık. Potansiyellerimizi, hayat amaçlarımızı, varoluşumuzu yeniden keşfediyor ve deneyimliyoruz. Nice güzel günler göreceğiz aydınlık ve pırıl pırıl bir bilinçle inanıyorum ki pek yakında. Sağlıcakla…