DEĞERLİ OKUYUCULARIMA MERHABA DERKEN!..
Levon Panos DABAGYAN
(Bu Milletin "Siyasi Fırkalardan" çok canı yanmıştır. Şunu arzedeyim ki, memaliki sairede fırkalar behemehal maksatlar üzerine teessüs etmiş ve etmektedir. Çünkü o memleketlerde muhtelif sınıflar vardır. Bir sınıfın menfaatini muhafaza için teşekkül eden siyasî bir fırkaya mukabil diğer bir sınıfın menfaatini muhafaza maksadiyle bir fıkra teşekkül eder....)
Gazi M. Kemal Paşa
"7-Aralık-1923"
Saygıdeğer Okuyucularım; Sizlere yeniden kavuşabilmenin mutluluğunu yaşarken, diğer taraftan da tabii zenginliklerin tümüne sahip olabilmeyi tasarlayan bir süper devletin, fütursuzca davranışları sebebiyle her geçen gün biraz daha ısınan ve böylece "Cihan Harbi" gibi bir beynelmillel belâya adeta davetiye çıkaran siyasî hareketleri ve bizzat meydana getirdiği stratejik maksatlı savaşların her geçen gün biraz daha yayılma temayülü göstermesi ki, bu uğursuz akımın gidiş istikametine bakılacak olunsa; Bizim ülkemizi de yakından alâkadar edeceğe benzemektedir!... Buna rağmen bizler bir takım "siyasî hesaplar" peşinde koşarak, Devletimizin en hayati gücü ve kan damarı olduğundan hiç bir şüphemiz olmayan Şanlı ve Kahraman Ordumuz üzerinde bir takım hesaplar peşinde koşanlarımız olduğunu hayret ve ibretle görmekte ve adeta kanımız donmaktadır?!..
Nitekim, serlehvamız altında yer alan ve Yüce Önderimiz Atatürk'ümüze ait bulunan son derece önemli bir konuşmalarından alınmış özet bölüm. Bu sebeple değerli okuyucularımızın ve bilhassa bazı maceraperest siyasilerimizle, yine kendince siyaset yaptığını sanan bazı kalemşörlerimizin dikkatlerine sunuyoruz!..
Evet, Yüce Önderimiz'in buyurdukları gibi; Aziz Milletimizin "Siyasî Fırkalardan" adeta çekmediği kalmamış ve hâlâ aynı pişkinlikle yollarına devam etmektedirler!..
Bu öylesine menhus bir hırs, öylesine bir doymaz ihtirasdır ki, bu bulaşıcı hastalığa yakalanan önünü dahi göremez duruma gelir ve böylece kendisi ile birlikte, mensubu bulunduğu milleti de yoklara doğru sürükler... Ülkemizin uzak ve yakın tarihinde böylesi serdengeçtilerin ne yaman belâlara sebep oldukları, hemen hepimizce malûmdur!..
"Harp Akademileri'nde düzenlenen sempozyumda" söz alan, emekli Büyük Elçi Gündüz AKTAN; "Türkiye'nin kuzeyindeki Kara-Deniz'e ABD'nin NATO aracılığıyla yerleşmek istemesini değerlendirirken:
(ABD Ak-Deniz'deki operasyonlarını Kara-Deniz'e sokmak istiyor. Kara-Deniz'de iddia edildiği gibi bir güvenlik boşluğu yok. Kara-Deniz'e geçiş için Rusya ile mutabakat gerekli. ABD'liler bunu istemiyor. Montrö'yü yeniden düzenlemek için 3/4 çoğunluk gerekiyor. Kıyıdaş ülkelerden birisi fesh edilirse ki, ABD'yi isteyen ülkelerden birisi bunu yapabilir. O zaman bir konferansla yeni bir rejim yapmak gerekir. Bu rejim yapılıncaya kadar bir rejim öngörülmüyor. O zaman birinci madde devreye giriyor ve hiç bir ayırım yapmadan "Ticari, Askeri Gemilerin" girişi serbest. ABD bir yere girdiğinde başka hiç bir ülkenin çıkarını gözetmiyor.) görüşünü sunmuştur.
Bakınız: (Cumhuriyet Gazetesi-Tarih: 11-Mart-2006 Cumartesi)
Mezkûr sempozyumda bilir kişilerin sundukları bir diğerinden önemli ve son derece hayati noktalarla mücehhez ABD'nin siyasî plânı, kabataslak dahi dikkate alındığında ileriki yıllarda Türkiye'nin başının ağrımaması hemen hemen imkân dışıdır. Zira, meseleye baktığınızda mezkûr emperyalist görüşden doğmuş olan plânın en hayati noktasında Türkiye istese de, istemese de yer almaya mecbur kalacaktır inancındayım!?..
Hâl böyle iken bizler kalkmış bizim en hayati unsurumuz olmak durumundaki Ordumuz ile tersinden alâkadar olmakta ve Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin en üst düzey Kumanda ekibini zaafa uğratmaya çalışmaktayız.
Bu niçin böyle olmaktadır? Böyle olmaktadır çünkü, bizler sadece "iç siyaset yapmanın" sarhoşluğu içinde etrafımızı göremez duruma gelmişiz!...
Halbuki, ABD bu talihsiz takışmanın bilhassa dava yönüne hassasiyetle eğilmekte; "tartışmalı "Şemdinli İddianamesi"nin ABD tarafından yakın takibe alındığını. "11 Mart 2006 Cumartesi" tarihli (ÖNCE-VATAN GAZETESİ)nden öğreniyoruz. Bütün bu hususlar bizim endişemizde son derece haklı olduğumuzu bilhassa ispatlamaktadır!.. Dahası değerli Komutanımız'ın "siyasî değerlendirmeleri" içinde eritilmek istenmesini geri plânında hiç de küçümsenmeyecek derecede güçlerin olduğu böylece görülmektedir!...
Olsun "Ekonomik ve olsun Stratejik" açılardan son derece öneme haiz bulunan "Kara-Deniz ve Boğazlar" bahsinde Yüce Önderimiz şöyle buyurmuşlardır ki, bizlerin dikkatle okuyup bir nebze olsun ders almamız gerçekten pek büyük bir eksiğimizi yerine getirmek olacaktır. Zira, bizler Yüce Önderimizin fikirlerini değil, daha ziyade "rakı sofrası, aşk hayatı ve hanımı ile olan yaşantısı" gibi hiç de işimize yaramıyacak olan hususlarla, yânî doğrudan boş işlerle uğraşıp durmaktayız!..
C.H.P. DÖRDÜNCÜ BÜYÜK KURULTAYI AÇIŞ KONUŞMASINDAN
Sahife: 398. Cilt: I. "Söylev ve Demeçler"
(Akdeniz'i, Karadeniz'e "demirle bağladık" Anadolu'da özel şirketler elindeki bütün yolları satın aldık; İstanbul ve İzmir'de liman ve rıhtım işleri devlet eline geçti; Diyarbekir kapusundayız. Antalya'da, Erzurum'a Kömür yurduna durmadan gidiyoruz.
Devlet-Demiryolları Kurumu, bugün kendi malımız olan beş yüz milyon liralık bir iş çevirmektedir.) (Sürekli alkışlar).
BOĞAZLAR MESELESİ- CİLT: III. "Söylev ve Demeçler" Sahife: 139-140.
(Türkiye'nin Boğazları açık bırakmağa razı olduğu Lozan Muahedesinden beri, dünya vaziyeti ve bazı şerait değişmiştir.
Boğazlar Türk arazisini iki kısma ayırır. Bundan dolayı bu deniz geçidinin tahkimi Türkiye'nin emniyeti ve müdafaası için çok ehemmiyetlidir. O, aynı zamanda, beynelmilel münasebatı can alıcı bir unsurudur. Anahtar vaziyetinde böyle mühim bir yer herhangi bir sergüzeştçi bir mütearrızın keyfine ve merhametine bırakılamaz.
Türkiye, muhtemel sulh bozucularının birbirleriyle harbetmek için Boğazlardan geçmesine mâni olmaya mecburdur.)
Nur içinde yatsın. Ve nihayet Yüce Önderimiz şöyle buyurmaktadır. Ama ve basiretsiz olmayan her Emperyalist Ülke'nin maceraperest idarecileri okusunlar: Cilt: III. Sahife: 69.
(Amerika, Avrupa ve bütün Cihan-ı Medeniyet bilmelidir ki, Türkiye halkı her medeni ve kaabiliyetli millet gibi, bilâkaydüşart hür ve müstakil yaşamağa kat'iyen karar vermiştir. Bu meşru kararı ihlâle müteveccih her kuvvet, Türkiye'nin ebedi düşmanı kalır. vs.)
Bu babda ben nâçiz kulunuzun ilave edebilecek tek bir sözü veya yorumu yoktur ve zaten olamaz da. Çünkü, bizim düşünce ve duygularımız zaten en âlâ şekilde Yüce Önderimiz tarafından kesin şekilde belirtilmiştir. Dolayısıyla bu bahsi burada kapayıp, biraz da kendimden söz etmeme müsaade buyurulmasını rica ediyorum efendim.
Saygıdeğer Okuyucularım, uzun zamandır ki "seri konferanslarım ve kitap çalışmalarım" dolayısiyle sizlerden uzak kalmaya mecbur kalmıştım. Çok şükür bundan böyle yine birlikte olabileceğiz inşallah.
Saygıdeğer Okuyucularım, yukarıda kayda geçtiğim makalemin ana temasından da anlaşılacağı gibi, Aziz Ülkemiz hiç de iyi günler yaşamamaktadır ve bizlerin boş şeylerle uğraşıp, gerçekleri görmememiz için, her zamanki gibi, bizleri "Cambaza bakmaya" zorlayacaklardır!..
Bu cambaz her zaman olduğu gibi: Futbol, Pop, Magazin ve nihayet ezeli ve ebedi düşmanımız (!) Ermeniler olacaktır. Hele önümüzdeki ay'ın Nisan oluşu bu açıdan biçilmiş kaftan demektir: ABD'den hırlayacak ABD uşağı bazı "ermeni bozuntuları" ile bizdeki dolduruşa gelmeye her an müsait olan kimseler arasında, karşılıklı şamata devam edip gidecektir...
Dolayısiyle, böylesi bir girdaba bulaşmamak için "Ermeni Bahsine" hiç bir surette girmemek için elimden geldiğince gayret gösterip, Türkiye için gerçekten tehlike teşkil eden meseleleri ile yakından âlâkadar olmaya çalışacağım. Çünkü, bendeniz acizâne mevzu açısından bilgi hazinesi dar bir yazar değilim.
Sırası gelmişken sizlerle ayrı kaldığım aylar içinde bir eser hazırlamakta olduğumu bildirmekten mutluluk duymaktayım. İki ciltten müteşekil mezkûr eserimin adı, (EMPERYALİSTLER KISKACINDA ERMENİ TEHCİRİ)dir. Özellikle "Türk-Ermenileri"ni mitolojisinden günümüze hemen her yönü ile belirten mezkûr çalışmamda Ermenileri "şu veya bu emperyalist ağzından değil". Doğrudan bir Ermeni kaleminden okuyabilmenizi sağlamaya çalıştım. Yayıncılık hayatına yeni girecek ve (KARADAĞ YAYINCILIK) adıyla faaliyet gösterecek olan yakın dostum ve ülküdaşım sayın, Suat KARADAĞ tarafından yakın zamanda mezkûr çalışmamın birinci cildi neşir hayatına girecektir ve şayet nasipse siz değerli okuyucularım (ÖNCE-VATAN GAZETESİ)nden de temin edebileceklerdir.
Bir ayrı olumlu ve hayırlı haberim de: (TÜRK-TARİH KURUMU BAŞKANI) Sayın Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU Hocama, "Dış-Danışman" olarak atanmış olmamı siz değerli okuyucularıma sunmam olacaktır.
Saygı ve sevgilerimle, inşallah yeni bir yazımda buluşabilmemiz nasip olur. Cümle okuyucularıma mutlu yarınlar dilerim efendim.
Yorumlar