Datça’ya yerleşeli henüz altı ay oldu tabiatı severim doğallığını güzelliğini ancak yabaniliğini asla bu yabanilik doğallık adına şiddet ve zarar içeriyorsa biz insanların bunu törpülememiz ve tabiatı yok etmeden medenileştirmemiz gerekir.

Dünyayı sanat kurtaracak sözünün uygulaması bu olsa gerek;

UKKSA Yönetim kurulu ve kurucu başkanı Sn. Nevzat METİN Beyefendi’nin DOĞAYA SAYGI adlı sanat etkinliklerini takip etmekten mutluluk duyuyorum, kendileri sanatla sanatçılarla doğamıza doğallığımıza dikkat çeken sorumluluk alan değerli bir insan kendi adıma doğa ve sanat adına şükranlarımı sunuyorum.

Bu vesile ile Datça Mandalya koyunda ki Şehit Hatıra Ormanı'na dikkat çekmek istiyorum; Bu ormandaki ağaçların yarısı kurumuş, bakımsız dikenler kaplamış şehitlerimiz ışıklarda yemyeşil cennet bahçelerinde olsunlar onların anısına yazmak gereği duydum.

Ayrıca diğer ormanların durumuda hiç yeşil değil, sanki önce kurut sonra itfaiye ile soğut sistemine yenilmiş gibiler!

Her ne kadar yetkili resmi kurumların bu konuyu ele alması gerekse de biz halk olarak ormanlarımızı ancak sevgiyle koruyabiliriz. Ne yapabiliriz bakımını yapabiliriz kurumuş ağaçlar mutlak temizlenmeli en küçük kıvılcımla yangın çıkacağını biliyoruz, dikenler gibi yabanıl otların kökü kurutulmalı hayvanlarımıza yararlı bitkiler ekilmeli ormanlarımızı doğal kaynak olarak kullanmalıyız ekip biçmeliyiz.

Ormanlarımıza kuyu vurulmalı zaman zaman sulanmalı değilmi fidanı dikip bir daha uğramamak olmaz ağaç sevgiyle bakımla büyür, ormangillerde durum bu.

Balkonumdan kıraç tepeleri izliyorum burası ormanmış yanmış bu tepeler yeni toplu konut porojelerinimi bekliyor yoksa ağaçlandırılacakmıdır. Datça sever merhum şairimiz rahmet olsun Can YÜCEL üstadımız olsa “NE KADAR AĞAÇ DİKERSEK O KADAR İYİ” derdi.

Şimdi bu çıplak tepelere bakarak ağlamak bana kaldı

Fakat olsun Ahmet KAYA yetişir gözyaşlarıma “AĞLADIKÇA -AĞLADIKÇA DAĞLARIMIZ YEŞERECEK YEŞERECEK.

Burası yaban bir bölge doğalız diyerek hayvanlarla iç içe yaşayamayız. Datça da en büyük şaşkınlığım köpeklerin değil insanların aşılanması çok tuhaf değilmi.

Geçen yıl kuduz aşısı oldum doktor hayvanı sorgulatmadı ben ev köpeği dediğim halde sen köpeği değil aşıyı takip et dedi. Haklısınız bende aşılarımı takip edip tam oldum da köpekler aşısız sahipsiz başıboş yada tatilcilerin bırakıp gittiği yavrular birileri tarafından bilinçsizce sahipleniliyor yine tabiat ortamında başıboş akşamları o eve geliyorlar köpekgillerde durum bu

Ya sokaklarda, boş arazilerde ormanlarda başıboş dolaşan eşeklerimiz, onlar ne olacaklar. Datça yaban eşekleriyle ünlü bir yer ama yaban eşekleri değil bu dolaşanlar sahipli sahipsizler, bu hayvanlar yabanıl diyerek sahipsiz diyerek sorumluluktan kurtulamayız evimin önündeki ağaçları yemişler kirlettikleride ha keza bana gübre lazım değil. LÜTFEN EŞEKLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM ortalıkta yayılıp akşama evlere gittiğini gözlemlemiş bulunuyorum, bu da serbest dolaşım vitaminli beslenme adına yapılıyor böylesine medeni bir doğal bölgeye bu anlayış yakışmıyor.

Bir defa ormana eşek bağlamak günlerce hayvanı orada bağırtmak doğru değil eşeğin yiyebileceği otlar bitkiler ormandan toplanır evde hayvana yedirilir böylece orman bitkisinin de düzenli yeniden çıkması bakımı sağlanmış olur, köylerde böyle yapılıyor ''EŞEĞİ SALDIM ÇAYIRA OTLAYA KARNIN DOYURA'' dememeliyiz ayrıca eşek domuzların cinsel tacizine uğrayabilir, eşekgillerde durum bu.

Kuşları pek göremiyorum çünki orman da kuşların besleneceği ağaçlar, yok mesela çam kozalakları fıstık çamları alıç ceviz vs gibi ağaçlarda olsa onlarda ormanlarda ikamet ederler, arasıra birkaç baykuş görüyorum beni görünce kaçıyorlar yaşamın olduğu yerde baykuşlar pek olmuyorlar onlar sessizliği seviyorlar bense  sessizliği bozuyorum galiba olsun demek ki çığlığım duyuluyor buda benim tesellim olsun, Tüm Datça ya doğaya ve dünyamıza su yeşili selamlarımı sunuyorum.