Dar-ü’r Rasad-ül Cedid Türklerin ilk rasathanaesi 

Abone Ol

ÖZEL HABER ARAŞTIRMA 

Dar-ü’r Rasad-ül Cedid Türklerin ilk rasathanaesi 

TARİHE Takiyüddin VAKASI OLARAK GEÇEN  BÜYÜK GÖK BİLİM ALİMİ Türklerin ilk astronomu Takiyüddin’ İN ACI VE HÜZÜN DOLU ÖYKÜSÜ …

'Meleklerin Bacaklarına Bakıyor' Fetvasıyla Rasathanesi Yıkılan, İcatlarıyla Batı'ya Örnek Olan Astronom: Takiyüddin’

Takiyüddin'in Rasathanesi (Dar-ü'r Rasad-ül Cedid), 1575 yılında Osmanlı bilgini Takiyüddin tarafından İstanbul'da Tophane sırtlarında kurulan gözlemevidir.

Bilimde rüzgarın Batı'nın ardında olduğu modern yılları unutun, 15. yüzyıl ve öncesinde Batı, Osmanlı kaynaklarını kendi dillerine çevirip, bilimi tam anlamıyla bir adım geriden takip ediyordu. Bu parıltılı dönemin sonunu hazırlayan belli başlı olaylar olmakla birlikte, bunlar arasında en önemlilerinden 'Takiyüddin Vakası' astronomide dünyaya yön verecek gelişmeleri akla hayale sığmayacak sebeplerle yerle yeksan edildiğini gösterir 

1580.yılı  Yer: İstanbul/Tophane. Halk, veba-deprem gibi felaketlerin nedeni olarak, Tophane’deki “bilim merkezi”ni gösterdi. Çünkü orada “meleklerin bacaklarına bakılıyor”du. Padişah halkın tepkisinden korktu. “Dar el-Rasad el-Cedid el-Sultani” yıkılıp dümdüz edildi. Bu olay kimi tarihçiye göre Osmanlı’nın duraklama dönemine girmesinin miladıydı. Peki, geçen hafta Tophane’deki sanatevlerine yapılan saldırıyla, 430 yıl önceki olay arasında nasıl bir ilişki var? Sonuç aslında nedendir...

16. yüzyılda, İstanbul

Takiyüddin, Osmanlı'da yetişen en büyük astronomlardan biri, 1526'da Şam'da doğar ve 1550'de İstanbul'a gelir. Kadılık zamanlarında Takiyüddin, çokça gözlem yapmış ve bu gözlemlerinin tutarlılığı ve o dönem kimi kararların üzerinde büyük etki yaratan göklere hakimiyeti sebebiyle saray müneccimbaşılığına yükselmişti.

Bu dönemde yani 1570'li yıllarda Galata Kulesi'nde gözlemler yapmayı sürdürse de yöneticilerin desteği ve başarısı padişah III. Murat'ı da ikna ederek Takiyüddin'e Tophane tepelerinde bir rasathane kurulur.

Dar-ü’r Rasad-ül Cedid adıyla kurulan rasathane gözlemleri yaparken bir yandan da göksel olayları 'açıklama' görevini üstlenir.

Takiyüddin bu rasathane bünyesinde sadece astronomi üzerine de çalışmaz, matematik alanında da çağdaşlarının odaklanmadığı çokça konuda formüller, teoriler üretir. Bu yönüyle basit bir gözlemci yahut müneccim olmadığı, bilim insanı olduğunu da not etmek gerek 

Takiyüddin, kendisine has bir sistem geliştirmiş, altmışlık kesirlere bir alternatif olarak ondalık kesirleri kullanmaya başlamıştı. 

Takiyüddin bunların tanımlarını vermiş, gerekli pratik kanıtlamalarını yapmış ve trigonometrik cetveller hazırlamıştı. Ayrıca açılara olan hakimiyetini optik alanında da göstererek yansıma açılarını hesaplamış, bunları da eserlerinde formülize ederek açıklamıştı.

Dönemin devrimsel gelişmelere imza atan astronomu Kopernik, trigonometrik hesaplar kullanmamış hatta bu hesaplardan söz etmemişti. 

Zamanı kabaca belirlemek bir yana, Takiyüddin dakika ve saniye verebilen saatler tasarlamış, eserlerinde de dakika hesaplarının formüllerinden bahsetmişti. Güneş ve yıldızlar arasındaki süreyi tutarlı biçimde açıklamaya çalışırken hatasız gözlemler yapmak için dakikayı verebilen mekanik saatler üzerine önemli çalışmalar ortaya çıkarmıştı.

Sadece pratik değil, kuramsal incelemesini de yapmış, ondalık kesirler üzerine akademik denebilecek düzeyde çalışmalar ortaya koymuştu. Kuramsal çalışmalarına ondalık kesirlerin dört işlemde nasıl kullanılacağına dair önerileri de eklendiğinde Batı'da ondan çok uzun süre sonra benzer çalışmaların izine rastlandığını belirtmek gerekir.

Ayrıca hayatımızı yönlendiren saatleri geliştirmek için saatlere birer astronomik aygıt olarak yaklaşmıştı.

O Çağının hayli ilerisindeydi! Yaşadığı yıllarda, Kopernik'in ortaya attığı bilimsel devrimi pratikte gerçekleyen astronom Tycho Brahe onu bu devrimin parçası yapacak astronomik aygıtların yarısına yakınını Takiyüddin'in tasarımlarıyla ortaya çıkarmıştı.

Aynı dönemde yaşıyorlardı, Takiyüddin İstanbul'da, Brahe Danimarka'da Uraniborg Rasathanesi'nde birbirlerinden habersiz benzer gözlemleri yapıyordu. Brahe'nin ardından gelen Kepler onun ortaya attığı ölçümleri nihayete erdirecekti, bu yönden Brahe'nin biraz daha şanslı olduğunu düşünebiliriz ya da Takiyüddin'in şanssızlığından bahsedebiliriz.

Tabii buradaki 'şans' payının ne olduğuna bir şerh düşerek.

Takiyüddin'e o ilk büyük görevlerine başladığı dönemden beri büyük bir muhalefet vardı. Muhalefetin alevlenmesiyse 1577 yılının Kasım ayına tekabül eder.

İstanbul semâlarında görülen ve neredeyse bir ay boyunca gözlemlenen bir kuyrukluyıldız sebebi bilinmeyen, büyük bir korku yaratmıştı. Bu gözlemlerin sonrasında hem bir salgın hem de deprem olduktan sonra halk iyiden iyiye hurafelerin tesiri altına girdi. Tüm bu olayların insanlık tarihinde sık sık yaşanan olaylar olduğu unutulmuş ve felaketlerin 'rasathaneden dolayı yaşandığı' düşünülmeye başlandı. Öyle ki aynı günlerde halkı galeyana getirmek için Takiyüddin'in meleklerin bacaklarına baktığına dair bir kanı oluşturulduğu da rivayet edilir.

Tabii tüm bu hurafelere aklıselim doğrultusunda yanıt verilecek bir ortam da yoktu, İran Seferi beklenen sonuçları vermedikçe III. Murat üzerindeki baskılar artmıştı. Hurafelere inanmasa bile böyle bir çoğunluğu karşısına almak istememişti kuşkusuz.

Sonunda Takiyüddin karşıtları kazandı, yine onun karşısında yer alan dönemin şeyhülislamı tarafından III. Murat'ın emriyle fetva verildi.

“Gözlem yapmak uğursuzluk getirir. Meleklerin sırlarını küstahça anlamaya çalışmanın vahim sonuçları çok açıktır. Gözlem yapılan hiçbir memlekette işler yolunda gitmemiş ve devlet yapısı mutlaka zelzeleye uğramıştır.”

Rasathane top atışlarıyla yerle bir olurken bilim de bu topraklardan göçmeye işte o günlerde başladı, öncülüğü Batı'ya devretti. 

Sidrat muntahā al - afkār fī malakūt al - falak al - dewwar ( al - Zīj al - Shāhinshāhī ): Takiyüddin'in astronomi alanındaki en önemli eserlerinden biri olduğu söylenir. Bu kitabı hem Mısır'da hem de İstanbul'da gözlemlerine dayanarak tamamladı. Bu çalışmanın amacı, Semerkand'da tasarlanan ve Konstantinopolis Rasathanesi'nde ilerletilen bir proje olan Zīj - i Ulugh Beg'i iyileştirmek, düzeltmek ve nihayetinde tamamlamaktı. Yazısının ilk 40 sayfası, sinüs, kosinüs, teğet ve kotanjant gibi trigonometrik fonksiyonlara vurgu yaparak trigonometrik hesaplamalara odaklanıyor .

Takiyüddin’İN ÖNEMLİ ESERLERİ

Jarīdat al - durar wa harīdat al - fikar , Takiyüddin'in astronomi alanındaki en önemli ikinci eseri olduğu söylenen bir zîctir . Bu zīj, astronomik tablolarda ondalık kesirlerin ve trigonometrik fonksiyonların ilk kaydedilen kullanımını içerir . Eğrilerin ve açıların derece kısımlarını da ondalık kesirlerde hassas hesaplarla verir.

Dustūr al - tarjīḥ li - qawā  id al - tasṭīḥ , Taqī al-Dīn'in diğer geometrik konuların yanı sıra kürenin düzleme izdüşümüne odaklanan önemli bir eseridir.

Taqī al-Din, mermer bir yüzey üzerine çizilmiş güneş saatlerini ve özelliklerini tartışan Rayḥānat al - rūḥ fī rasm al - sā  āt  alâ mustawī al - suṭūḥ kitabının da yazarı olarak kabul edilmektedir.