CUMHURİYET ÇEŞİTLEMESİ-V-

Abone Ol
Ankara nefes aldı, sevince gark oldu tüm Anadolu, İstanbul ve Türk ulusu Ankara'nın düşmesine kalmıştı ramak, yenildiğimiz yer olsaydı Sakarya Kayseri hazırlatılmıştı Meclis nakli için, göze alınmıştı her Angarya 22 gün 22 gece, boğaz boğaza, kanlı bir süngü savaşı Hallaç pamuğu gibi atıldı top ateşiyle, Sakarya'nın toprağı taşı Onca silah ve ateş üstünlüğüne rağmen, kalmadı tutunacak dalı Yunanın Öyle zayiat verdi ki Türk Ordusu, nerdeyse kalmadı esamisi zabitanın "Bu muharebe zabit/subay muharebesi oldu" dedi Mustafa Kemal Paşa Çınlayacaktı yer gök, daha sonra denilerek Mustafa Kemal Paşa çok yaşa 25 bini aşkın, binbir türlü kayıpla, kazanıldı bu zafer Var gücünü ortaya koydu Türk Ordusu, herbiriyle subay ve er Kahpe Yunan, yenilgi acısını çıkarttı, yaparak büyük katliam Şehir, kasaba ve köyleri yakıp yıkarak, çevirdi harabeye tam Zâlim, kalleş, kahpe Yunan askerinin gücü, ancak silahsız halka yetti Acılı günlerin sonu, kıştan sonra gelmesi mukadder Cumhuriyetti Öyle zulüm yaptılar ki halka, öyle yıkımda bulundular ki yurtta Zulümler yankılandı, bunlara şaştı kaldı cümle âlem, kuş da kurt ta Karar almak zorunda kaldı Meclis, zulüm bilinsin diye dünyada Görülmemişti âlemde, hem suçlu hem güçlü, böyle kepaze a'dâ Ama Batı denen, iki yüzlü Batı'lı ukala Yunan ne yapsa, bugün de demiyor mu oh ne a'lâ? Artık gelindi, yapmak için Yunan'a, son büyük hamleyi Gizli gizli hazırlandı Ordu, vurmak için son darbeyi Harp hileydi, verildi düşmana, bambaşka bir meşgale Aziz Yurtta, son verilsin diye, binbir türlü işgale 26 Ağustos'a, büyük gizlilikler içinde gelindi Türk ordusu, yorgunluktan, sanki yer yarıldı da altına indi Yunanlılar, tam da derin bir gaflet içinde dalmışlarken eğlenceye Türk Ordusu, son hazırlıklarını yüklüyordu, karanlık bir geceye Nihayet verildi emir 26 Ağustos'ta, o kahraman Ordu'ya Fakat küçük gösterildi harekât, aman Batı engellemesin; harp bu ya Türk Ordusu, hem fikren hem maddeten, gösterdi muhteşem kabiliyet Bu temel üstünde yükselecekti beklenen, özlenen Cumhuriyet Ay hilâl hâlinde bekliyordu, her zamanki hakîkî yıldızını Onun uğrunda Türk Milleti, hazırdı vermeye, oğlunu kızını Zaten, çok yakışmıştılar birbirlerine, tarih boyunca hilâl-yıldız İşte bugün, ayırmak isteyenlere rağmen, olmayacaklardı yalnız Şanlı bayrağıdır İ'lâ-yı Kelimetullahın Hilâl-Yıldız Yani Türk bayrağı yükselecek, eski şevkinden alarak hız İşte onun sökmüştü, beklediği aydınlık sabahı Alınacaktı onunla, tüm mazlum milletlerin ahı 26 Ağustos 1922 sabahı, başlar büyük taarruz Kocatepe'den yağdırılan top mermileri, etti Yunan mevzilerini tuz-buz Ortalık dönüştü, sanki bir yoğun toz tufanına Sanki yıldırımlar düşüyordu savaş alanına 1 Eylül 1922: "Ordular: İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri." Emrini veren Gazi Mustafa Kemal, müjdeledi zaferler sunan kutsal haberi 9 Eylül 1922: girdi İzmir'e, şanlı Türk Ordusu Çekildi Kadifekale'ye Türk Bayrağı, garkoldu sevince Türk Ulusu Kaçarken Yunan; son alçaklığından kalmadı geri Hiç çekinmedi öldürmekten, kadın ve bebeleri Kaçarken, on bine yakın sivil halka kıydı, yaparak onlara işkence Mezarları bile kendilerine kazdırıldı, süngülenilmeden önce Kimilerini, petrole bulayarak, gaddarca yaktılar Kimilerinin, topuzlarla beyinlerini akıttılar Kimilerinin, korkunç şekilde, derilerini yüzdüler Bu manzara karşısında, insan değil, sanki yüzsüzdüler Bazı köy halkını, camilere doldurup, cayır cayır yaktılar Çocukların yanışını eğlence yapıp, İzmir'e dek aktılar Sırığa çocuk mu geçirmediler, Kazıklı Voyvoda gibi? Masum-mazlum çocukları mı parçalamadılar kundaktaki? Nice insanları attılar, çoluk-çocuk demeden kuyulara Köy, bağ, bahçe demeyip, verdiler ateşe, kaçarken kuytulara Kaçan Yunan askerinin, kalmadı yapmadığı zulüm çeşidi Doğudaki Ermeni zulmünü, hiç aratmadı Yunan askeri