6 yıl sonra tam bir asırlık koskocaman bir çınar olacak Cumhuriyetimiz.

İlk can suyunu buradan, 19 Mayıs 1919’da yaşadığımız bu şehirden vermiş, işgal edilen topraklarımızı kurtarabilmek adına ilk adımı buradan, Samsun’umuzdan atmıştı Atamız;

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüz.

Cumhuriyeti ilan edeceğim dediğinde en yakınında bulunan yol arkadaşları dahi inanmamış, kimi kader arkadaşları yanında yer almamıştı…

Ama O hiçbir zaman yılmadı. 

Bu büyük yürüyüşte,  Türk Milleti de onu hiç yalnız bırakmadı. O sadece Milletine güvendi, O’na sırtını yasladı.

Çünkü O yüreğindeki vatan sevdasını bu ülke topraklarına, milletinden alacağı güçle kazımaya ant içmiş, işgal edilen vatanının, Sarayburnu önlerine gelen düşman gemilerini gördüğünde: 

‘’Geldikleri gibi giderler’’ demişti. 

Geldikleri gibi de gittiler… Hiç yanılmadı,yılmadı ve kanmadı... 

Geçtiğimiz hafta kurtuluştan kuruluşa giden bu destansı yürüyüşün büyük komutanı, O Büyük Devlet Adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin 94’ncü kuruluş yıldönümünü büyük bir coşkuyla kutladık. Sadece Samsun’da değil tüm Türkiye’de coşku ile kutladık. Cumhuriyet kazanımlarına ve Atamıza saldırılan hat safhaya çıktığı bu dönemde; tüm Türk Ulusu Cumhuriyetine sahip çıktığını gösterdi ve sokağa indi. Bayramını kutladı. Coşku büyüktü...

Derneğimizin yaptığı kutlama törenlerinin, hafta boyunca coşkuyla süren etkinliklerin,etkinliklerimizin şehrimiz için ayrı bir anlamı vardı. Çünkü bu şehir; bağımsızlık mücadelemizde ‘özgürlük meşalemizin yakıldığı’ yerdi.

O nedenle Samsun’umuzda, Milli Mücadele şehrimizde Atatürkçü Düşünce Derneği Samsun Şubesi olarak; yapabileceğimiz etkinliklerin en mükemmelini yapmak, bu etkinliklerin coşkusunu bölge halkımızla, tüm Türkiye ile paylaşmak bizim için önemliydi, ondan da öte vatan göreviydi… Ama en önemlisi tüm etkinliklerimizi, kapalı alanlara sıkışmadan halkla kucaklaşarak yapmaktı ve böyle de yaptık. Evlerinde sıkışıp kalan insanlarımıza ses olduk.

Şubemizin kanaat önderleri başta olmak üzere hepimiz tek yürek olduk, gece gündüz çalıştık; en nihayetinde bir hafta boyunca süren etkinliklerimizle;

. Konferansımızla,

. Resim sergimizle,

. Çocuklarımız için düzenlediğimiz etkinliğimizle,

. Çelenk koyma törenimizle,

. Şehrimizin en önemli meydanında bir AVM içinde açtığımız ‘’Atatürk Resimleri’’ sergimiz ve çocuklara yönelik şenliğimizle halkımızla iç içe olduk.  

. Ama en çok da öncülüğünü yapmış olduğumuz Fener Alayının coşkusuyla gururlandık, halkımızın büyük bir katılımıyla, Samsun sokaklarında ‘yaşasın cumhuriyet’, ‘yaşa Mustafa Kemal Paşa’ diyerek haykırdık. Samsun semaları fenerlerimizle aydınlandı. Horonlar, halaylar çektik. Ay Yıldızlı Al Bayraklarımızla, fenerlerimizle Samsun gecelerini aydınlattık. 

Ne mutlu bize, ne mutlu Samsun halkına, Samsunlu gençlerimize; ne mutlu bu coşkuya ortak olan tüm Türkiye’ye…

O coşkulu haftanın ardından bana ve bize kocaman bir umut kaldı...

O bayram sabahı ellerinde sımsıkı tuttukları bayraklarla tören alanına gelen, çevresine pırıltılı gözlerle bakan, Atatürk’ün adını heceleyen o küçücük çocukların yüzlerindeki o gülücükler var ya!

İşte o gülücüklerdi bizim gururumuz ve umudumuz...

Ay Yıldızlı Bayrağımızı kavrayan o küçücük parmaklardı bizim umudumuz.

Atamızın anıtı önünde, İstiklal Marşımızı başlarımız dik büyük bir onurla söylerken işte tam da buydu en büyük coşkumuz... Samsun’un en büyük iki AVM’si içerinde yaptığımız sergiye olan talep ve dokunduğumuz insanlardı umudumuz...

Biliyor musunuz?

O da, aramızdaydı, o masmavi gözleri, keskin bakışlarıyla bizi büyük bir gururla seyrediyor, Türk Gençliğine emanet ettiği Cumhuriyetin coşkusunu o da yaşıyordu…

Nerden mi biliyorum?

Bazı geceler Atatürk Anıtı’na yani Samsun’un Onur Anıtına gider ve yüzümü gökyüzüne çeviririm. Orada oturur ve düşünürüm. Samsun’un bir gecesinde yada Vatanımızın herhangi bir yerinde; kaldırın başınızı bakın gökyüzüne; orada parlayan bir yıldız göreceksiniz…

O yıldız aslında gece gündüz hep parıldar ama biz onu yalnızca geceleri görürüz.

O yıldızlar kümesinin en çok parlayanıdır.

Adına Kuzey Yıldızı derler.

İşte oraya dikkatle bakın.

Orada onu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzü göreceksiniz

Son yüzyıla damgasını vuran O Büyük İnsan, hayatını bu vatan topraklarına ve Ulusuna adamış O Büyük İnsan, bağımsızlık mücadelemizi, ülkemizin kuzeyinden buradan başlatmadı mı?

Bir kez daha bakın ona. 

Bir kez daha hatırlayın 94 yıl öncesini,

Dinleyin bakın Samsunun ve tüm ülkenin dağlarında taşlarında hangi ses yankılandı?

‘’Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa’’

Duyuyor musunuz o altın saçlı, boz yeleli, mavi gözlü Atamızın sesini;

‘’Dağ başını duman almış yürüyelim arkadaşlar’’ dediğini…

Neredeyse bir asır geçmiş o yolların, o seslerin ardından…

Ne çok şeyler değişti ülkemizde. Belki daha da değişecek/dönüştürülecek..!

 Ama bilir misiniz?

Değişmeyecek olan tek bir şey var! Tarihe yazılan, asra yazılan gerçekler...

O gerçeklerin adı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le başladı, hala onun adıyla devam ediyor ve edecek...

Bu gerçek hiç değişmeyecek; hiçbir güç değiştiremeyecek.

 İşte Cumhuriyetimizin 94’ncü kutlama coşkusunun ardında bize kalan en önemli gerçekte buydu.

O gerçeğe adını bir kez daha yazdırdı nice Mustafa Kemaller ve yazdırmaya da devam edecek...

Cumhuriyet Bizim, Bu Vatan Bizim...