SÜLEYMAN EFENDİ HAZRET’LERİ HAKKINDAKİ, YALAN, İFTİRA VE BUHTAN’LARA  CEVAPLAR!... ( 79 )

“Ali Erol Ağabey’in Notlarından, Hazreti Üstaz’ımız,” diye başlayan, uzunca bir metin, bir Whats APP, Grubundan, İnternet zemininde tedavüle sokulmuştur.Hani, hep deriz ya,” Doğru yola çıkıncaya kadar    yalan,uydurma haber dünya çevresinde yetmiş kerre dolaşır,”

Merhum, Ali Erol’a dayandırılarak, Hazreti Üstaz’ımıza izafe edilen uzunca metinde, doğruların yanında, vahim hatalar da mevcud’dur;Bir kere, Tevhid ve Tahmid ihtiva eden uzun metinle, Tesbih ve tahmid ifade eden kısa metin, Hazreti Üstaz’ımızın tertip ve tanzim ettiği metinler değil,Ktübü-ü Sette’de tüm mu’teber Hadis Külliyatında  hemen hemen, bütün ravî’ler tarafından rivcayet edilmiş Hadis-i Şerif’lerdir. Hazreti Üstaz’ımız, bu Hadis-i Şerif’leri hararetle tavsiye buyurmuştur.Teyb ile kayda alınan tek va’az’ı Tevhid ve Tahmid ihtiva eden uzun hadisle alakalıdır.Bu  va’az’ında buyururlar ki,” Bütün hadis şarieh’leri hayran kalmışlardır,” Herkim, bunu sabah veya akşam onbir kerre okursa, elfe elfi hasenat, elfe elfi seyyiatın mahvi, elfe elfi    derecat, kazanır,” buyurmuşlardır.

Demek istediğim, bu metinler, Hazreti Üstaz’ımızın tertep ve tanzim ettiği metinler, du’a’lar tesbih ve tevhid ve tahmid’ler değil, Hadies-i Şerif’lerdir, Hazreti Üstaz’ımız, yalınızca  tavsiye buyurmuşlardır.Asla, yanlış anşılmaya sebebiyyet vermemeliyiz, yanlış anlaşılamalara müsaade etmemeliyiz. Emekli vaiz bir Arkadaşımız, İstanbul’da Eyüp Camii’ndeki va’az’ında, bu Hadislerden bahs’ederken, sarahaten  hadis olduğunu zikretmeden, Hazreti Üstaz’ımızdan da bahsedince, yanlış anlaşılmış, İlçe’nin müftüsü, “ Hadis-i Şerif’i, Süleyman Efendi Hazret’lerine izafe ediyor,” diye, bu emekli vaizi va’az etmekten men’ediyor,” Ben burada müftü olarak kaldığım müddetce bir daha va’az etmesine izin vermem diyor.

Bu uzunca metinde,” Musibet zamanında sabah namazı sünneti’nin   ikinci rek’atında zamm-ı Sureden sonra kunut yapıp Ahzab du’sı okunur,” deniliyor  ve bu vahim hata, Hazreti Üstaz’ımıoza izafe ediliyor.

Resûl-ü Zîşân Efendimiz, salla’llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz. Sadece bir def’a, Sabah Namazının sünnetinin ikinci rek’atında kunut du’ası okumuş, sonra bunu terk’etmiş, Ashabına da  terk’etmelerini emretmiştir. Bu husus, Ashabın tevatür derecesinde ekseriyyetinin rivayetiyle sabittir. Sabah Namazının sünnetinin ikinci rek’atının fatiha ve sure ilavesinden sonraki zaman du’a makamı olmayıp, derhal rükû’a giutme zamanıdır, aksihalde,Farz’ın te’hiri sebebiyle sehiv secdesi gerekir.

Vitr Namazının üçüncü rek’atında fatiha ve kısa bir ayet veya sureden sonra kunut du’a’sını okumak vacibdir. Kunut ve kunuttan sonraki kısa zaman du’a makamı olduğu için, kunuttan sonra, Salât-i Münciye’nin okunması tavsiye edilmiştir. Felâkmet ve musîbet’lerin arız olduğu ve umûmîleştiği zamanlarda, kısaca, Ahzâb Du’a’sı olarak bilinen, Buharî’nin rivayetine göre,” Allahümme Münezzile’l-Kitap, İhzimi’l- Ahzâb,”  diye başlayan, Peygamber’imizin bu du’a’sı da, kunut ve Salât-i Münciye’den sonra okunması tavsiye edilmiştir.Dikkat buyrulsun, ekseriyyetle,” Allahümme Münzile’l-Kitap,” diye okunuyor, Buharî’de- Tecrid-i Sarih tercümesinde, du’a’nın- Hadis’in metni, “ Allahümme Münezzile’l-kitab” tarzındadır.

Metinde,”Dîni   hükümler üç kısımdır, ilim,amel ve ihlas. İmandan sonra kurtuluşa sebeb olan amel,halis niyyetle kılınan ve her gün bin şehid’in  sevabı verilen beş vakiet  namaz’dır.”Böylesine bir terkip, asla Hazreti Üstaz’ımıza izafe edilemez. İlim, dînî bir hüküm değil,  iman,amel ve ihlas olarak sıralanabilir.İman’dan sonra amel, yalnız beş vakit namaz değil, başta İslâm’ın diğer şartları olmak üzere diğer farzlar,vacibler,müekked,gayr-i Müekked sünnetler ve bütün bu ibadetlerin Allah rızası için yapılmasıdır.Beş vakit namazlarını ihlas ile yerine getirenlere bin şehid sevabı verilmesi hususunda herhangi bir ayet ve hadis bulunmamaktadır, abartılmıştır. Hem sonra bütün şeriati hulus ile kılınacak beş vakit namaza hasretmek vahim bir hatadır.

Bu uzun metinde, nafile ibadetlere çok abartılı bir şekilde yer verilmiştir:Sadece bir kerre Evvâbîn namazı kılanların 70 yıl ibadet yapmış gibi seap kazanacakları ifade edilmiştir. İmam-ı Rabbânî Hazret’leri   ahirzamanın en büyük fitnelerinden birisi ve en tehlikeli tasavvufî bid’at,Farzlara layıkıyla ehemmiyyet vermemek,buna karşılık nafilelere olağanüstü sarılmaktır, buyurur.Peygamber’imiz, salla’llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz,Kudsî bir hadiste,  Cenab-ı Hak Teâlâ Azze ve Celle buyuruyorki, “Kulum,farzları eda ederek Azabımdan kurtulur, naf1ile ibadetlerle   bana yaklaşır,” İmam-ı Rabbânî, Müceddid-i Elf-i Sânî, Ahmed-ü Faruk es-Sirhindî(K.S.) Hazret’leri, Mektubat-ı Kudsiyye’sinde: “ Kulunu Allah’a yaklaştıran ameller, ya farzlardır, ya da nafileler.Farz’ların yanında nafilelere asla i’tibar olunmaz. Vakitlerden bir vakitte farz’lardan bir farz’ın edası    bin senelik nafilelerin edasından daha faziletlidir,  velevki,namaz,oruç,zikir,fikir ve emsali bu nafile ibadetleri halis bir niyyetle eda etmiş olsun.Hatta,farz namazları eda ederken sünnetlerdean herhangi bir sünnete edeplerden her hangi bir edebe riayet de aynen bin yıllık nafile ibadetlerden faziletlidir.İbn-i Malik’in Muvatta’da rivayetine göre, Hazreti Ömer radiya’llâhu anh Efendimiz, birgün Mescid-i Nebeviyye’de Cemaate Sabah Namazını kıldırdı,Mihrab’da döndü Cemaati süzdü, onların arasında birisinin olmadığını fark’etti ve “ Falanca Cemaate niçin katılmadı? Bilenler var mı? dedi, bunun üzerine deadilerki,; “ o,gece yarısına kadar  uyumaz, nafile namaz kılar, ihtimaldirki, bu vakitte uyku galebe çalmış uyuyakalmıştır.Hazreti Ömer buyurdularki,: “ Gece’nin tamamında uyusaydı da sabah namazını cemaatle kılsaydı onun için daha evlâ  ve faziletli olurdu... Evlâ olana riayet Keraheti Tenzihiyye bile olsa kerahetten içtinap, zikirden,fikirden ve murakabe’den ve başkaca pekçok mertebe’ye teveccühden evlâ’dır.Mekruh, Keraheti Tahrimiyye ise , vay! Haline! Sünnetlere ve adab’a riayet, tenzihî olsun, Tahrimî olsun,mekruhlardan içtinap büyük kurtuluştur, bunun dışındakiler dikeni  avucu ile sıvazlamaktır.

Yine bir Danik,( bir ölçek)    farz olan zekat hisabından tasadduk,nafile olarak verilecek dağlar büyüklüğündeki altın tasadduk etmekten daha faziletlidir.Farz olan zekatı, müstehak olan bir fakire verme adabı, müstehak olmayanlara verilen zekattan binlerce kerre faziletlidir.Yatsı namazını vaktinde eda etmeyip gece’nin ikinci yarısına bırakarak     bunu bütün geceyi kıyamda geçirmeye vesiyle yapmak  cidden müstenker, istenmeyen bir durumdur,Yatsı namazını bu vakitte eda, Bütün Hanefî  uleması tarafından tahrimen mekruh sayılmıştır. Hanefî  uleması, yatsı namazının gece yarısına kadar kılınmasını mubah kabul ettikleri için, gece yarısından sonra kılınmasını mekruh addetmişler. Mübah’ın karşılığı Tahrimî  mekruhtur. Ancak vitr namazını gece yarısından sonraya bırakmak ve o vakitte kılmak müstehab’dır. Vitr namazının bu vakte bırakılması, seher vakti, teheccüd namazının kılınmasına ve sabah vaktinde uyanık kalınmasına da yardımcı olur.

İmam-ı A’zam, Ebû Hanife Hazret’leri, Abdestin adabından bir edebi terk’ettiği için,- ayak parmaklarının arasını ovalamadığı için, abdest alırkan parmak aralarının kuru kalması ihtimaliyle,-  kırk senelik namazlarını kaza etmiştir.”