Parti’lere olduğu gibi, canhıraç bir gayret’le C.H.P.’ yi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyen ölümüne rey veren, Ali Erhan Kuriş efendi ve avanesine, Cumhurbaşkanlığı Yeardımcılığı, Bakanlık, ya da çok önemli bir Devlet Kurumu veremeyeceğine göre, acabâ, ne va’d’etti, ne verdi? Hem sonra, Zillet ve Şer İttifakına dahil, dahil olmadıkları halde, C.H.P.’ye ve Kemal Kılıçdaroğlu’na destek veren, bütün partiler, kurum kuruluşlar ve şahsiyetler derin pişmanlıklarını ifade ettikleri halde, Bizimkilerden ses seda çıkmadı. Bu suskunluğun da derin bir sebebi olmalıdır.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun, kendisine destek vermeleri kardşılığında, % 1,2 reyi olduğu düşünülen, bir parti’ye 100 Milyon TL. ödediği açıklanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı, Bakanlık, herhangi bir Devlet Kurumu istemeyen, Ali Erhan Kuriş efendi, pekâlâ! Bir-kaç milletvekilliği isteyebilirdi, Nasıl olsa, Kemal Kılıçdaroğlu, % 00,0,5 bile, reyleri olmayan parti’lere, 10-15 melletvekilliği vermemiş miydi? En az, % 2 reyleri olduğunu iddia eden, Ali Erhan Kuriş efendi ve avanesine de pekâlâ! 10 milletvekili verebilirdi. Şimdi, beynimi kurcalayan, soru şu acabâ?!
Kemal Kılıçdaroğlu, Kendisine destek va’d’eden, partilere, şahıslara, camia’lara bu kadar ödeme yapabildiğine göre, kaynağı nedir? Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Partisi’nin salahiyetli’leri dahil, hiçbir kimseye, Devlet Kurumlarına, Parti’lerin hisahlarını incelemekle mükellef, Yargıtay’a hisap vermediği, bir “Örtülü Ödeneği,” var. Bu Örtülü Ödeneğin kaynakları; Emekli Milletvekilliği maaşı, sanıyorum, çifte emelyiliği var, 150.000 TL kadar kendi maaşı, Parti’ye yapılan, Hazine yardımı, Türkiye İş Bankası’ndaki, C.H.P.’ nin, % 28’lik, hissesine karşılık, C.H.P., adına, Banka Yönetim Kurulu Üyeliği’ne getirilen, dört kişiye ödenen, milyarlarca, TL.’İK, Huzur hakkı ve Banka’nın tüm yıllık kârlarından aldıkları temettu’ bir de, yıllardır, Cumhurbaşkanı ve aile ferd’lerine yaptığı, iftira ve buhtanlar sebebiyle, Mahkemelerce verilen ve Kaziyye-i Muhkeme haline gelen, tazminatı ödeyebilmek için, her ay, herbir, milletvekil’inden kesilen, tahsil edilen, 5’er milyon Tl.’ler. Görüleceği gibi, Kemal Kılıçdaroğlu, Örtülü Ödeneğinden, hiçbir kimseye sormadan, hisap vermeden, sınırsız, ödeme yapabiliyor...
Deniliebilinirki, Ali Erhan Kuriş efendi, Büyükamcası’ndan, Dedesi’nden, Büyüannesi’n’den, Dayısı’ndan, kendisine, isabet muazzam miras dolaysiyle, Türkiye’nin, sayılı, Nakid ve Gayr-imenkûl, zenginleri arasındadır. Dolaysiyle, öyle 100 milyona, 200 milyona tenezzül edip, Mukaddes, da’va’yı satacak birisi olmamalıydı, Çok haklısınız, ama, bütün bu suallerin muhatabı ben değilim, cevap verecek olan da ben değilim...
Bize ulaşan ma’lumata nazarın, Ali Erhan Kuriş efendi, “ Ne zannediyorsunuz? Biz, C.H.P.’ye, gönül rızsıyla mı rey verdik? “demiştir.
Eğer, bu ifadeler, Ali Erhan Kuriş efendi’ye üid ve doğru ise, çok ciddî bir tehdit ülmış olmalıdır. Öyle ya, 19946 çok partili döneme geçişten i’tibaren, C.H.P. ve C.H.P., zihniyyetiyle mücadele etmiş, hiçbir zaman, C.H.P.’ ye rey vermemiş, bir Camia, güdücü’leri ve avanesi tarafından, C.H.P.’ ye rey vermek için, vicdanları körletecek kadar, zalimâne, maddî- ma’nevî, tazyîk’e ma’Ruz bırakılmış ve boyun eğmiş ise, Camia için, hayâtî, varolma, yokolma tehdidi yapılmış demektir.
Meselâ, “ Nasıl olsa, İktidara geliyoruz. Eğer, Camia olarak bize destek vermez ve bunu Efkâr-ı Umûmiye nezdinide deklare etmezseniz, İktidara geldiğimizde, ilk iş olarak, kurs-yurt’larınızı kapatırız, ya da Devlete, Kredi ve Yurtlar Kurumu’na devrederiz, mi demişlerdir.Çünkü, Seçim Propaganda döneminde, Zillet ve Şirret İttifakının ikinci büyük partisi’nin Lideri, Meral Akşener, 2 İktidara gelmelri halinde ilk işimiz, cemaat,tarikat yurt’larını kapatacaklarını ya da Devletin kurumlarına devr’edeceklerini, katıldığı Televizyon tartışma program’larında, açıkhva miting’lerinde deklare etmişti.
Başka neyle tehdit etmiş olabilirler, “ Hakkınızda, Cumhuriyet Savcılarınca, tedkikat ve tahkikat yaptırır, sizi hapse attırırız,” demiş olabilirler.
Bu tehdit’lerin herhangi bir geçerliliği yok. Siz, bu tehditlere boyun eğdiniz, tamam, size rey verilmesi hususunda, Camia’yı ikna ederiz, gerekirse ma’nevî baskı da dahil, hertürlü tazyîki kurarız,” deniz. Rey kullanma hücresinde, perdenin arkasında, vicdanıyla başbaşa kalmış, Camia mensubu birisinin kime, kimlere rey verdiğini nasıl tespit edeceksiniz? Gerçekten, Ali Erhan Kuriş efendi ve avanesi tarafından öylesine ağır, maddî- ma’nevî baskı uygulanmıştı ki,85 yaşına gelmiş, şimdiye kadar, C.H.P.’ye hiç rey vermemiş, karı-koca, Ali Erhan Kuriş’in avaneleri tarafından seçim günü, 6 def’a, erkek ve kadın hocalar tarafından ziyaret edilmiş, C.H.P.’ye rey vermeleri hususunda ikna edilmeye çalışılmış, ikrarları alınmıştır.
En ağır, ma’nevî tazyîk; Tam bir sahtekâr’lık, “ Ali Erhan Kuriş ağabeyimiz, “ emîrdir,” Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e ve sizden olan ülülmre de itaat edin.” ( Nisâ/4/59) Âyet-i Kerimesini, kendi istekleri doğrultusunda tefsir ederek, hâşâ! “ Ali Erhan Kuriş efendi,bizden olan ülülemir’dir, ona itaat da, yine hâşâ! Allah’a ve Resûlü’ne itaat gibi, farz’dır, Yine hâşâ! Sümme hâşâ! Sümme sümme hâşâ! Ali Erhan Kuriş’in emrine itaat etmeyerek, işaret ettiği, C.H.P.’ ye rey vermemek küfürdür, insanı,dinden çıkarır, nikahı bozulur,” denilerek, çok ağır, ma’nevî baskı kurulmuştur.
Şu fikrî perişanlık ve dağınıklığa bir bakar mısınız? Topyekûn bir Camia’ya küfre sürüklerken, “küfre düşersiniz, imanınız, nikahınız zail olur, ha!” Diye, tehdit etmişlerdir. Rey verilmesi için ikna etmeye çalıştıkları parti, Devletimizi, Dinimizi, tarihimizi, kültür ve Medeniyyetimizi, tahrip için, ehl-i Salîp devletler tarafından, Selânik de kurulmuş, Aziz Milleti’mizin başına musalat kılınmış, İttihad ve Terakkî Cemiyeti’nin devamı, Hazreti Üstaz’ımızın, sonra, 41 yıl bu ümmete ağabeylik eden, Merhum, Beyağabey, Kemal Kacar’ın ömürleri boyunca mücadele ettikleri,Türkiye’de ve Gönül Coğrafyamızda, Küfr’ün Merkezi ve temsilcisi, C.h.p.’dir. Hazreti Üstaz’ımız,” Yağmur du’a’ sına çıkacağınız zaman, sakın ola da, aranıza C.H.P.’li’leri almayasınız. Çünkü onların bulunduğu yere rahmet düşmez, Allah, du’a’nızı kabul etmez, rahmetini irsal buyurmaz. C.H.P.’ye, rey vermek şöyle dursun, buğuz etmemek, iyi nazarla bakmak bile imanı giderir, nikahı düşürür,” buyurmuştu.
Hazreti Üstaz’ımızın ilk talebe ve müntesiplerinden, Alanya’lı, Merhum, Hasan Arıkan ve Mehmed Arıkan’ların Merhum, Muihterem Pederleri, Kıvrasıllı, Mustafa Efendi, Mustafa Arıkan Beyamcamız, Evlâdı’na, “ Cenaze Namazımda, teşyî’ ve defin sırasında, cemaat arasında, sakın! C.H.P.’li birisini asla bulundurmayınız,” diye vasiyet etmiştir. Kıvrasıllı, Mustafa Arıkan Beyamca’nın, hayatta olan oğulları, Hüseyin Arıkan, Latif Arıkan ve Süleyman Hilmi Arıkan kardeşler, Alanya’da yaşıyorlar. Bu seçim’lerde, Camia’mız ferd’leri üzerine, C.H.P.’ ye rey vermeleri için, en ağır baskı, Ali Erhan Kuriş ve avanesi tarafından, Alanya’da, yapılmıştır. Tabi’î Kİ, bu ağır baskıdan, Arıkan kardeşler de, nasiplerini almışlardır. Rey kullanma hücresinde, vicdanlarıyla başbaşa kaldıklarında, bu baskılara mı boyun eğdiler, yoksa, Merhum, Muhterem Pederlerinin vasiyeti istikametinde mi rey kullandılar. Bu elbette, bir Allah, Celle Celâluhû, sir de kendileri biliyor..
Öyle dendi, böyle dendi. Öyle oldu böyle oldu. Netice i’tibariyle, Ali Erhan efendi ve avanesi, çok vahîm, tarihî, bir hata’ya imza attılar. Hani, hep söylenir ya, İstanbul’un Sembol Eser’lerinden, Muhteşem, Süleymaniye’yi yıkmak için, iki amele bir Balyoz yeter. Ama, yeniden inşa etmek için, bir Sultan Süleyman, bir Cihan Mi’mârı, Koca Sinan gerekir.
Ali Erhan Kuriş efendi ve avanesi, hep birlikte ellerine birer balyoz aldılar, Hazreti Üstaz’ımızın, 1924’den i’tibaren 35 yılda, Merhum, Büyüğümüz, Beyağabeyimiz, Kemal Kacar’ın, 16 Eylül 1956 yılından i’tibaren 41 yıl, birer kuyumcu titizliği ile milim, milim, inşa ettikleri, Zeberced ve Zümrüt’den, Muhteşem, Ehl-i Sünnet Sarayı’nı hak ve yeksan ettiler. Böylesine bir Saray’ın inşası için, Bir Süleyman Hilmi Silistrevî,(K.S.), bir de, Kemal Kacar gerekir.
Asla, ye’se( ümidsizliğe) düşmeyelim, Sahib-izaman, Mürşid-i Kâmil ve Mükemmil, Medar Mürşid ve Müceddidin tasarrufları Üveysî olarak, bi’temâmihâ ve bi’kemâlihâ devam etmektedir. Allah, Ehl-i Sünnet Sarayını, ta’mir edecek, yeniden inşa edecek kimseleri gönderecek, sebebler halk edecektir...