CUM’A  SOHBETİ ( 4 /07)

Abone Ol

SÜLEYMAN  EFENDİ  HAZRET’LERİ  HAKKINDAKİ,  YALAN,  İFTİRA  VE  BUHTAN’LARA  CEVAPLAR !.. ( 05 )

Mürşid-i Kâmil ve Mükemmil, Medâr Mürşi  ve Müceddid, Süleyman Hilmi Silistrevî,(K.S.)  Efendi Hazret’leri, başka hoca’lar okuttukları talebe’den ücret talep ederken, nerede kaldıklarını, ne yiyip-içtiklerini, yani, iaşeve ibatelerini hiç sormazken, okuttuğu talebe’den her hangi bir ücret talep etmediği gibi, ihtiyacı olanlara ayrıca harç’lık verir, iaşe ve  ibatelerini te’min eder, rahatsız olanları hekime gönderir, ilaçlarını aldırırdı.( Sağlık ve İlaca erişimin neredeyse imkansız olduğu o yıllarda,   bu hizmet öylesine yabana atılır, bir hizmet değildi.Üstelik, bir arada kalmak durumunda olan bu talebe arasında verem hastalığı çok yaygındı, zamanında tedavî  edilmezse, vcerem o yıllarda ölümcül bir hastalıktı...  

Hazreti Üstaz’ımıza, talebe’nin iaşe ve ibatesiyle,hertürlü ihtiyaçlarının karşılanması hususunda, birinci elden, maddî- ma’nevî, yardım eden, başta, devrin Büyüğü,Muhterem, Merhum,Bey Ağabey,Kemal Kacar,”Konyalı,” ma’ruf, İstanbul’da, Konyalı Lezzet Lokantasının Sahibi, Merhum, Mustafa Doğanbey, Mustafa Doğanbey vasıtasıyla Hazreti Üstazımızla müşerref olmuş, Kayseri’li, Hacı Refik Bürüngüz, Hacı Refik Bürüngüz vasıtasıyla Hazretimizi bulmuş, Kayseri’li, Hacı Süleyman Kuşculu, Demir-Celik Fabrikatörü, Merhum, Mehmed Üretmen,( Merhum, Prf. Dr. Nevzat Yalçıntaş Bey’in kaim-i Pederiydi.) ve Merhum, Hacı Nazif Çelebi,,,

Herbirini, rahmet,minnetle ve şükranla yâd ettiğimiz, bu Büyüklerimiz, İstanbil’da,Hazreti Üstazımıza, tedris, ihda ve irşad vazifelerinde, ihtiyaç duyduğu bütün maddî- malî, imkanları te’min etmişlerdir.Konyalı, Merhum, Mustafa Doğanbey, Tedrisat ve talebe’nin iaşe ve ibatesi için, Kısıklı, Küçükçamlıca’daki Köşkünü tahsis etmişti.

Fabrikatör, Hacı Mehmed Üretmen, İstanbul, Rami Topçular’daki Fabrikasının bir bölümünü, talebe’nin      yakıp- kalkacağı, ders okuyacağı kurs haline dönüştürmüş, Hazreti Üstazımız kendisine, “ Mehmed Bey! Fabrikan’da kaç kişi çalışıyor? “ Efendim, normal zamanlarda 400 kişi, ama kampanya dönemlerinde 600 veya 800 kişi olabiliyor.” “ Öyleyse, Aşçıbaşına söyle, yemek kazanlarına birer kova fazla su ilave etsin,Yemeğin bereketi artacak   işçilerle birlikte talebe de karnını doyuracaktır.” Buyurur...Yıl, 1959 Rami Topçularda, 150 talebe mevcud, Merhum, Çırpanlı Hoca’mız, Mustafa Çırpanlı Tekâmül okutuyor, Hazreti Üstaz’ımızın ebediyyete intikal buyurdukları yıl.Diyabet rahatsızlığı’ndan son derece muztarip bulunduğu halde,dört-beş vasıta değiştirirerek, zaman zaman Topçulara teşrif buyuruyor, Hatta, son teşriflerinde, bütün talebeyi uzun uzun süzdükten sonra, salon’dan ayrıldıktan sonra, dönüyor, yanındakilere, “ İmam-ı Rabbânî Evlâdı’nı dünya gözüyle son bir kerre daha göreyim, istedim,” buyuruyor. Yan9ındakiler  fart-ı muhabbetlerinden dolayı, bir ma’na veremiyorlar, vermek istemiyorlar, Rami Topçularda bulunan 150 talebe, Fabrika işçileriyle birlikte, Fabrika’da kaynayan kazanlarda   pişen yemekleri , sabah kahvaltısı dahil, üç öğün yiyordular.Rami Topçularda, 1959 yılında, Merhum Hoca’mız Mustafa Çırpanlı’nın  Tekamül Kursundan me’zun Kardeşlerimizin kahir ekseriyyeti, Diyanet İşleri Reisliği’nin açtığı, müftülük- vaiz’lik imtihanlarını kazandılar, müftü, vaiz olarak yıllarca ümmeti Muhammed’e hizmet verdiler.

Kayseri’li Merhum, Hacı Süleyman Kuşculu,Hazreti Üstazımız, Anadolu Yakasına, Kısıklı- Çamlıca  Nakl-i Mekân edince,Hazretimize yakın olmk, derslere, sohbetlere iştirak edebilmek için, Ziyarethane’ye yörüme mesabesinde, Çakal Dağında, 6.000 m2 bir arazi satın alır, buraya bir köşk inşa ettirir.İstanbul’un göbeğinde, Kapalıçarşı ve Nuruosmaniye Camii’nin dibinde, Nuruosmaniye Caddesi üzerinde bulunan, Apartmanı’nı, Efendi Hazret’lerine, hizmetlere tahsis etmişti.Zaman zaman, Üniversite’lere devam eden Kardeşlerimize tahsis edildi, İlk Kurduğumuzda, Fazilet Neşriyat ve Ticarat Anonim Şirketi’nin Merkezi, İlk çıkardığımız yıllarda, UFUK Gazete’mizin Bürosu olarak kullanıldı...

1950’li yıllarda, İstanbul haricinde de, canlarıyla mallarıyla, Müceddid’in irşad ve tecdidine, destek veren, Anadolu’nun muhtelif  yerlerinden gelen, mühacir talebe’ye ensar olan vakıf şahsiyyetler vardı. Bunların arasında, tek kişilik bir ordu gibi çalışanlar vardı.Trakya Bölgemizin kapılarını, tecdide, irşad ve ihdaya açan, Merhum, Çatalca Müftüsü, Lütfi Davran,Tek başına,Çatalca İlçe’sinin hindiurlandında, yaptığı çalışmalarla, 50-60 kişilik bir yurdu inşa etmiş ve yıllarca  bu kadar talebe’nin iaşe ve ibatesini tek başına karşılıyordu.Merhum, Mehmed Yılmaz, oğulları, Hüseyin, Salih ve Mehmed Yılmaz,Tepecik kendi arsalarının üzerine yaptırdıkları, Kur’ân  Kursu erkek ve kız Kursu-yurdu olarak yıllarca hizmet vermiş, burada okuyan talebe’nin iaşe ve ibatesini, yılarca Tepecik Köylü’leriyle birlikte Yılmaz ailesi karşılamıştır. Sakarya’da, yine tek başına bir ordu giubi çalışan, Arnavut Asıllı, Hacı Râmo üç kurs birden yaptırmış ve yıllarca bu kurslarda kalan talebe’nin iaşe ve ibatesini tek başına te’min etmiştir..

Düzce Cumayerinde,- Şimdilerde Cumaovası.- Merhum, Hacı Ahmed Şen, Merhum Hasan Arıkan’ın da hocalık ettiği, Anadolu’nun muhtelif yerlerinden gelen mühaçir talebe’ye ensar olmuştu.Samsun’da Hacı İstif, Rize’de, Benzinci Mahmud,( Mahmud Morgül), Çorum’da Hacı Nihad Cerit,( Kardeşim, Mustafa Cerit Bey’in Ağbeyi.) Karaman’da  Merhum, Şükrü Taşkıran,Konya’da, Günümüzdeki, Topraklık, Yakutlu Öğrenim Kurum’larının bulunduğu geniş araziyi vakf’eden, Yakutlu ailesi ve Merhum, İsmail Yakutlu,Konya Beyşehir’de,Karaman’dan Yenidoğan’a, Yenidoğan’dan Huğlu’ya, Huğlu’dan, Kayabaşı’na(Mahramkolu) 1960 darbesinden sonra Beyşehir İlçe Merkezine hicret etmek mecburiyyetinde kalan muhacir talebe’ye, her gittikleri yerde ensar olan, Merhum, Hacı Mehmed Tanık.1950’li yıllarda, mücadele ve mücahade’nin ön saflarında, ateş haddinde, Anadolu’da koşuşturan, günün şartları içinde İstanbul ile Anadolu arasında irtibat te’min eden, Merhum,Anamur’lu Yusuf Bey Amca,( Yusuf Kaplan ve oğulları)...

1950’li yıllarda, Anadolu’da, Antalya,Alanya-Oba’da, Türkiye’nin en büyük yatılı Kur’ân Kursunu, Sarıkadılar Çiftliğinin tam ortasında inşa ettirip,Alanya’nın yaylalarndaki Yörük Oba’larının da yardımıyla 150-200 kişinin iaşe ve ibatelerini tek başlarına karşılayan, Kıvrasıllı Mustaf Arıkan ve Merhume Zevcesi, Hâce, Hadîce Cihade Arıkan Hanımefendi...

Hazreti Üstaz’ımızın ilk talebesinden, Merhum, Mustafa Çırpanlı Hoca’mızın ilk talebesinden, Kıvrasıllı, Mustafa Arıkan, Kalaycı Mehmed Oral, Demirci Mustafa Özdemir,( Gazioğlu) ve Zühdü’nün Hüseyin olarak ma’ruf, Merhum, Hüseyin Özge.. Merhum, Hüseyin Özge Hoca’mız, Benim ilk Hocamdı. Yakinen biliyorum,Konya’dan veresiye halı ipliği mübayea eder, Muhtereme Refika’ları ve kızları gece-gündüz halı dokurlarlar, Hoca’mız, bu halıları Konya’da saütar, iplik borcunu ödedikten sonra bakiyeyi talebeye harcardı, Gerçekten, Bizim tanıma şerefine nail olduğumuz bu insanlar bu devrin değil, Ashab devrinin insanlarıydı.Yeni nesillere timsal olması ümidiyle bunları yazıyorum, her birini rahmetle, minnetle ve şükranla yâd ediyorum...