Bizim kuşak bir çok olay yaşadı, ancak bu ‘Covid-19’ belası gibi salgın yaşamadık. Türkiye’de, bizim DPT yıllarından başlayıp, özellikle son yıllarda sağlık sektörüne yapılan olumlu katkı ve yatırımlar neticesinde, bu salgını, İtalya, İngiltere, İspanya ve ABD’den daha iyi atlatacağız. Bazılarının karşı çıkmalarına rağmen, inşa edilen şehir hastaneleri çok faydalı oldu. Atatürk Cumhuriyetin ilk yıllarında, her şehirde, bir memleket hastanesi kurdurmuştu. Temennim, başlatılan şehir hastaneleri modelinin her ilimizde yapılmasıdır. Önemli olan, bu hastaneler var mı, var ise hayati derecede işe yarıyor mu, beni bu ilgilendiriyor... 

Bu salgında, büyük görev yapan, hayatlarını tehlikeye atan doktorlarımıza, tüm sağlık çalışanlarımıza şükran borçluyuz. Kendisini tanımam ancak salgınla mücadele vetiresini vukufla yöneten Sağlık Bakanı Dr. Koca’nın, şans olduğunu düşünüyorum. Çok kutsal bir mesleği seçen doktorlarımızın, dünyanın en iyi doktorları olduğunu bir kez daha gördük. Tıp eğitimi uzun, meşakkatli, fedakarlık gerektiren bir süreçtir. Doktorluk, kutsal bir meslektir. Türkiye’nin en az 500.000 doktora ve bu sayının iki misli hemşire ve sağlık personeline gereksinimi vardır. Gene üniversitelerimizde tıp fakültelerinin açılmasını eleştirenler, herhalde pişmen olmuşlardır. Doktor ihtiyacının karşılanması için tıp açmayıp da ne açacaksın!?.. 

Gene bu salgın gösterdi ki, emniyet ve polis teşkilatının nitelik ve nicelik olarak yükseltilmesi gerekir. Tıp mesleği, güvenlik hizmetlerine eleman kazandırılması, istihdama da olumlu katkı yapacaktır.

Çok sıkıntılı, hassas günlerden geçiyoruz. Paniğe kapılmadan, sükunet, teenni ile bu hassas günleri atlatmalıyız. Bu günlerde yapılacak en son husus siyasettir. Bu bela, millet, ülke, yaş, cinsiyet, inanç dinlemeden, herkesi, her ülkeyi vuruyor. Şu süper güç ABD’ne bakın, sağlık sistemi çöktü. Ben tüm dünyayı saran ve sarsan, salgın belasından, Çin’in vebali olduğuna inananlardanım. İnsan değerinin, demokrasinin, hijyen, refah şartlarının olmadığı, milyarlarca insanın ne bulduysa yediği, bir bölge, zaten tarih boyunca salgınlar, hep oralardan sadır olmuştur.

Bizi yönetenler de insandır. Şüphesiz hatalar yapılacaktır. Onları da anlayışla karşılamalıyız. Eleştiriler, yapıcı, yol gösterici olmalıdır. İçişleri Bakanı Sn. Soylu’nun istifasının kabul edilmemesini olumlu karşıladım. Yıllar önce DYP Genel Başkanı iken, bende milletvekili iken, kendisine bir nezaket ziyaretinde bulunmuştum. Kibar, zarif, sorumluluk sahibi bir insan intibaı bıraktı. Özellikle bölücü terörle mücadelesi takdir edilmelidir. Sokağa çıkma yasağının saati konusunda kendisine tenkitler yöneltildi. Peki kardeşim Bakan suçlu da, öngörülen önlemleri dinlemeyip, marketleri, fırınları perişan eden, saldıran insanlarımızın hiç mi suçları yok... Yahu adam marketten çıkarken, dostlar alışverişte görsün kabilinden, maskesini çıkarıp, arkadaşına takıyor. Sille tokat, kavga ediyor.. Sonra polis müdahale edince, polis sert davrandı oluyor. Bak, Dünya Savaşı’nda, Alman halkına günde bir tek ekmek, yumurta alacaksın denildi, hiç kimse ikinciyi almadı, disiplinli, kural ve kanunlara riayet eden bir toplum olmalıyız... 

Birileri çıkmış, “Efendim ölüm sayısında şüphelerimiz var” diyor. Günlük yayınlanan test, hasta sayısı, ölüm bilgilerinin altında, Bilim Kurulu Üyelerinin imzaları var. TV’lerde birbirlerinden değerli Bilim Kurulu Üyeleri, hocalarımızı izliyoruz, yani onlara yalancımı demek istiyorsunuz. Devletimize inanacağız, başka yolu yok.. Bu vesile ile şunu ifade edeyim; Biliyorum onlar bu kutsal mesleği para için yapmıyorlar, ancak hayatlarını ortaya atarak, cephede, bu alçak virüse karşı fedakarca savaşan sağlık personelimize derhal birer misli maaş ödemesi yapılmalıdır. Ben bir yıl önce daha salgın yokken, muhtemel bir İstanbul depremine hazırlık olmak üzere, boşaltılan Atatürk Hava Limanı’nın terminal, otel, binalarının acil hastane olarak düzenlenmesini önermiştim. Ancak bunlar pisti tahrip ederek, yeni bir inşaata başladılar. Bu yanlış olmuştur. İsraf olmuştur. Ayrıca bir çok hastanenin kapatılması da yanlıştır. Bak, şimdi onlara ihtiyaç doğdu... Elimizdeki tüm olanakları rasyonel, koordineli biçimde kullanırsak, hasta yatağı, yoğun bakım, entübe ünitesi yeterliliği temin edilir. Bu konuda Sağlık Bakanımızın icraatlarını desteklememiz şarttır. 

Yurt dışındaki Türklerin yurda getirilmeleri, yardıma muhtaç ülkelere yardım (ABD dahil) olumlu ve büyük devlet olmanın özelliklerindendir. Öncelik, bu salgın belasını atlatıp, feraha çıkmaktır. Ondan sonra iktisadi, ziraat, finansman konularını konuşacağız, tabii ki, siyaseti de o zaman yapacağız...