Avrupa Birliği ile yapılan görüşmelerin tozu dumanı  bizim medyanın gözünü kör etti, çevremizdeki olayları yine görmezden geldiler. 

Irak'taki Türkiye'nin Bağdat Büyükelçiliği'nin güvenliğini sağlamak üzere gönderilen güvenlik mensupları, kahpe bir tuzağa düşürülerek şehit edildiler. 

Gözü dönmüş canileri, bu katliam tatmin etmedi, sadist bir şekilde öldürülen güvenlik mensuplarımız, belki son nefeslerini vermeden canlı canlı araç içinde yakıldılar. 

Komşumuz her ne kadar Irak ise de orada fiili yönetim ve güvenlik işleri ABD'nin elindedir. 

Henüz katiller açıklanmış olmasa da, büyük bir ihtimalle bu katiller peşmergenin ajanlarıdır. 

İstanbul Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon paşa da beyanatında ifade ettiği gibi: "Besle kargayı oysun gözünü" sözü, zanlıların büyük bir ihtimalle peşmergeler olduğu noktasındaydı. 

ABD Büyükelçiliği'nin Ankara'da düzenlediği, Fener Rum Patriğine Ekümenik (Evrensel) unvan bağışlayan davete, büyük bir cesaret örneği sergileyerek hükümet kanadı katılmama kararı almıştı! 

ABD Büyükelçisi bu tavra çok öfkelenmiş ve dileyen katılır, dilemeyen katılmaz, biz davetimizi yerine getireceğiz demişti. 

Türk hükümetini tahrik etmek istemeyen Fener Rum Patriği de ABD'nin bu davetine icabet etmemişti. 

ABD Büyükelçisi, hükümetin bu katılmama tavrına küstahça bir beyanatla cevap vermişti: 

Edelman: "Bu tavrı not ediyoruz" demişti!? 

Etmezsen hatırımız kalır? 

Irak'ta Türk güvenlikçilerine karşı yapılan katliam için de Hurşit Tolon Paşa; "Bu hareketi not ediyoruz" dedi. 

Demek ki bu hareketin sorumlusu ABD olarak görülmüştür ve gerekli uyarı, en üst düzeyde dile getirilmiştir. 

Coni, haddini bil ve çizmeyi aşma!? 

Türkiye'nin, sabrını bu kadar zorlarsanız, Türk demokrasisi de bir depremden nasibini alır. 

Ne AB, ne Kopenhag kriterleri kalır, hepsinin yerini Ankara kriterleri alır: 

En iyi hayat kaideleri, insanın bizzat tecrübe ettikleridir.