Karın ağrısı, şişkinlik ve kilo alamamak gibi masum şikayetlerle kendini belli eden çölyak hastalığı genellikle farklı hastalıklarla karıştırılıyor. Buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi tahıllarda bulunan glüten proteininden uzak durarak beslenmek, çölyak hastalığının tek tedavisi olarak biliniyor.

ALERJİ ÖMÜR BOYU DEVAM EDER..

Çölyak hastalığı, yaşam boyu devam eden bir gıda alerjisi olarak bilinmektedir. Vücudun verdiği tepki neticesinde 12 parmak bağırsak yapısı bozulmakta ve ince bağırsağın özellikle başlangıç kısmı normal yeteneğini kaybetmektedir. Dolayısıyla kişiler bu noktada gelişmesi gereken emilim faaliyetlerinden yoksun kalmaktadır.

BU BELİRTİLER VARSA SİZ DE ÇÖLYAK OLABİLİRSİNİZ..

Çölyak hastalığı farklı yaşlarda ortaya çıkabilmektedir. Çocukluk yaşlarında ortaya çıkabileceği gibi ilerleyen dönemlerde de kendini gösterebilmektedir. Hastalığın çok hafif ilerlemesi ve belirtilerin farklı rahatsızlıklarla karıştırılması teşhisin ileri yaşlarda konulmasına neden olabilmektedir. Çocukluk döneminde en bilinen belirtisi büyüme geriliği olan çölyak hastalığı;

· Karın bölgesinde öne doğru şişkinlik

· Yaşa göre kilo azlığı

· Kas zayıflığı ve kansızlık

· Gaz şikayetleri ve dışkıda anormallik

· Kusma, halsizlik ve iştahsızlık

· Ağız içinde oluşan aftlar

· Eklem ve kemik ağrıları

· Sinirlilik

· Ciltte kaşıntılı ve döküntüler gibi belirtilerle kendisini göstermektedir.

YİYECEKLERİNİZİ AYIRIN..

Çölyak hastalığının tek tedavisi glütensiz diyet olarak bilinmektedir. Glütensiz bir yaşama geçildiğinde hastalıkla ilgili bir sorun görülmemektedir. Burada önemli olan glütenli ve glütensiz gıdaların iyi ayrılmasıdır. Glüten daha çok buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi tahıllarda bulunmaktadır. Ancak günümüzde hazır gıda sektöründe glüten sıklıkla kullanılmaktadır. Bisküviler, hazır çorba ve köfteler, malt içecekler, glüten içeren sakız ile çikolatalar çölyak hastaları için tehlikeli olabilmektedir.

Hatta kadınların kullandığı bazı kozmetik ürünlerinin içinde bile gluten bulunabilmektedir. Bunların yanı sıra ilaç, şampuan, krem gibi ürünler glüten içerikleri nedeniyle dikkatli kullanılmalıdır. Çok iyi bir etiket okuyucusu olunmalı, gıdaların etiketleri mutlaka okunmalıdır. Özellikle evde glütenli ve glütensiz gıdaların birbirinden ayrı ve uzak saklanması önemlidir. Yemek hazırlığı sırasında glütenli gıdalara değmiş veya bulaşmış çatal, kaşık, süzgeç, tabak gibi gereçler kesinlikle çölyaklı kişilerin gıdalarına dokundurulmamalıdır. Bir ton gıdada 2 kaşık glütenin bile tehlikeli olabileceği unutulmamalıdır.

BU GIDALARI TERCİH EDİN

Çölyak hastaları tükettikleri her gıdayı sorgulamak zorunda kalmaktadır. Glütensiz ama sağlıklı beslenme alışkanlığı yaşam şekli haline getirilmelidir. Mısır, pirinç, patates, nohut, mercimek, kestane, soya, fasulye, fındık gibi besinleri ve bu besinlerden elde edilen un ve nişastaları tercih etmek gerekmektedir. Ceviz, fındık gibi kuruyemişler ile incir ve kuru üzümü beslenme zincirinden eksik etmemek önemlidir. Bunların yanı sıra kümes hayvanları ve kırmızı et, tüm sebze ve meyveler, bakliyatların tüm çeşitleri, yumurta, bal gibi gıdalar rahatlıkla tüketilebilmektedir. Buğday ekmeği yerine mısır ekmeği yenilebilir. Hazır alınan mısır ekmeklerinin içine farklı unların karışabileceği ihtimaline karşı mısır ekmeğini evde yapmak daha sağlıklıdır.