Her başarının bir bedeli olduğu gerçeği inkar edilemez, bu kesin…

Lakin başarıya ulaşmanın tek yolunun çok pahalı olduğu fikrine de kesinlikle katılmıyorum. İsterseniz bu cümleleri neden kurduğumu, hangi amaçla dile getirdiğimi ifade edeyim…

Fenerbahçe’nin son yedi yılda basketbolda yakaladığı başarının altında Zeljko Obradovic faktörünün olduğu bir gerçek. Ancak bu başarıyı yalnızca Obradovic’e endekslemek ve bu denli pahalı elde etmek de bir o kadar yanlış. Sarı Lacivertli yönetim, hayli zamandır futbolda aradığı çıkışı elde edemeyince, 2013 yılında basketbola adeta bir can simidi sarılmış ve o kulvarda yatırımlara yönelmişti.
Dönemin başkanı Aziz Yıldırım, futbolda yakalayamadığı yükselişi potadan ummuş ve bir anlamda taraftarında nabzını tutmak adına, Sırp hocayla el sıkışıp takımın başına getirmişti. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu plan tuttu da. Hafızamızı şöyle bir yokladığımızda, stadyumda takımını izlemekten yılan taraftar salona gelerek, gönül verdiği Sarı Lacivertli renklerle basketbolda daha bir içli dışlı olmaya başlamıştı. Lakin, taraftarla daha fazla yakınlaşma planı Fenerbahçe için hayli masraflı olmuştu. Çünkü, Obradovic tartışmasız dünyanın en pahalı koçlarından biriydi. Ayrıca Sırp hoca görevi, alınacak iyi ancak bir o kadar da pahalı oyuncular olursa kabul edeceğini bildirdi.

Bu noktada Aziz Yıldırım basit bir matematikle durumu kurtarmak için bu yolun daha ucuza malolacağını hesapladı ve kolları sıvadı. Doğrusunu söylemek gerekirse hesapları belli bir ölçüde tuttu.

Ancak yedi yıllık süreçte Obradovic kesesini inalmaz bir şekilde doldurdu.

Sırp koç ilk geldiği 2013/2014 sezonunda 1.3 milyon EURO, 2014-2015’te yine 1.3 milyon EURO, 2015-2016’da 2 milyon, 2016-2017’de 2 milyon, 2017-2018’de 2 milyon ve 2018-2019 2.2 milyon

EURO’yu cebine indirdi. Son olarak yarıda kalan 2019-2020 dönemi için de 2.5 milyon EURO para aldı.

Yukarıdaki rakamlardan anlaşılacağı üzere, her sezon üzerine koya koya servetini katlayan Sırp hocayla geçtiğimiz günlerde yollar ayrıldı. Çok iyi biliyorum birçoğunuz, “Ama adam Fenerbahçe’yi başarıdan başarıya koşturdu. Final four oynatıp Avrupa şampiyonu yaptı” diyorsunuz.

Ancak öylesine pahalı bir fatura ödendi ki bu süreçte alınan oyuncular da dahil 60 milyon EURO civarında para harcandı toplamda. Yani sözün özü çok pahalı bir başarı öyküsüydü bu.

Sözün özü, astronomik borçları, hesapları denk getirmek şöyle dursun, böyle bir hesabın dengelenmesi, dünyanın hiçbir müspet bilimiyle açıklanamaz. Hal böyle olunca da bugün, “Fener ol” diyen yönetim bu mantıkla ‘mum ışığını’ bile zor bulur diye düşünüyorum.

Hoşçakalın…

Erden AKTOĞU
[email protected]