Sistemler değişiyor, dönemler, devirler. 

Yenilikleri yakalamak artık nerde ise hayal gibi. 

O kadar hızlı bir değişim ve dönüşüm var ki; kısa vadede bu değişime ve dönüşüme ayak uyduramayanlar zorlanmakta ve geride kalmaktalar.

Teknolojik anlamda her gün yeni bir gelişmenin yaşandığı küre-i arzımızda bizlerin bu teknolojiye ayak uydurabilmeleri elzem bir vakıa.

Bu noktadan hareketle geldiğimiz dünyaya geçmişten bakarak şekil vermek olsa olsa çaresizliklere bizleri giriftar eder. 

Kendimizde olduğu gibi çocuklarımızda, öğrencilerimizde, çevremizde bu değişikliğe gözümüzü kapamamız sadece bizi etkiler. 

Bu sebeple bizim zamanımızda bu mu vardı? 

Tarzı ilkel söylem ve eylemleri bir kenara bırakarak çocuklarımızı ve serde eğitimcilik olması hasebiyle öğrencilerimizi devrin şartları doğrultusunda yetiştirmemiz çok çok elzemdir. 

“ÇOCUKLARINIZI YAŞAYACAKLARI ZAMANA GÖRE YETİŞTİRİN” 

Aile, sosyal çevre, okul, televizyon, arkadaşlar, internet gibi bir takım unsurlar çocuğun maddî, manevî eğitimini belirleyen en önemli etkenlerdir. Bizler bu teknoloji canavarını görmezden gelemeyiz. Gözümüzü kapatırsak ancak kendimize kapatırız. 

Zaman hızla geçiyor, değişiyor. Hele son yıllarda yaşanan teknolojik ve bilişsel gelişmeler sosyal hayatımızı direkt etkilemektedir. Yetişen her yeni nesille beraber bir önceki nesil arasında dağlar kadar fark vardır.

Bu farkın kapanması içinse Hz. Ali Efendimizin de buyurdukları gibi: “Çocuklarınızı kendi zamanımıza göre değil. Onların yaşayacağı zamana göre yetiştirmeliyiz.”

Bu söz o kadar vizyon içeren bir söz ki günümüz şartlarına ve ailelerine çok ince mesajlar iletmekte. Tabi ki bu telefonu, interneti, teknolojik araçları ellerine verin ve kontrolsüz bırakın demek değil. Aynı ateş gibi, aynı bıçak gibi faydalı ve zararlı olacak birçok şeyi bünyesinde barındırmakta.

Bu noktadan hareketle bizler gözbebeklerimizi iyi yetiştirmek, çağın şartlarına uygun donanımları ve sürümleri kontrol altında vermek durumundayız. Vermez isek ehil olmayan ellerde ve kem niyetlilerin sofralarına meze olabilirler. 

PALYATİF ÇÖZÜMLER SONUCA ULAŞTIRMAZ

Akademik dünya, sivil toplum kuruluşları ve eğitimciler bir araya gelerek bu konuya eğilmeleri ve kalıcı çözüm önerileri üretmeleri gerekmektedir. 

Bu nesillerimizin kurtulması için önceliklidir. Aksi halde bizlerin yirmili, otuzlu yaşlarda edindiğimiz ve öğrendiğimiz bilgileri çocuklar ergen olmadan öğreniyorlar. Hatta baba ben onu biliyorum diye sana müstehzi bir şekilde gülümsüyorlar.

Bu köklü ve karmaşık soruna köklü çözüm üretmeliyiz. Geçici çözümlerle bu işi öteleme ve görmezden gelerek sonuca ulaşamayız. 

Nesillerimizin sürdürülebilirliği açısından belirli bir müfredatla bu eğitimler Milli Eğitim bünyesinde de verilmelidir. Ancak ana kucağında ve evde de tedrisat ihmal edilmemelidir. 

Evlatlarımız bizler vasıtasıyla iyi ya da kötü şeylerin analizini yapabilmeliler.

ARİF OLAN OZANMIŞ;GERİDEKİLER YALAN!!!

Geçtiğimiz günlerde ahirete intikal eden Ozan ARİF’İN ölümünün arkasından dava arkadaşlarının ve ülküdaşlarının sessizlikleri beni etkiledi bu vefasızlığa haddim olmayarak eleştirmek istedim. 

Bu vesile ile ozanımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânın cennet olsun. Büyük üstat. Lider diktesi ile tepki veremeyenler. Cenazene katılamayanlarında için için ağladıklarını düşünüyorum. Hatta içlerinden vaveylalar atıyorlar. 

Anacak adamlık zor zaman da ve baskı altında verilen tepkiler ile ortaya çıkar.

ARİF OLAN OZANMIŞ;GERİDEKİLER YALAN!!!

Hiç kimse bana vefa, adamlık demesin, 
Dava kelimesini de dağarcığından silsin,
Adamlık zor günde olur bilesin,
Arif olan Ozanmış, geridekiler yalan!!!

İçime oturdu bu veda,
Adam oğlu adamdı keza,
Hiç yakıştı mı bu veda?
Arif olan Ozanmış, geridekiler yalan!!!

Koca koca adamlar sindi ine,
laf edemedi bir Allah'ın kulu bile,
Sizin dava dediğiniz bu mu be?
Arif olan Ozanmış, geridekiler yalan!!!

İşte o Hakkı Rahmana kavuştu,
Ülküsü ve davası için hep yandı tutuştu,
Sevenleri arkasına duruştu,
Arif olan Ozanmış, geridekiler yalan!!!

Selam ve saygılarımla