Fenerbahçe’de işler iyi gitmiyor. Muhakkak ki, bir yerde işler iyi gidiyorsa övgüler düzmek, tam aksine durumda ise yani durum kötüyse, yerden yere vurmak yapılacak en kolay iştir. Ancak, Fenerbahçe’ye dair söyleyeceklerim bu kuralın kanıtı değil, sadece ortada olan gerçekleri dile getirmekten ibaret.

Öncelikle şunu söyleyelim. Fenerbahçe orta sahası, kesinlikle ileri uçtaki oyuncularını beslemekte zorlanıyor. Kanat bekleri Hasan Ali Kaldırım ve Şener Özbayraklı olmasa, doldur boşaltları da saymazsak, frikiklerin dışında neredeyse Fenerbahçe’nin ceza alanına çıkardığı top yok. Elif Elmas aldığı her topla, adam geçmek için gittiği rakibinin ayaklarına dolaşıp topu rakibe teslim ediyor. Valbuena, mahallenin top sahibi zengin çocuğu gibi, yalnızca çalım düşünüyor. Tabi ki yetenekli ve top hakimiyeti yüksek olan oyuncuların arada bu işleri de yapması gerekir. Ancak kesinlikle bu, her topta yapılacak bir iş değildir.

Ayrıca Fenerbahçe’nin en büyük eksiği, ya da bir başka deyişle handikapı oyununu rakibine kabul ettirememek. Özellikle de bu işi Kadıköy’de yapamamak.

Çünkü, üç büyük takımın üstünlüğünü ve de büyüklüğünü sağlayan en önemli unsurdur bu. Yapamadığın zaman her zaman için rakip takımın moral motivasyonunu ve direncini yükseltirsin.

Yeni transferlere de kısaca bir bakalım isterseniz; Meksikalı Reyes’in iyi bir oyuncu olduğu kesin. Lakin, takımla uyum sağlayabilmesi için önünde hayli bir zaman olduğu düşüncesindeyim. İsviçreli Frey için henüz bir şey söyleyemeyeceğim. Beklemek lazım.

Doğrusunu söylemek gerekirse, transferin son anlarında gerçekleşen Tolga Ciğerci’nin Fenerbahçe’de iyi işler yapacağını sanıyorum.

Bir hatırlatma da Cocu’ya. Bana öyle geliyor ki, son on yılda Fenerbahçe’ye gelen kredisi en yüksek teknik adam sensin. Ardı ardına alınan bu üç yenilgi senin sonunu getirmez tabi ki. Ancak, giderek azalan kredi nedeniyle, camianın tolerans sınırlarını da zorlamalısın. Zira, daha şimdiden kulislerde, Ersun Yanal ve yeniden Aykut Kocaman fısıltıları dolaşmaya başladı bile.

Şöyle geriye dönüp bakıldığında, bu takımın başına ne teknik adamlar geldi ve hiç farkına varmadan bir de baktılar ki, bilet elinde ülkesine dönüyor. Sayın Cocu’ya bu önemli hatırlatmayı yapmayı zorunlu hissettim.

Fenerbahçe’ye burada bir nokta koyup, bir iki kelam da Galatasaray için edelim.

İlk üç hafta kazanan, geçen hafta Aytemiz Alanyaspor karşısında 6-0’lık görkemli bir galibiyet alan Galatasaray’ın kazandığı üç maçta da oynadığı futbolun kırılgan olduğunu gözlemlemiş ve bunu dile de getirmiştim.

Trabzon’da alınan 4-0’lık yenilgi de gösterdi ki, Galatasaray defansının göbeği zaaf gösteriyor. Ayrıca forvette de Gomis’in yeri bomboş. Eren Derdiyok’la bu iş bir yere kadar gider. Bu gerçeği sanırım hep birlikte görüyoruz…

Kalın sağlıcakla…