CHP, din istismarı yapmaya mı başladı?

Abone Ol

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Sinan Erdem Spor Salonu’nda düzenlediği Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinden söz ediyorum. Bakın, ne diyordu Kılıçdoroğlu o programda kürsüde;
“Bizim Peygamberimiz sevgi Peygamberi’dir, bizim dinimiz sevgi dinidir. O’nun yolundan gidenler sevgide yarışırlar nefrette değil, iyilikte yarışırlar kötülükte değil, merhamette yarışırlar zalimlikte değil, adalette yarışırlar zulümde değil.”
“Birbirinizi sevmedikçe gerçekten inanmış sayılmazsınız. Sevgisizlik, bu dünyayı cehenneme çevirecek bir felakettir.”
“Peygamberin ahlakıyla ahlaklanmadıkça, ne yaparsanız yapın kurtuluş mümkün değildir. ’Müslümanım’ diyen herkesin kendisini sorgulaması gereken nokta budur. Yüce Peygamberimiz, ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ buyuruyor. Bu ne büyük, ne güzel bir sorumluluktur. Şimdi ben, zenginleşir zenginleşmez, içinde büyüdüğü fakir mahallesini terk edenlere sesleniyorum, kendinize zengin komşular edinerek, bu sorumluluktan kurtulduğunuzu mu sanıyorsunuz? Hayır, siz fakir komşularınızdan değil Hz. Muhammed’den uzaklaşıyorsunuz.”
“Aziz milletimizin yüzyıllar boyunca özümsediği, içselleştirdiği Peygamber ahlakından uzaklaşarak, din adına, dindarlık adına ne yaparsak yapalım sonuç hüsran olacaktır. Çünkü uzaklaştığımız o ahlakın yerine ikame edeceğimiz hiç bir şeyimiz yok. Hiç bir siyaset, hiç bir ideoloji, hiç bir sosyal program o boşluğu dolduramaz.”
“Şurası bir gerçektir ki bunların hiçbiri, ahlaktan soyutlanmış sözde dindarlık kadar toplumsal dokumuzu tahrip edemez. Aziz kardeşlerim, ahlakla siyaseti, ahlakla ticareti, ahlakla makam, mevki ve serveti takas etmeye başlamışsak, helak olmuş kavimlerin yoluna girmiş oluruz.”
Kılıçdaroğlu bu konuşmayı yaptığı günlerde herkes” 4+4+4 eğitim sistemi hakkında CHP’nin ne yapacağını” merakla bekliyordu. CHP’nin yeni Karaoğlan’ının konuşması ilk bakışta “CHP’de bir zihniyet dönüşümü mü yaşanıyor?” sorusunu beraberinde getirse de pratikte öyle olmayacağına dair beklentiler de yüksekti. Nitekim, beklenen gün geldiğinde CHP’nin yetkilileri Anayasa Mahkemesine gidip “Kur’an-ı Kerim ve siyer derslerinin, eğitim sistemi içinde bulunmasına” itiraz ettiler.
Kılıçdaroğlu’nun, Sinan Erdem Salonu’nda söyledikleriyle, partisinin Ankara’daki icraatı gerçek anlamda çelişti. Zaten yukarıdaki sözlerin sahibi Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Gül’ün onaylaması halinde yasayı Anayasa Mahkemesi’ne götüreceklerini de önceden söylemişti.
Evet; Kıılıçdaroğlu’nun da söylediği gibi “Peygamberin ahlakıyla ahlaklanmadıkça, ne yaparsanız yapın kurtuluş mümkün değildir!”
Evet; “O’nun yolundan gidenler sevgide yarışırlar nefrette değil, iyilikte yarışırlar kötülükte değil, merhamette yarışırlar zalimlikte değil, adalette yarışırlar zulümde değil!”
Evet; Uzaklaştığımız o ahlakın yerine ikame edeceğimiz hiç bir şeyimiz yok. Hiç bir siyaset, hiç bir ideoloji, hiç bir sosyal program o boşluğu dolduramaz!”
Peki gencecik çocuklara bütün bu gerçekleri hayatın daha başında öğretecek olan derslere neden karşı çıkıyor CHP?
Oysa Kılıçdaroğlu, zenginleşince fakir mahallesini terk edenlere seslenirken “Terk ettiğiniz fakir komşularınız değil, Hz. Muhammed’dir” demiyor muydu!
Diyebilir ki; “Ben o örneği mahallesini terk edenlere söyledim”
Evet ama, bu sözün engin manası nasıl göz ardı edilebilir?
“O kutlu insanın hayatının öğretileceği derslere muhalefet etmek, müfredattan kaldırılmasını istemek” de “Hz. Muhammed’den uzaklaşmak” değil midir?
Üstelik, Kılıçdaroğlu’nun da dediği gibi “Uzaklaştığımız o ahlakın yerine ikame edeceğimiz hiç bir şeyimiz yok. Ve Hiç bir siyaset, hiç bir ideoloji, hiç bir sosyal program o boşluğu dolduramaz!”
Kılıçdaroğlu’nun ve partisi adına Anayasa Mahkemesi önünde açıklama yapan Emine Ülker Tarhan’ın sözlerini alt alta koyunca CHP’nin bizi nereye sürüklediğini görüyoruz. Üstelik yine Kılıçdaroğlu’nun sözleri gözler önüne seriyor bu gerçeği. Ne diyordu yeni Karaoğlan Kutlu Doğum programında; 
“Ahlakla siyaseti, ahlakla ticareti, ahlakla makam, mevki ve serveti takas etmeye başlamışsak, helak olmuş kavimlerin yoluna girmiş oluruz.”
Madem “Bizim Peygamberimiz sevgi Peygamberi’dir, bizim dinimiz sevgi dinidir. O’nun yolundan gidenler sevgide yarışırlar nefrette değil, iyilikte yarışırlar kötülükte değil, merhamette yarışırlar zalimlikte değil, adalette yarışırlar zulümde değil.”
Bu gerçekleri ders olarak okutmak ahlak, iyilik, merhamet ve adalet duyguları gelişmiş bir nesil yetiştirmek değil midir?
Yoksa CHP bu duygulardan yoksun bir nesil mi istiyor? Öyleyse heyhat. Zira Kıçdaroğlu’da işaret etti ki; bütün bunların yokluğu bizi ancak “helak olmuş kavimlerin yoluna sokar!”
Hani “Peygamberin ahlakıyla ahlaklanmadıkça”, ne yaparsanız yapın kurtuluş mümkün değildi. Hani “Müslümanım” diyen herkesin kendisini sorgulaması gereken nokta bu idi!
Kılıçdaroğlu’da, CHP’de kendini sorgulamalıdır, öyleyse.
Yoksa, sık sık birilerine yakıştırdıkları gibi kendileri mi“din istismarı, takıyye” yapmaya soyundular?