Tarihimizi, çarpık fikirlerle çarpıtan Orhan Pamuk

 

İçin, yakasına yapışınca kanunlar gereği hukuk

 

 

Kalktı ayağa Avrupa, düşünce hürriyeti adına!

 

Ama Türk milleti karalanmış, asla gelmiyor yâdına!

 

 

Türkiye'yi, PKK ile oturtmak için masaya, Avrupa

 

Tutuyor Türkiye'yi, bu hususta acımasız amansız topa!

 

 

"Sınırları tartışmaya açın" diye şart süren AB(e)

 

Nasıl olur da olur vazgeçilmesi muhal bir Kâbe

 

 

Askerin vatanı savunmasına dil uzatıyor Batı

 

"Saldırgan operasyonlar!" diye niteliyor gidişatı

 

 

Çünkü oyunları bozuyor her zaman, şanlı Türk Ordusu

 

Çünkü Batı'nın içine işlemiş, onulmaz Türk korkusu

 

 

Avrupa Parlamentosu üyesi, kaba bir İngiliz

 

Türkiye-AB ortak komisyonu başkanı bir "densiz!"

 

 

Çıkarıp Türklere karşı, ferman üstüne ferman, unutarak Türkü

 

"Güneydoğu bölgemize özerklik verin!" diye tutturmuş bir türkü

 

 

İçi dışına vurmuş böylece, İngiliz'in şahsında Batı'nın

 

Binmek için can atanlar; görüversin huyunu AB atının

 

 

İngiltere; Terörle Mücadele Yasası, sil baştan

 

Ama Türkiye, yasayı ele alamaz, yeni baştan

 

 

Doğru dürüst masaya mı oturtuluyoruz acaba?

 

Eğer masaya yatırılıyorsak boşuna bir çaba.

 

 

Vakitsiz başladık yine yapmaya, yersizce bayram!

 

İnşallah gelir aklımız başımıza, sabah akşam

 

 

Binbir karmaşık söz arasında, birdenbire geldik tuşa

 

İşimiz çıkıyor hep, inişe değil, sadece yokuşa

 

 

AB denen sun'î/yapay/sözde şu Avrupa Birliği

 

Türke haram kılmaya ahdetmiş-ne hikmetse-dirliği

 

 

Binbir desise ile taktı yuları, yine başımıza

 

Batı karşısında bağlandık, tek taraflı topal-aksak

 

 

Irak için elimizi ve kolumuzu bağlayarak, içerde

 

Terörü yeniden canlandırarak, gerdiler aramıza perde

 

 

Yapılırken GAP; destek olmayıp, bir kuruş vermeyen kredi

 

Batı; şu GAP'ı kontrolüme verin gayrı birader dedi

 

 

Hristiyanı olmayan yerlere, açarak birer kilise

 

Anadolu'da yapmak istiyor, yeniden sayısız kenise *

 

 

Anadolu'da yer isimleri değiştiriliyor, sessiz sedasız!

 

Türkiye; Türklerin değildir diye, ne işler yapıyoruz faydasız!...

 

 

Kendi kalesine gol atmakta biz, dünyada tekiz

 

Bu konuda sayılar yetersiz, ne yedi ne sekiz

 

 

Kendi aydını olmuş Batı'dan yana, milletine karşı

 

Kendine getirmeye yetmiyor zerkedilen, millî aşı

 

 

Öyle sarhoş ki, Batı deyince akan sular duruyor

 

Dalıyor derinlere, hayal üstüne hayal kuruyor

 

 

Anlamıyor ki, Batı resmiyeti ortamı, daim maskeli balo

 

Binbir suratını onun, anlıyamazsın demekle, sadece alo

 

 

Avrupayla baş etmenin yolu, ister ancak siyasî bir deha

 

Mahrumiyeti içindeyiz bunun, ta Sultan Hamidden bu yana

 

 

Çok şükür ki, Türk milletinin asıl hâmisi yüce Allah

 

Dedirtmeyecek küffâra, inşallah, bu millet için vah vah

 

 

Gap'ın altından ayrıca, çok sular akıyor gizlice

 

Topraklar el değiştiriyor sessizce, budur netîce

 

 

Şimdi de, Montrö Boğazlar anlaşmasına, takıldı gözler

 

Dolaylı yoldan, artık oralara getiriliyor sözler

 

 

"Müzakere sürecinde Türkiye, AB kararlarına uyacak!"

 

Hem de "Karar organlarında bulunmadan!..." hepsine açacak kucak!

 

 

Böyle esarete, nerede görülmüş demek bayram?

 

Gafletin bini bir para, diyorlar kâm alalım kâm!

 

 

2014'de, alınma raddesine gelse de Türkiye

 

"Türkiye'yi hazmetme kapasitesine bakılacak!" yine

 

 

Yaptırıldı Türkiye'ye, geriye doğru tayy-ı zaman

 

"Sevr"in önünde demirlettiler Türkiye'yi, el-aman

 

 

Kaybetmek üzereyiz istiklâlimizi, AB aşkına

 

Bilmem ki ne bulmak için, hem ne diye çıktık bu akına?

 

 

Adamlar, el koymak için Türkiye'ye, hazırlıyor alt yapıyı

 

KKTC öncelikle bu hususta, açmak için ilk kapıyı

 

 

Bunca vermeye amade kalış, taviz ve ödüne işaret

 

Yok mu dedirtiyor insana, bunları kesinkes edecek ret?

 

 

Böyle gecelerin, olur elbet bir gün sabâhı.

 

Kim demiş, göğe çıkmaz diye mağdurların âhı?

 

 

*Kenise: Kilise.