Cehalet mutluluktur, huzurdur lüks yaşamdır. Ne demiş eskiler “aklı olmayanın sefası vardır.”
Bilgisiz insan cesurdur, bilgili insan sorumluluk sahibidir, atacağı her adımı hesaplayandır. Bilgili insan makam ve Mevkie talip olmaz davet bekler.  Hâlbuki cahil insan ister, utanmaz ben bu göreve talibim der ve kendini yeterli görür yetersizliğinin farkına varamayacak kadar bilgi yoksunudur.
Günümüzde iş dünyasında veya yaşamın her alanında cahil insanlar iyi pozisyondadırlar, üst Mevkilere gelmişlerdir veya yönetim kademesindelerdir. Halk arasında bir deyim vardır “cahil cesareti” işin özeti budur. Cahil bilgisizliğini bastırmak için bağıran çağıran tiptir bilgi eksikliğini bu şekilde kapatır bilgili adam ise sesini yükseltmekten çekinir.
Tam da bu noktayı araştıran Dunning ve Kruger adlı araştırmacılar, elde ettikleri bulgular neticesinde 2000 yılında Nobel Ödülü'nü kazanarak tarihe geçmişlerdir.  İlginç sonuçlara ulaşmışlardır. Cesaretin bilgisizlikten geldiği tezini tescillemişlerdir. Çok başarılı ve egemen bir kariyere haiz olan kişiler ile bilgisi az olan ve alanında ehliyetli olmadığı halde başarılı bir konuma gelen kişileri anlatmaktadır. Bu tür iki kelimeyi bir araya getiremeyen insanların nasıl olurda böyle önemli pozisyonlara gelir diye hayıflanırız.  Mevzu incelenmiş ve birkaç teori ile netlik kazanmıştır.

Cornell Üniversitesinde düzenlenen bir deneyde 45 öğrenci mercek altına alınmıştır. Bu öğrencilere muhtelif sorular sorularak bilgi dereceleri ölçülmüştür. Soruları daha az bilen kişiler, daha çok soru bildiklerini ve soruların tamamına yakın bileceklerini iddia etmişlerdir. Soruların büyük bir kısmını bilen gençler ise daha az soru cevapladıklarını söylemişlerdir. Test sonuçları ortaya çıktığında az bildiklerini söyleyen kişiler testin %90’ını bilmiş, daha fazla soru yaptıklarını iddia edenler ise sadece %10 oranında doğru cevap verebilmişlerdir. Bu deneyin neticesinde psikologlar, bilgili olan kişilerin alçak gönüllük gösterdiğini gözler önüne sermiş ve az bilmesine rağmen doğru sayısı fazla olduğuna inanan kişiler ise cahil cesareti olarak nitelendirilmiştir.
Çok bilgiye sahip fakat bunu dillendirmeyenler alçak gönüllük yapan kişilerdir. Bilgisi olmadığı halde kendini ön plana çıkaran cahiller ise makam ve mevki ile gelen para ile lüks yaşama kavuşmuşlardır. Kendinin bilgisinden emin olan fakat cahilin kendisinden daha üst pozisyonda bulunması bilgilinin kendini geri plana atmasına ve mesleki alanda verimin düşmesine sebep olmaktadır.  Yaşamın her alanında var olan bu durum halkın kendisinden daha alt seviyedekilerin yönetimde yer alması gelişmenin önündeki en büyük engeldir.
Teorinin ortaya çıkardığı sonuçları ünlü psikologlar birkaç madde ile açıklamışlardır:
*Niteliksiz insanlar, nitelikleri abartma eğilimindedir.
*Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görmekten acizdirler.
*Niteliksiz insanlar, ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
*Eğer nitelikleri belli bir eğitim ile artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, meteliksizliklerini farkına varmaya başlarlar.
Okumak araştırmak farkındalık yaratır hele bir başlamışsanız artık geriye dönüş yoktur başınız belaya girmiş demektir ancak farkına varmak en güzel eylemdir. Kâinat gözünüzde değişmeye başlar gerçekleri araştırmaya başlamışınızdır.  Bazen düş kırıklığı yaşarsınız hayal gücünüz genişler hayatın anlamını kavramaya başlarsınız tepeden tırnağa değişmeye başlarsınız. Bazen huzursuz olursunuz ama bazen de huzuru ve mutluluğu kemiklerinize kadar yaşarsınız.
Ama cahillik böyle midir? Cesurdur çünkü bilmiyordur niçin korksun dinlemeyi bilmez aynı zamanda yenilmezdir her konunun tartışmasız galibidir yüksek sesle bastırır karşısındakini.
İmam gazeli derki;
Cahil insan edepsiz insandır. Cahil ne laf dinler, ne söz dinler. Cahil insan eğitim ile de bir yerlere gelemez. Cahillerin bulunduğu ortamlarda onlarla tartışmaya girmemek gerekir, çünkü cahilller akıllı insanları cehaletleri ile her zaman mağlup ederler.
 
Cahillerle tartışmayın çünkü ben hiç galip gelemedim.

Demokrasinin cahil toplumlarda bir işe yaramayacağını Friedrich Nietzsche şu şekilde açıklamaktadır.

Toplumları cehaletten modern bir eğitim kurtarır. Eğitim seviyesi düşük milletler cehalet tuzağına düşer. Cahil milletlerde demokrasinin olmasının hiçbir faydası yoktur. Çünkü cahil halklar genellikle kendilerini para, iş, vatan ve din gibi unsurlarla kandıranlara oy verirler.
 
Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır.

Demek ki neymiş gelişememenin önündeki en büyük engel cehaletmiş, cehaletini üzerinden atmış halklar demokrasi hukuk sanayileşme ve eğitim alanlarında hep ileri gitmişlerdir.
 Yüce Atatürk’ün niçin savaştan sonra asıl savaşımız şimdi başlıyor dediğini ve ilk iş olarak eğitimden başladığını anlamamız için cahilin ve yobazların neden ilme ve bilime düşman olduğunu iyi analiz etmemiz gerekir.