Karadeniz’imizin dünyaca ünlü bitkisi…

Hoş kokusu, damağı saran buruk tadı, dostlarımızla paylaştığımız da bir o kadar daha bizi mutlu eden bitkimiz.

Hele yeterince demine aldımı, masalara tavşan kanı gelen milli içeceğimiz. Ritüeli ise; Çay ince belli bardakla ikram edilr…

Antiseptik özelliği ile yaralara bile dezenfektan !

Çayımız…

Ka mate, ka mate! Ka ora, Ka ora!

Ka mate, ka mate! Ka ora, Ka ora!

Tenei te tangata pühuruhuru

Nana nei i tiki mai whakawhiti te ra

A, upane! Ka upane!

A, upane, ka upane, whiti te ra!

A bu da nereden geldi anlamadım?

Haka dansı sözleri bunlar , Yeni Zelanda'nın 140 yıllık savaş dansı olan ve ülkenin dünya tarafından bilinen en önemli kültür sembollerinden biri. Çok eskiden, savaşlardan önce savaşçıların güçlerini göstermeleri ve karşı tarafı korkutmaları amacıyla yapılırmış. Kazanılan bir başarının kutlanması ve cenaze törenleri, saygıdeğer bir misafirin karşılanması gibi birçok durumda Haka dansı yapılabiliyor. Yeni Zelanda 1905 senesinden beri rugby takımı maçlara çıkmadan önce Haka dansı yapıyor. Bu arada sadece rugby değil bütün spor dallarında müsabaka öncesi bu dansı sergiliyorlar.

Haka Dansı ülkemizde ise içerdiği figürlerden dolayı toplumumuza ters düştüğü için yadırganmakta.

Nedir toplumumuza ters düşen figürleri?

El kol hareketleri, dil çıkarmalar, küfür gibi çıkan sesler…

Öyle ya biz eğitilirken kapı çarpmak, bağırarak konuşmak, bacak bacak üstüne atmak, büyüklerin yanında usturuplu oturmamak, kaşığıyla verip sapıyla göz çıkarmamak cinsinden yardımlar önemliydi…

Öyle ki sadakayı bile hafiften başı yana eğerek göz göze gelmeden sessizce, kibarca vermek ve hatta verirken bu durumdan karşı taraf adına utanmak gerekirdi…

Onur kırıcı bir davranış sergileyince yerin dibine girmek damarlarımızdaki asil kandı…

Kapalı yerde hapur hupur bir şey yememek, paylaşmayı teklif etmek, filelerde özendirecek bir yiyeceği aleni taşımamak…Verdiği yardımı dillendirmemek…

Büyüklerimiz bunlara dikkat eder, bizi yönlendirir, kendileri de yapmazdı.

Peki şimdi…

Bu güzel adet ve örflerimizi niye hiçe sayıp, yukarıdan insanlara çay fırlatılıyor? Kafasına gelmesin diye insanlar eğiliyor- Çünkü yukarıdan gelen paket ağırlığının fazlasıyla çarpar can acıtır- Ruhlar zaten acı içinde…

Çok üzücü manzaralar bunlar. Nimetle şaka olmaz repliği geliyor insanın aklına.

Osmanlı da bile acizlere kese dağıtılırken arkadakiler devredeymiş. Niye güzel adetlerimizi de unuttuk. Hem de tam şevkat, hoşgörü ile sarmalamak zamanında… Dünya zaten seller, hastalıklar, yangınlar, depremlerle püskürüp duruyor…

Hay allah gözümün önüne yine geldi. 

Haka dansı … Otobüs üzerinde de yapıyorlar mı acaba?

Sel felaketi yangın vurmuş gelip Haka Dansı yapsak mesela?

Devreler error verdi. Her türlü dans yapılır bu ortamda. Hoşgöreceğiz. Mesela sizde …ÇIRADA ÇAY OYNAYIN…