Derbi öncesi Ankara ekibini ağırlayan Beşiktaş, son haftalardaki iyi oyundan uzak olsa da üç puanı almayı bildi. Burak Yılmaz ve Boateng fazla top kaybı yaparken, N'Koudou ve Diaby etkisizdi. Boyd enerjik ve mücadeleciydi, Lens ise istekliydi. 

Beşiktaş, kötü oyuna rağmen bireysel yeteneklerle ve büyük takım olmanın verdiği refleksle kazandı desek abartmış olmayız. Özellikle Atiba-Elneny ikilisi 90 dakika boyunca sahanın en iyi isimleriydi. Bıkmadan, usanmadan her topu alan, pas yüzdesi yüksek bir ikili iziliyoruz. Atiba her maçta, oynadığı mevkide rakibine fark atmayı başarıyor. Bu da Beşiktaş'ın oyunu adına bir verimlilik oluşturuyor. Elneny kariyerindeki en zor maçı oynamış olabilir neredeyse tüm atakları kesmede vardı. Haliyle gol atamayınca, attırmayacaksınız da. 

Beşiktaş'ta bu senenin sorunlu bölgesi hücum hattı Ankaragücü karşısında da verimsiz bir oyun ortaya koydu. Maç başında gelen erken gol, birçok oyuncunun sarı kart ceza sınırında olması bunda en büyük ekten. Ankara ekibi de son vuruşlarda etkisiz olunca kısır bir maç izledik. Son haftaların etkili ismi Boateng neredeyse sahada hiç yoktu. Sergen Yalçın'ın Ljajic hamlesi oyun olarak işe yaramasa da Beşiktaş'a skoru getirdi. 

Rakip kim olursa olsun, derbi öncesi maçlar her zaman sıkıntılı maçlardır. Her takım bu tip büyük maçlarda psikolojik üstünlüğü ele alarak sahaya çıkmak ister. Neticesinde Beşiktaş, deplasmanda oynayacağı derbi öncesi 3 puanı almak zorundaydı. Bunu da Ljajic'in muhteşem füzesiyle yapması etkili bir kapanış oldu. En azından kenarda skora katkı veren oyuncunun olduğunu bilmek, hem takım adına hem rakip adına önemli bir mesaj. 

Sergen Yalçın'ın işi öyle zor ki, her maça kazanmak için çıkmak zorunda. Takım, tüm hata ve kaybetme opsiyonlarını o gelmeden tükettiği için Beşiktaş'ın bu noktadan sonra kazanmaktan başka şansı yok. Teknik heyette bu mantaliteyle bir oyun ortaya koyuyor. Bir önceki maçı güzel bir oyunla alan Beşiktaş, bu maçı ise kötü oyuna rağmen etkili bir teknik hamleyle aldı. 

Neticede Beşiktaş'ın 21 kişilik kadrosuna baktığımızda sezon başından bu yana, Boateng dışında farklı bir isim yok. Fakat Sergen Yalçın'ın gelmesiyle birlikte her oyuncunun hamlesi ve yeri değişti. Bu bir teknik heyet zekasıdır. Hocanın vermiş olduğu mental zindelik takıma sirayet etmiş durumda. Her şeyden önce Beşiktaş ne olursa olsun oyundan kopmuyor ve kazanmak için mücadele ediyor. 

Ligin bitmesine 9 hafta gibi kısa bir süre kalmışken bundan sonra ne olursa olsun maç kaybetmeyen, kazanmayı alışkanlık haline getirmiş, özgüveni yüksek, vazgeçmeyen zirve yarışında yerini alacaktır. Kim ne derse desin Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışında en az rakipleri kadar şansı var. Çünkü zirvedeki isimler birbirleriyle oynayacak ve bu durumda illaki bir taraf puan kaybedecek.

Siyah beyazlıların ligde bulunduğu konum çok ince bir çizgide. Çünkü ne zirveye yakın ne de zirveye uzak. Son 9 maçta her şey mümkün. Çark dönüyor ve bir yerde duracak, kartlar ise artık yeniden dağıtıldı. Beşiktaş, Galatasaray'ı yenerse lig yeniden yazılır!