‘Boyner nereye ben oraya, ben nereye Boyner oraya’ diyerek sevgili Ece Vahapoglu'nun Morino Alaçatı Hotel'de düzenlediği 'Boyner Now' etkinliğindeydim. Ve yine 90 dakika içinde istediğim her şey elimdeydi. Muhteşem çalışıyor sistem. Diyelim ki plajdasınız güneş koruyucunuz bitti ya da havlunuzu unuttuğunuzu farkettiniz. Harika bir yemektesiniz ve küçük bir kaza oldu, üstünüze bir şeyler döküldü. Caddede salına salına yürüyorsunuz, topuğunuz kırılıverdi. Üzülmeyin, sinirlenmeyin. En yakın beğendiğiniz yere oturun, hemen Boyner Now uygulamasını indirin, siparişi verin. 90 dakika sonra yanınızda. Ya da bedeninizden emin değilsiniz, 2 farklı beden sipariş edin, deneyin ve diğerini yollayın. Ayrıca en önemlisi kapıda, yanınıza geldiği zaman ödeme yapıyorsunuz... Hatırlayın, çaresiz değilsiniz, Boyner’lesiniz. Harika değil mi? Hatta siz hiç beklemeyin ve aplikasyonu hemen indirip keşfetmeye başlayın.
MORİNO’NUN GİZEMİ VE HUZUR
Bu hafta 'Kelebeğin Zamanı' roman serime başlarken hayalimde tasarladığım otelin benzeri bir oteldeydim. Hatta üçüncüsünü orda yazmaya karar verdim. MORINO Japonca’da ”ORMANIN ÇEVRELEDİĞİ MABET” anlamını taşımakta. Alaçatı’nın merkezinde, sessizliğin içerisinde yer alan Morino Alaçatı, enginar çiçeğinden yapılmış avizeleri, banyolarında bulunan özel bitkileri gibi doğadan parçaları barındıran ve özenle düşünülmüş dekorasyonuyla misafirlere doğal bir konfor sunuyor. MORINO Japonca’da ”ORMANIN ÇEVRELEDİĞİ MABET” anlamını taşımakta.
Kayak turizminin önemli rotalarından biri olan Kartalkaya’nın en iyi lokasyonunda konumlanmış, popüler Après Ski mekanı Morino Kartalkaya, konforunu, her noktasında özenle tasarlanmış şıklığını ve misafir memnuniyeti odaklı hizmet anlayışını, Alaçatı’nın benzersiz dokusuyla harmanlayarak Morino Alaçatı da misafirlerini ağırlamaya başladı.
Morino Alaçatı’nın keyifli bahçesinde güne Yoga ile başlayabilir, Alaçatı’nın ünlü dalgalarında sörf yapabilir, dilerseniz Morino’nun şık havuzunda rahatlayabilir veya bisiklet turları ile Alaçatı’nın ruhunuzu dinlendiren sokaklarını keşfedebilir, eğlenceli ve huzurlu bir tatilin tüm ayrıcalıklarını deneyimleyebilirsiniz.
Temel ilkeleri, çevre hassasiyeti ve sürdürebilirlik olan Morino Alaçatı, çatısında barındırdığı GES yatırımı ile enerjisini Alaçatı güneşinden alan ve yağmur depolaması ile bahçe sulamasını yapabilen Elektrikli Araç şarj istasyonu ile karbon ayak izini azaltmaya çalışarak çevresel sürdürülebilirlik felsefelerine sadık kalmış.İşletmeciler Çetin Şirvani ve Recep Yılmaz güleryüzleri ve enerjileriyle kalbimi çaldı. Şef Furkan Kaya lezzetli yemekler hazırladı.Sevgili Ömer Alpaslan 'abla tatildesin, ye gitsin' diyerek sabahları nerdeyse 5 kişilik kahvaltıyı masama taşıması günlerimi aydınlattı. Keyifli günlerim için teşekkür ediyorum, sevgili Morino Alaçatı ailesi. Ve kocaman bir teşekkürde beni otelle bir araya getiren sevgili arkadaşım Ece Vahapoğlu'na..--
MOMO BEACH
Bir hayal ve bir fikir üstüne kurulan ve bugün Çeşme’nin en önemli sahil mekanlarından biri haline gelen Çeşme Momo Beach işletmesi, Türkiye’nin ünlü mimarları tarafından gerçekleştirilen tasarımlar ile özel bir proje olarak hazırlandı. Kaliteli ve rahat bir konsepte sahip olan mekan, aslında insanların müzik ve yemek eşliğinde sohbet edebileceği, içeceklerini yudumlayacakları ve rahatlıkla eğlenebilecekleri bir işletme oluşturuyor. Çeşme Dalyanköy’de bulunan Momo Beach’te günün yorgunluğunuzu atabilirsiniz.DJ performansları ile eğlenebilir, soğuk deniziyle ve esen rüzgarıyla havanın bunaltıcı sıcaklığından kurtulabilirsiniz.Sunday Ritual gibi özel etkinlikler sayesinde her pazar çok özel bir müzik ve dans imkanı sunulurken, kimi zamanda kumsalda gerçekleştirilen DJ performansları gibi eğlenceler işletmenin en büyük avantajlarını ortaya çıkarıyor. Ayrıca işletme mutfağında ünlü İtalyan şef Carlo Bernardini ve ekibi bulunması ile birlikte hem İtalyan hem Ege lezzetleri sofralara ulaşıyor. Öğlen yemekleri, akşam yemekleri, gündelik atıştırmalıklar, aperatifler ve kokteyller gibi her konuda çok geniş bir mutfağa sahip olan Momo Beach Dalyan kendine has klasik tarzı ile vazgeçilmez bir tercih oluşturuyor.
DUYGUSAL AÇLIK
Bu hafta yine harika bir kitap okudum. Duygusal Açlık… D&R’ da aslında başka bir kitap ararken önüme çıktı. ‘Tamam, işte benim son zamanlarda çıldırmış gibi yeme nedenim’ dedim. Su gibi bitti. Bedenim iç dengesini sağlamak için sürekli sinyaller gönderir. Susayınca su ister, üşüyünce ısınmak... Bazen önlenemez şekilde iştahlıdır, bazen iştahsız. Bazı özel zamanlarda özellikle bir yiyeceği yeme arzusu duymak basit bir tesadüf değildir. Beden her durumda iç huzuru vereceğini umduğu yiyecekleri yemeyi arzular. Fazla yeme duygusu, iki nedene bağlıdır: Birincisi duygusal açıdan daha iyi hissetme arzusu, ikincisi enerji düzeyini değiştirme isteği. Daha canlı, daha sakin, daha güvende, daha az öfkeli ya da daha az korkmuş hissetmek isteyen beden buna göre yeme eğilimini değiştirir. Önlenemez yeme isteğini yorumlamak kötü rüyaları yorumlamaya benzer. Ne de olsa, kötü rüyalarla karşı konulamaz yeme arzusu arasında pek çok ortak nokta var. Tatsız düşüncelerle ya da duygularla yüzleşmekten kaçınma halinde ortaya çıkar kötü rüyalar... Aynı şekilde önlenemez yeme arzusu da çözümlenmemiş duyguların işaretidir. Her gıda, belli bir ruh halinin aynasıdır. Mesela fıstık ezmesine uzanan bir el, aslında eğlence arayışı içindedir. Tuzlu atıştırmalıklara yönelmenin stresi, öfkeyi ve endişeyi bastırma arzusuyla ilgisi vardır. Peki siz ne tür bir duygusal yiyicisiniz? Uzun yıllardır yeme bozukluğu alanında psikoterapist olarak çalışan Doreen Virtue’nin DUYGUSAL AÇLIK adlı bu kitabı açlık hissinin altında yatan temel anlamı bulmanıza ve yediklerinizi doğru okuyarak kendi duygu haritanızı ortaya çıkarmanıza rehberlik edecektir.
MUTLULUĞUN PEŞİNDEN KOŞMAK
Son günlerde her yerde, herkeste bir mutluluk arayışı, ama öfkeyi yenemem,bencillikle elele geziyorlar. Kimse dönüp kendine ‘ben niye mutsuzluğu meslek edindim?’ diye sormuyor. Çok sevdiğim hikayelerden birini paylaşmak istiyorum yine. Bayılıyorum bu hikayelere, çıkarılacak ne kadar çok ders var içinde.500 kişi bir seminere katılmıştı. Konuşmacılardan biri durdu ve bir grup çalışması yapmaya karar verdi. İşe herkese bir balon vererek başladı. Herkes kendine verilen gazlı kalemle balonuna ismini yazmalıydı. Sonra bütün balonlar toplandı ve bir odaya kapatıldı.
Katılımcılar odaya alındı ve onlara 5 dakika içinde üzerine isimlerini yazdıkları balonu bulmaları söylendi. Herkes deli gibi bir o balona bir bu balona koşarak kendi adını aramaya başladı, katılımcılar birbirleriyle çarpıştılar, birbirlerini ittirdiler, ortalık tamamen bir kaos alanına döndü. 5 dakikanın sonunda kimse kendi balonunu bulamamıştı.Konuşmacı bu sefer herkesin bir balon almasını ve üzerinde adı yazan kişiye o balonu vermesini söyledi. Kısa bir süre içinde herkes kendi balonuna kavuşmuştu.Konuşmacı dedi ki: “Yaşamımızda bunu görüyoruz. Herkes deli gibi mutluluğu arıyor ve nerede olduğunu bilmiyor. Bizim mutluluğumuz başkalarının mutluluğunda gizlidir. Onlara mutluluk verin; sizinki size gelir. Ve insanların yaşam amacı da budur… Mutluluğun peşinden koşmak.
GENÇLİĞİMİZDEN BİR YILDIZ KAYDI
Müslüman olduktan sonra da Sinead O'Connor adıyla müzik yapmayı sürdüren şarkıcı kendine özgü sesi ve tarzıyla popüler kültüre meydan okudu.
Dünya müzik listelerinde 1990 yılında bir numaraya ulaşan "NothingCompares 2 U" adlı şarkıyla ün kazanan İrlandalı şarkıcı Sinead O'Connor 56 yaşında hayata gözlerini yumdu. Ünlü şarkıcının yakınlarının belirttiğine göre dört çocuk annesi olan şarkıcı, 17 yaşındaki oğlu Shane'in intiharı sonrası kendisini toparlayamadı. Birçok kez din değiştiren ve 2018 yılında Müslüman olduktan sonra Şüheda Sadakat adını alan şarkıcının ailesi tarafından yapılan açıklamada "Sevgili Sinead'ımızın vefatını büyük bir üzüntüyle duyuruyoruz. Ailesi ve arkadaşları yıkılmış durumda ve bu çok zor zamanda mahremiyet talep ediyor." denildi.
Şarkıcının ölümü üzerine İrlanda Başbakanı Leo Varadkar da bir açıklama yaparak O'Connor'ın ölümünden büyük üzüntü duyduğunu belirtti.
Varadkar, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda "Müziği dünya çapında seviliyordu ve yeteneği eşsiz ve kıyaslamaların ötesindeydi." ifadelerini kullandı. "Protesto şarkıcısıyım"
Kazıtılmış saçları, duru yüzü, üzgün ifadesi ve kendine özgü gardırobuyla popüler kültürde öne çıkan kadınlık ve cinsellik kavramlarına doğrudan meydan okuyan O'Connor, 1990'ların başında müzikteki kadın imajını değiştirdi.
Açık sözlülüğüyle tanınan şarkıcının din, cinsellik, feminizm ve savaş hakkındaki görüşleri müziği kadar öne çıktı. Amerikan NBC televizyonunda yayınlanan Saturday Night Live adlı şovda Papa 2. Jean Paul'ün fotoğrafını yırttığı sahne ile hatırlanan O'Connor, 2021'de yazdığı "Rememberings" adlı anı kitabında "Herkes bir pop yıldızı istiyor, değil mi? Ama ben bir protesto şarkıcısıyım. İçimden atmam gereken şeyler var. Şöhret arzum yok." ifadelerini kullanmıştı.
Kendisine bipolar bozukluk teşhisi konulduğunu söyleyerek akıl hastalığı hakkında açık yüreklilikle konuşan şarkıcı, 2017 yılında ABD'nin New Jersey kentinde yaşadığı motel odasından yaptığı bir Facebook paylaşımında "başkaları için yaşadığını, kendisine kalsa çoktan gitmiş olacağını" diye yazdı. Müzik kariyerine Dublin sokaklarında şarkı söyleyerek başlayan ve 1987'de çıkan "The Lion and the Cobra" albümüyle yıldız olmaya başlayan şarkıcı, Amerikalı müzisyen Prince'in "NothingCompares 2 U" adlı şarkısı ve yakın çekimden şarkıyı söylediği videosuyla uluslararası üne kavuşmuştu.
Rahat uyu sevgili Sinead…
MÜSLÜMAN MAHALLESİNDE SALYANGOZ SATILIR MI?
Bugünlerde herkesin bir anda tepkisini çeken ‘speed date/ hızlı flört gündem oldu. Tartışmalar başladı. Bakalım hızlı flört nasıl bir şeymiş? ‘Birbirini tanımayan 15-20 kadın ve erkek, uzun bir masada karşılıklı otururlar. Yakalarında numaralar, önlerinde 'Aşk/Arkadaşlık/Hayır' seçeneklerinin bulunduğu kağıtlar vardır.Dört dakika boyunca sohbet ederler; karşılarındaki insandan dört dakikada aldıkları intibaya ve enerjiye göre –gizlice- seçeneklerden birini işaretlerler. Sonra zil çalar... Kadınların masası sabittir, erkekler yer değiştirir; yeni bir insanla tanışırlar. Gecenin sonunda kağıtlar organizatörlerde toplanır. Karşılıklı olarak aşk-aşk ya da arkadaşlık-arkadaşlık seçeneğini işaretlemiş olanların iletişim bilgileri 24 saat sonra taraflara iletilir.’ Böylece isterlerse bir daha görüşebiliyorlarmış. Ülkemiz bunu kaldırabilir mi? Bence hayır. Bu noktada ‘müslüman mahallesinde salyangoz satmak’ böyle bir şey.Konu gündeme bu uygulamayı yapan mekanla tekrar geldi. Sosyal medyada gündem olduktan sonra toplumsal değerler açısından yaşanan tartışmaların ardından söz konusu mekan kapatıldı.
Bu haftalık benden bu kadar. Sevgi ve ışıkla kalın.