Türk Eğitim-Sen; İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Eskişehir, Samsun ve Erzurum’da Üniversite, Milli Eğitim ve Yurtkurda çalışan 382 memur üzerinde bir anket çalışması yaparak akademisyen ve öğretmen dışındaki eğitim çalışanlarının görüntüsünü çıkardı. Bu çalışma eğitim iş kolundaki memurların sorunlarını belirlemek, çalışma koşullarını ortaya koymak ve çözüm önerilerini belirlemek amacıyla yapıldı. Ankete katılanların yüzde 79.3’ü erkek, yüzde 20.7’si kadınlar oluşuyor. Ankete katılanların yüzde 85’i evli, yüzde 12,6’sı bekâr, yüzde 1,6’sı eşinden ayrılmış, yüzde 0,8’inin de eşi vefat etmiştir. Ankete katılanların yüzde 50,3’ü hizmetli, yüzde 17’si memur, yüzde 13,2’si veri hazırlayıcı, yüzde 7’si şef, yüzde 6,8’i teknisyen, yüzde 4,1’i şoför ve yüzde 1,6’sı ambar memuru ya da postacı konumunda görev yapmaktadır. Ankete katılanların yüzde 50,3’ü ortaokul, yüzde 21,2’si ilkokul, yüzde 18,6’sı lise, yüzde 5,5’i okur-yazar, yüzde 4,4’ü de yüksekokul mezunudur. Ankete katılanların yüzde 51,7’si kirada otururken, yüzde 30,5’i ev sahibidir. Evin ailesinden miras kaldığını söyleyenlerin oranı yüzde 10,6, anne ve babasının yanında kaldığını belirtenlerin oranı yüzde 4,2, lojmanda kaldığını ifade edenlerin oranı ise yüzde 3’tür. Ankete katılanların ödedikleri kira parası ise şöyle: yüzde 50,5’i 250–350 TL, yüzde 28,6’sı 351–400 TL, yüzde 15,8’i 401–500 TL, yüzde 2.6’sı 501–600 TL, yine yüzde 2,5’i 601–700 TL kira ödediğini söylemiştir. Ankete katılan eğitim çalışanlarının yüzde 66,1’i 600–900 TL, yüzde 27,2’si 901–1250 TL, yüzde 2,9’u 1251–1600 TL, 1,9’u 1601–2000 TL ücret almaktadır. Çalışmaya katılan eğitim çalışanlarından yüzde 70,5’i çalıştıkları kurumdaki personel sayısının yetersiz olduğunu belirtmektedir. Eğitim çalışanlarından yüzde 29,5’i ise, çalıştıkları iş yerindeki personel sayısının yeterli oluğunu düşünmektedir. Bir diğer dikkat çekici bölümü ise, yüzde 17,1 ile ‘idarecilerin özel işlerini yaparım’ diyenler oluşturmaktadır ki bu sorun, kamu kurumlarının birçoğunda yaşandığı bilinen bir durumdur. Ankete katılanların yüzde 10.8 boya, badana, tamirat işleri, yüzde 7.2’si kalorifer yakma, yüzde 5.4’ü bahçe işleri, yüzde 0,9’u arşiv, yine yüzde 0,9’u taşınır kayıt kontrol yaptığını belirtmiştir. Çalışmaya katılan eğitim çalışanlarının kurumlarındaki çalışma koşullarından memnun olmama nedenlerine göre dağılımları tablosu incelendiğinde; öne çıkan ilk sorun olarak yüzde 47,1 oranında bir dağılım ile ‘amirlerin tutum ve davranışları’ gelmektedir. Eğitim çalışanlarının yüzde 38,4’ü yıllık izinlerini memleketlerinde geçirdiğini, yüzde 31,8’i hiç tatil yapamadığını, yüzde 25,6’sı yıllık izinlerinde ek iş yaptığını belirtirken, sadece yüzde 4,2’si tatil yörelerine gittiklerini belirtmişlerdir. Çalışmaya katılan eğitim çalışanlarının yüzde 74,5 gibi büyük bir bölümü hiçbir hizmet içi eğitim seminerine katılmadığını belirtmiştir. Eğitim çalışanlarının yüzde 25,5’i ise her hangi bir alanda hizmet içi eğitimine katıldığını belirtmiştir ki, bu son derece düşük bir yüzdelik dilimi oluşturmaktadır. Türk Eğitim-Sen İstanbul Bölge Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan anket sonuçlarının ortaya koyduğu verileri şöyle değerlendirdi, “Eğitim çalışanlarımız gerek maddi ve özlük gerekse sosyal ve mesleki olarak bulundukları durumdan memnun değildir. Eğitim çalışanları arasında huzursuzluk, mutsuzluk olduğu anket sonuçlarından net olarak görülebilmektedir. Eğitim çalışanları görev tanımları dışında çalıştırılmakta, maddi sorunları dolayısıyla tatile bile gidememekte, çalışma ortamlarından memnun olmadığını belirtmektedir. Durum böyle olunca eğitimin görünmeyen kahramanları kendilerini yalnız ve çaresiz hissetmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı ve Üniversite Rektörlerinin memurlara sahip çıkması gerekir. Milli Eğitim Bakanı ve Üniversite Rektörleri, bütün eğitim çalışanlarını kucaklamalı, onların sorunlarına kendi sorunu gibi yaklaşmalıdır. Aksi takdirde mutsuz, huzursuz insanlarla eğitimin temel sorunlarını çözmeniz, eğitimi kaliteli hale getirmeniz, uluslar arası arenada yarışabilmeniz mümkün değildir.” Gereği için ilgililere arz olunur!...