Çakıl taşı sanatçılığına nasıl başladınız?
1982 -1986 yılları arası eğitim aldığım Bakırköy Kız Meslek Lisesi Resim Bölümü sonrası 2015 yılında İSMEK ‘in “Doğal Çakıl Taşları” resim kursunda Fehim İbrahimhakkıoğlu’ndaneğitim aldım. Kurs sonrası yine hocamdan 3 yıl boyunca özel eğitim aldıktan sonraeserlerimi sanatseverlerle buluşturmaya başladım. Yani sanat ile daha lise yıllarında tanıştım, uzun bir ara verdim ve emekli olduktan sonra hayat beni yine sanatla buluşturdu.
Çalışmalarınızı yaparken neler hissediyorsunuz?
Eserlerimi yaparken denizden veya dere yataklarından o minicik çakıl taşlarının aslında ilk bakışta hiçbir şey ifade etmediğini ama o taşları elime aldığımda her bir çakıl taşını bir hikayenin içine dahil ettiğimi ve o çakıl taşlarının benim sayemde yeni bir hayat bulduklarını düşünüyorum.
Hat sanatı ile ilgili çalışmalarımda ayrı bir huzur buluyorum. Tarihimizin en eski sanatı olan hat sanatının ünlü, hattatlarının ve ustalarımızın eserlerinden yola çıkarak yaptığım her çalışma bittiğinde saatlerce o eserime bakıyorum ve günler süren yorgunluğum bitmiş oluyor. Aynı şekilde ulu önderimiz ve Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Atatürk çalışmalarında da aynı huzuru ve mutluluğu buluyorum.
İlk kez bu sanatla tanışanların tepkileri neler oluyor?
Hayatlarında ilk kez çakıl taşlarından yapılmış eserimle tanışan sanatseverlerin bir çoğu öncelikle eserimin çakıl taşlarından yapıldığına nedense inanmak istemiyorlar. Daha sonra da bu taşları boyuyor musunuz? sorusuyla karşılaşıyorum. Ama bu sorularına çakıl taşlarının doğal renkleri olduğunu söylediğimde şaşkınlıkları bir kat daha artıyor. Ve her bir çakıl taşını neredeyse aynı boyutta kırdığımı ve tek tek cımbızla yapıştırarak tablomu oluşturduğumu söylediğimde de bana “Çok büyük bir emek ve sabır isteyen bir sanat olduğunu söyleyerek” beni tebrik ediyorlar.
Sosyal sorumluluk projeleri olmazsa olmazım!
Sosyal sorumluluk projelerine çok ama çok önem veriyorum. Sonuçta bu projeler sayesinde insanların hayatlarına dokunabiliyorsunuz. Geride hoş bir seda bırakmanın verdiği huzuru hiçbir şey insana veremez. Çocuklarımızın burslarına katkıda bulunmak, eğitimlerine destek olmak ya da sizin ördüğünüz veya örülmesine vesile olduğunuz kazak, hırka ve berelerin ihtiyaç sahibi çocukları ısıttığını düşündüğünüzde hissedeceğiniz mutluluğu ödeyebilecek bir para birimi var mı? Veya köy okullarına ulaştırdığınız her kitabın veya okul malzemelerinin yarının Türkiye’sine katacağı katkıda payınızın olduğunu bilmek. Hayatta her şey maddiyatla ölçülmez. Bazı değerler vardır ki dünyaya bedeldir. O yüzden sanat bana insanların hayatlarına dokunmama fırsat veriyor ve bunun değeri paha biçilemez. Bu yüzden sanat hayatımda hep önceliğim sosyal sorumluluk projeleri olmuştur ve olmaya devam edecektir.
Film-San Vakfı ile birlikte Yeşilçam’ın unutulmaz sanatçılarının bazılarının çakıl taşlarından siyah-beyaz eserlerini yaptık. Bu çalışmamızın asıl amacı özellikle Z kuşağı diye hitap ettiğimiz gençlerimize Yeşilçam’a büyük emek vermiş sanatçılarımızı hatırlatmak ve bu eserlerle onları bir kez daha ölümsüzleştirmek istedik. Bu çalışmamızda Kemal Sunal’dan Engin Çağlar’a, Şener Şen’den Devlet Devrim’e kadar adları unutulmaya yüz tutmuş sanatçılarımızın tablolarını yaptık ve bunu bir sosyal sorumluluk projesi olarak hiçbir maddi beklenti olmadan sanatseverlerle buluşturduk.
Bunun yanında bu yıl Bursa İpek Lions kulübü ile “Kardelenler Okusun” adlı bir sosyal sorumluluk projesi yaptık. Bana böylesine önemli bir konuda destek olan yakın dostum ve İpek Lions Başkanı Nazan Bozan’a da ayrıca teşekkür ediyorum. Sergimizden elde edilen tüm gelir ihtiyaç sahibi kız çocuklarımıza burs olarak bağışlandı.
Sosyal sorumluluk projelerine sadece bir sanatçı olarak değil aynı zamanda her duyarlı Türk vatandaşı gibi de destekler veriyorum. Köy Çocukları Okusun derneği, Tümay Derneği bunun örnekleri. Bu çocuklarımızın kış aylarında üşümemesi için kaşkol, eldiven ve kazakları dikiyoruz. Çocuklarımızın okuma alışkanlıklarına katkıda bulunmak için kitaplar yolluyoruz. Amacımız sadece tüm çocuklarımızın eğitimlerine ve hayatlarına küçük bir dokunuş….