Çağdaş Güçlerin Yeni Oyunları..
Ateşin sıcaklığını her geçen gün daha yakıcı hissetmekteyiz.Yanı başımızda tutuşturulan alev her geçen gün büyümeye devam ediyor.Sınırları belirleyen güçler ellerinde cetvelle yeni sınırları çizmenin hesaplarını en ayrıntılı biçimde yapmışlar ;gerektiğinde yeniden yapılandırarak yapmaya devam ediyorlar.
Müslümanlar kimsesiz ve öksüz..
Mazlum insanlık; bir zalimin en acımasız zulmünden bir başka zalimin kollarına sığınmak !zorunda kalıyor.Emperyal güçler Mısır zulmünü Müslüman halkın aleyhine çok kısa sürede halletti.!
Coğrafyanın büyüklüğü ve ya halkın çok oluşu zulmü oluşturan devletler için pek önemli değil.Kısa süreli katliam ve ardından işkence merkezlerine tutuklanarak götürülen insanların arkasından ; Mısır şimdilik hareket edemez hâle getirildi.. Şimdi zulümde sınır tanımayan katil Esed’in sırf söz dinlememesi adına ;nasıl olur da bizim belirlediğimiz “kırmızı çizgi”yi geçersin !ağabeyliğinin-büyüklüğünün ! histerisi ile seri bir şekilde oluşturulan senaryo ile üstelik tüm dünyanın kafaları karıştırılacak ölçüde bir masum yavrular katliamı ile müdahale etme kurnazlığı oluşturuldu?! İsrail istihbarat ve strateji İşler Bakanı Yuval Steneiz hemen bir açıklama yaptı.
Şam’ın doğu bölgelerinde “kimyasal silah ! “kullanılmıştır diye..Bu acil bilgi sunumu İsrail Mossad planının bir uygulamasının da parmak izlerini işaret etmiş oldu.Hemen ardından beyaz saray ve diğer müttefik Avrupa ülkeleri.Bu durum alenen gösterdi ki ;İsrail’in güvenliği açısından acilen Suriye’ye rejim yapısıyla oynanmayacak bir kulak çekme işinin yapılması zorunlu hale geldi. Ne acı ki daha dün Irak’ta iki milyon insanın canına kıymış, hapishanelerdeki korkunç işkenceleri ile dünyaya tescil olmuş ,yokluk ve perişanlığın diz boyu olduğu Sudan da silah fabrikası diyerek “mama üretim tesislerini” bombalayan, senelerden beri pilotsuz uçaklarla Afganistan-Pakistan’da her gün çocuk öldüren bir büyük zalimden medet umar hale getirildik. İçler acısı bir haldeyiz.
Öbür tarafta Çin; doğu Türkistanlı/Uygur kardeşlerimizi gözlerini kırpmadan ölümlerin en acısıyla katletmeye devam ediyor. Dünya bariz bir şekilde yeniden Müslümanların kanı üzerine inşa ediliyor ve üstelik en acısı Müslümanların maalesef “ –yaşamını devam ettirme adına-!“bu büyük! zalimlerden yardım isteme durumuna düşürülerek. Evet İslami bilgimiz ölçüsünde biliyoruz ki “Allah bir zalimi başka bir zalimle bertaraf edecek o zalim zulmünde ısrar edince o’na başka bir zalimi musallat edecek “ böylelikle insanlığa bir öğreti içerisinde hayatın sürekliğini lütfedecek..Ancak gönüllerimizdeki yangını izale etmemiz/söndürmemiz mümkün değil.
Suriye’de olası müdahale yeni canların kıyımı demek hiç şüphesiz. Her ne kadar koalisyon ülkelerinde özellikle Fransa ve İngiltere’de ; sırf kendi insanlarının olası bir terslikte zarar görmemesi adına farklı düşünceler ifade edilmeye başlandı ise de yine de İsrail ‘in güvenliği her şeyden önceliklidir ve bir İsrail vatandaşının hayatiyeti tüm dünya ülkelerindeki insanlardan tamamen ayrı ve özel bir statüye !sahiptir !.Muharref/bozulmuş dinlerinin inançları bunu gerektirmektedir.! Zaten bu katliam senaryoların başından sona takibi ve işleyişi ; İsrail ve kutsanmış ! vatandaşları adına yapılmaktadır.İsrail nasıl korunaklı bir hale getirilir onun ince hesapları devrededir.
Zaten ABD başkanı:”katliam rejimini değiştirme gibi bir sorunları olmadığını!” tüm dünyaya deklare etmiştir.Sadece yapılacak olan ;ihtimal ki bir kaç tane füzenin veya zehirli sarin gazının yanlışlıkla da olsa birkaç İsrailli vatandaşa zarar verebilir olasılığıdır.. Körfez ülkeleri nam-ı diğer Arap âleminin ise ABD karşısında her hangi bir şey ifade etmesi bile ne mümkün.! Acziyetleri ve kahrolası saltanatları adına her şeyi mubah gören bir zihniyet algısı.. Ama en yüksek derecede etkilenecek yegane ülke maalesef ülkemiz olacak..Tarihin getirdiği kadim bağların hâlâ dost ve akrabaların iç içe yaşadığı bu kardeş ülke halkıyla, umarız yeniden düşman kardeşlerin haline sokulmaz ve her geçen gün izole edildiğimiz Arap dünyasından tamamen uzaklaştırılmayız.!.
Ve Esed zaliminin son çırpınışları anında yeni delilikler yaparak ülkemizde canların yanmasına fırsat vermeyiz. Dış işleri yetkilerimizin son derece yanlış okudukları “İki ayda biter ,muhalifler her geçen gün zaferler kazanıyor !”iddiasının da ne kadar esastan uzak olduğu da ortaya çıktı.Umarız bu vahim yanlış okuma bizlere ağır faturalar ödettirmez.Bugün birkaç haftada biter denilen Afgan savaşlarının bütün geri kalmış teknolojiye rağmen halen devam etmesi bizlere derin ip uçlarını vermek zorundadır. Nasıl ki bir İsrailli, bir ABD’li ,bir Fransız bir İngiliz vatandaşının hayat hakkı var ise bizim de en az onlar kadar hayat hakkımız vardır ve ilelebet olmaya devam etmelidir..
Hükümet insanlarımız bu acı gerçeği görerek hesaplarını çok daha titiz çok daha milli düşünerek yapmak zorundadırlar..! Uyur gibi ruhlarını teslim eden masum yavrucukların o içler yakan görüntülerini ,Allah bundan böyle tüm insanlıktan ve ülkemizden uzak eylesin. İyi biliyoruz ki ;bu acı dolu görüntüleri ancak yüreğinde bir nebze olsun merhamet vasıfları canlı olan insanlar hissedebilir..
En kalbi saygılarımla..