Bugün halkımız biz birlikte büyük Türkiye’yiz, kardeşiz ve oyunun farkındayız demek için al bayraklarını da alıp zor zamanlarda hep yaptığı gibi bir kez daha güçlü bir mesaj vermek için toplandı… 
‘Teröre karşı tek ses’ mitinginin üzerine söylenebilecek birçok söz, verilebilecek birçok mesaj var elbette. Vicdanı kararınca herkesin kendi payına düşen samimiyeti, kendi adına sergilediği fedakarlığı kararlılığı tartışılmaz.. 
Fakat orada görenleri derinden etkileyebilecek ve mitinge katılanların hangi ruh hali ve saik ile orada bulunduklarının apaçık göstergesi olan, kelimelerin kifayetsiz kaldığı birkaç kare vardı.
Gözü görmeyen vatandaşların meydandaki varlığı ve miting sonrası kol kola girip birbirlerine destek vererek alandan ayrılış çabaları gerçekten görülmeye değerdi ve belki de gözlerinin önündeki kj’yi görmezden gelen şehide şehit diyemeyen, göz göre göre terörle iş tutan, dahası gerçekleri alenen gördüğü halde nefretine yenik düşen vicdanı körlere en büyük cevaptı!
Engelli vatandaşlar da vardı, hem de destek almadan tek başına çıkıp gelen vatandaşlar..
Yaşlı dedeler, gaziler, gençler, çocuklar...
Ve tüm bu insanlar tek bir amaç için oradaydı. Amaçları bu ülkenin acılarına ortak olmaktı, sahip çıktıkları vatandı bayraktı, buydu zaten tek ortak yanları !
Ama sorsan utanmasalar onların oraya zorla tutulup getirildiğini dahi iddia etmekten çekinmeyecekler..
Ne yazık ki ortak vicdan, ortak akıl, ortak değerler etrafında buluşmamız gereken bu en zor zamanlarda bile tek yürek olmayı içine sindiremeyen, milli düşünemeyen kendi devletinin azametinden varlığından azap duyan Haşmet Babaoğlu’nun deyimiyle ‘ruhu sarışınlar’ var bu ülkede…
Bir de terörü estetize ederek Erdoğan nefreti üzerinden meşruiyet kazanmaya, beyaz Türk ve beyaz Kürtleri yanına almaya çalışan kanla beslenen cici çocuklar.
Geçenlerde Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun yaptığı “Bayrağını da al gel” çağrısına çok kızdı cici çocukların en cicisi ve dedi ki “Ortada bayrağa bir saldırı yok ki. Bu ırkçılığı, faşizmi Kürtlere karşı körükleyebilecek tehlikeli bir çağrıdır. Kürtler nerede bayrağa saldırmış ki, sen ‘Bayrağını al gel Kürtleri protesto edelim’ diyorsun”
200’ü aşkın sivil toplum kuruluşunun TOBB öncülüğünde düzenlediği mitingin ana sloganı “Teröre hayır, kardeşliğe evet.”ti oysa..
Algı mühendisi cici çocuk, kendine biçilen rolü müthiş oynuyor manipülatif açıklamalar yapmaya ısrarla devam ediyor. İnsanlar teröre hayır diyor teröre karşı tek ses oluyor Kürtlere değil ki. Milletin bayrağını alıp gelmesinden neden rahatsız oluyor, neden bunu Kürtlere karşı yapılan bir tepki gibi göstermeye çalışıyorsun? Teröre karşı yürüyüş sözde Türkiyelileşme misyonuyla meşru zeminde hareket eden bir siyasetçiyi neden telaşlandırır hiç düşündünüz mü? Ayrıca bayrağa bir saldırı yok derken sanırım direkten bayrak indirmeye çalışanlar ya da bayrak uğruna şehit olan kuzuları katledenler de kendisi gibi cici çocuk..
Diğer yandan terörü aklamaya, haklı göstermeye siyasi bir zemine oturtmaya çalışan bir kısım medya teröre karşı tek ses olan bu halkı görmüyor yayınlamıyor bile..
Ama söz konusu nefret ittifakı olduğunda terörden bile medet ummak ta beis görmüyor adeta Roj tv’yi aratmıyorlar.
Az kaldı seçime doğru yine yarım ağızla terörü kınar, ağızlarına yakışmayan barış türküleriyle milletin aklıyla alay etmeye başlarlar. Seçime saatler kala ajanslarından malum partiye oy verin diktatöre haddini bildirin der sonra hacklendik derler, cımbızla çekilmiş açıklamalarla provokatif iki tweet atar haber yapar amacına ulaşıp yayıldıktan sonra da geri siler tekzip yayınlarlar. 
Tehlikenin farkında mısınız bilmem ama, gazetelerinde Ahmet Kaya için ‘Vay ş…z’ diye manşet atanlar şimdilerde ekranlarında medyada baskı var terörün sözcüsü haline gelen vekilleri çıkaramıyoruz diye ağlıyor. Ve daha örnek verilebilecek, durumun vehametini ortaya koyabilecek sayısız ihanetin arasında gidip gelmekten, dün söylediklerini bugün inkar etmekten yorulmuyor, vazgeçmiyorlar..
Dediğim gibi herkes kendisine biçilen rolü oynuyor. 
Kürtler ve Türkler hiç vakit kaybetmeden artık bir ve bütün olduğuna inanmayı seçip, yıllardır üzerlerinde oynanan oyunu boşa çıkaracak ve her ikisini de büyütecek olan yeni güçlü bir hikaye yazmaya başlamalılar..
Şimdi herkesin; nefretiyle dertleşmeyi bırakıp algılarından sıyrılıp durduğun yeri ve bu hikayenin neresinde olduğunu sorgulama, kendini nereye ait hissettiğini, milli olup olmadığını gözden geçirme zamanı..