Sevgili okuyucularımız Ressam Burcu Eşiyok ile sanatına dair yaptığım röportajı siz değerli okuyucularımız ile paylaşmak isterim...

Türkiye’de resim sanatının Pandemi ile birlikte sanal dünya’ya da açıldığını görüyoruz. Sanat galerilerinin sanal galerilere dönüştüğü bu dönemde dünyanın her hangi bir yerindeki müzeyi, sergiyi gezip eserleri inceleyebilirsiniz. Sanatçı olarak ise eserlerinizi online müzayedelerde seyirciyle buluşturabilirsiniz. Sanatını galerilerde eserlerinin tanıtımı ile gerçekleştiren Ressam Burcu Eşiyok ile bizde röportaj yaparak sanatına olan duyarlılığını sorularıma verdiği yanıtlarla gerçekleştirmiş olduk...

Burcu Hanım merhaba... Nasılsınız? Sizi tanıyabilir miyiz?

Merhaba, iyiyim teşekkür ederim. Ben 2013 yılında Bahçeşehir Üniversitesi MYO Pazarlama bölümünü bitirdikten sonra. Bahçeşehir Üniversitesi iletişim Fakültesi Halkla İlişkiler bölümünden mezun oldum. 4 yılllık çalışma hayatından sonra kızımı büyütmeye karar verdim. Şu an 6 yaşında bir kızım var.

Resim yapma sanatına ne zaman başladınız? Sizi resim yapmaya yönlendiren ne olmuştu?

Resim yapmak benim için başka bir yere gitmek gibi. Resim yaparken adeta uçsuz bucaksız gezilere çıkıyormuş gibi kanatlanmış gibi hissediyorum. Resim yapmaya çok küçük yaşlardan itibaren başladım. Evimizde gardrop kapaklarına, kapılara resimler çizerdim, duvarlara resimler yapardım. Orta okulda resim öğretmenimin yönlendirmesiyle Lions İnternational Club “Dünya Barış Posteri’’ yarışmasına katıldım ve derece aldım. Daha sonra resim bölümde eğitimimi tamamlamak istesem de hayat beni iletişim alanında eğitimimi tamamlamaya yönlendirdi.

Ressam olmak için eğitim almak gerekiyor mu? Yoksa yetenek daha mı ön planda oluyor? Siz eğitim aldınız mı?

Bana göre resim yapmak hayatı bir deniz gibi kabul edersek bu hayat denizin en dibine kadar dalmak ve bu engin denizde her gördüğünüzü incelemek, görebilmek ve anlayabilmek. Söylenmeyeni söyleyebilmek, anlatmak istediklerini bazen bir bakışta resmedebilmek, bazen bir gülüşte bazen de bir sembol veya bir hayvanla anlatabilmek. Sanat eseri dediğimiz şey herkese göre göreceli bir kavram. Bazen bir eserin ismi yüreğinize dokunur bazen de eserdeki tek bir figür. Çok sevdiğim Neş’e Erdok’un dediği gibi; “Resmin öğretilebileceğine inanmam, ancak bazı şeylere dikkat çekilebileceğini düşünürüm”.

Benzer bir söz folk Art ressam Maud Lewis’in hayatını konu alan filmde de geçiyor. Eğitim bence her alanda şart olan çok kıymetli bir yapı taşı. Sanat dediğimiz şey ise sonsuz ucu bucağı olmayan bir varlık. Her zaman daha iyisini yapabilirsin. Eğitim evet önemli bir faktör ama bence çok çalışmak ve kendini her geçen gün yenilemek, gördüklerinle, izlediklerinle beslenmek... tuvaline ya da kağıdına aktaracağın duyguya verebileceğin en güzel hediye.

Resimde süreklilik çok önem arz ediyor. Eğer içinizde gerçekten resim yapma arzusu varsa bence zaten fırça dile geliyor.

Ne tür resimler yapıyorsunuz? Temanız nedir?

Resimlerimde iç dünyamdakileri yansıtmayı seviyorum. Bunu bazen bir kedinin hayalinde, bazen bir çocuğun bakışında bazen de resimlere yazdığım şiirlerle, sözlerle aktararak yapmaya çalışıyorum. Çizgiselliği renklerle sağlamaya çalışıyorum. Kadın ve hayvan portreleri resimlerimin odak noktası.

Farklı türlerde çalışmalarınız var... nasıl bir duygu ile çalışmalar yapıyorsunuz? Çalışmalarınız ile vermek istediğiniz mesaj nedir?

Pandemi ile birlikte evlerimize kapandığımız şu dönemde herkes gibi ben de daha çok iç dünyamla baş başa kaldım. Bilinmezliğin ortasında kendimi anlatabileceğim tek yer boyalarımın ve fırçalarımın yanı oldu. Mesela; yaşamın aslında ne çok ölüme gerek duyduğunu “Bir Kedinin Hayali adlı eserimde” anlatmaya çalıştım. “Ruh hali” eserimde ise her canlının bir ruhu olduğunun vurgusunu yapmaya çalıştım.

  

Tarzınıza dair etkilendiğiniz bir sanatçı var mı? Hangi ressamlardan etkilendiniz?

Tarzıma dair etkilendiğim ressamların başında, Neş’ e Erdok ve Fahrelnissa Zeid var. Neş’ Erdok’un dışarıda kimi zaman görmezden gelinen “Kenardaki insan” karakterlerin resimlerinde ki edebiliği, sunduğu büyük hikayelerini Fahrelnissa Zeid’in çılgın ve renkli engin deniz ruh halini seviyorum.

  

Resimlerinizin konusunu seçerken faydalandığınız veriler nelerdir?

İç dünyam, hissettiklerim ve yaşam.

Sanatınızı icra ederken karakter oluşturmak için çok detay çalışma yapmanız gerekiyor mu?

Resim yapmak kaçış noktam ve kendimi bulabildiğim yer olduğu için yaşadığım yoğun duygular oluşturmak istediğim karakterleri aktarırken çok yardımcı oluyorlar.

Katılmış olduğunuz sergilerde eserlerinize dair duyarlılığı nasıl görüyorsunuz?

Henüz daha çok yeni çıkmış olduğum bu renkli yolculuğun çok keyifli başladığını ve gidererek daha da güzelleşeceğini görerek yoluma ilerliyorum.

Türkiye’de resim sanatı sizce ne durumda? Gerekli ilgi ve bilgi var mı?

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de her şey çok hızlı tüketiliyor. Resim gibi uzun ve sakin zamanlar gerektiren sanatlar yeni dünyada çok yer bulmuyor. Bununla birlikte bu telaşe içinde resim pek çok insan için bir sığınak. Resim de diğer sanat alanları gibi hayatın doğal akışı ve gelişimi içinde sürekli değişerek gelişiyor. Ama maalesef ülkemizde resim ve benzeri sanat dallarına gereken önemin verildiğini düşünmüyorum. Toplumların yaralarının iyileşeceği en güzel yer sanat. Umarım gelecek güzel nesiller sahip olduğumuz güzel mozaik desenimizi, var olan değerlerimizi korumayı ve geliştirmeyi başarabilirler.

Kendinizi resim yapmak için şartlandırır mısınız? “Zaman değerlendirmesi ile geri dönüşü de olsun” düşüncesi ile mi sanatınızı icra edersiniz?

Bana göre resim, istediğiniz her an yapabileceğiniz bir şey değil. Kendimi resim yapmaya şartladığım zaman resim yapabileceğimi düşünmüyorum. İçimden çıkıp dışımla konuşmaya karar verdiğim zaman ancak resim yapabiliyorum. Bazen kendimden taştığım anlar oluyor o anlar da resim yapma arzusu geliyor. İşte o zaman paletimden, fırçamdan boyalarımdan kanat yapabiliyorum kendime.

Sanatınızın tanıtımını yaptığınız medya hesabınız var mı? Varsa faydalı oluyor mu?

Evet. Eserlerimi sergilediğim bir sosyal medya hesabım @b.bertheatelier olarak var. Yakın zamanda açmayı planladığım bir de atölyem olacak.

Yaptığınız sanat eserleri ilgi görüyor mu? Tabii ki manevi yönünün dışında maddi olarak da...

Resim yapmaya başlarken eserlerimi maddi anlamda kazanç sağlama amacıyla oluşturmadım. Daha önce de söylediğim gibi içimden taşanları aktarmak için bir yol oldu benim için ama eserlerimin beğenildiğini, istenildiğini görmek büyük haz verici.

Pandemi dönemi çalışmalarınız ne durumda? Eser üretmenize etkisi oldu mu?

Pandemi dönemi herkes gibi benimde kendimle baş başa kaldığım, sorguladığım bir dönem. Ve resimlerimle, boyalarımla en fazla zaman geçirdiğim dönem o yüzden pandemi bana çok şey kattı, öğretti ve öğretmeye devam ediyor. Yanımda dertleşebileceğim boyalarımın, paletimin ve fırçamın olduğunu gösterdi bana. Ama artık bitebilir ben pandemi olmadan da iyi anlaşabilirim resimlerimle...

Solo sergi açtınız mı? Sergiler sanatsal gelişiminize etkili ve faydalı oluyor mu?

Henüz solo sergi açmadım. Ama şu an en büyük hayalim yazın güzel güneşli bir günde solo sergi açabilmek.

Yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz sergi var mı?

Evet, 11-14 Mart tarihleri arasında Art Ankara Çağdaş sanat fuarına katılacağım.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Resim benim en yakın dostum. Resmin iyileştirici bir gücü olduğunu düşüyorum. Resimlerde gördüğüm bir renk geçişi bir, figür, bir bakış beni heyecanlandırabiliyor. Yüzümü gülümsetebiliyor, yada bazen unuttuğum bir duyguyu hatırlatabiliyor. Sanatın her dalı ruhu güzelleştirir, dinlendirir, iyileştirir, düşündürür. Sanatsız bir hayat renksiz, cansız ve ruhsuzdur. Her birimizin hayat paleti rengarenk, içimizde çalan orkestraların şen şakrak olması dileğiyle...