En büyük hayali Türkiye’de tanınan gazeteciler kervanına katılmaktı Celal Kodamanoğlu’nun… Daha çocuk yaşlarda kendince bulmacalar hazırlıyor, o bulmacaları kitaplığının en iyi yerinde muhafaza ederdi… Onun bu durumunu gören arkadaşları alay ederdi kendisiyle… Kendisine hayalperest diyen arkadaşlarına ‘Göreceksiniz büyüdüğümde Türkiye’nin saygın Bulmaca hazırlayan gazetecileri arasında yer alacağım’ cümlesi dökülüyordu dudaklarından… Öyle de oldu gençlik yıllarında yolunu aşındırdığı gazetelerin kapıları yüzüne kapandı Celal Kodamanoğlu’nun… O yılmadı gecesini gündüzüne katarak çalıştı. Önce memur, sonra da gazeteci oldu. Türkiye’nin en yüksek tirajlı gazetelerinin bulmacalarını hazırladı… Medya dünyasında ‘Bulmaca Kralı’lakabını aldı… Perihan Savaş başta olmak üzere birçok ünlü isim ile aynı okulda eğitin gören Celal Kodamanoğlu ile dününü bugününü konuştuk…


Bize biraz kendinizden söz eder misiniz Celal abi?

Sadece bayanların değil erkeklerinde yaşı sorulmaz ama 60 solladık diyelim… (Gülmeye başlıyor…) Nerelisin derseniz, İstanbulluyum, Fatih’ten, daha da öteye gidelim, sanatçı fabrikası diye bilinen, çok ünlü sanatçıların çıktığı Fatih’in ünlü semtinden, hani derler ya, “Övünmek gibi olmasın ama ben Karagümrüklüyüm” diye, evet Karagümrüklüyüm… İlk, orta ve liseyi orada okudum, hadi yine yaş çıkacak ama olsun, Perihan Savaş benim ortaokulda sınıf arkadaşımdı… Lise eğitimimin ardında askerlik görevimi yaptım. Daha sonra hayat mücadelem başladı. Amacım gazetelere bulmacalar yapmaktı. Her gittiğim kapı yüzüme kapanıyordu. Büyük torpil gerekiyordu… Tam da o sıralar İSKİ’ye memur alınıyordu. Müracaat ettim ve İSKİ’de memur olarak göreve başladım. Pardon yaaa unuttum, bu ara evlendim, 3 oğlum oldu.

Peki bulmaca serüveniniz nasıl başladı?

Ben Devlet memuru olarak hayatımı sürdürüyordum ama,  gönlümde hep gazetecilik yatardı, bu ara spiritüalizme merak sardım yani ruh bilimi, çok sayıda kitaplar okudum, bu konu ile ilgili seminerleri takip ettim, gündüz işe akşam ise oralara gidiyordum, bu aralar Karacan Yayınlarınca bir dergi yayınlanıyordu, Genel Yayın Yönetmenliğini rahmetli Ata Nirun’un yaptığı, önce amatörce okur mektupları bölümünde yazılar yazdım, beğenmişler, beni çağırdılar… Gittim ve işte gazeteciliğe ilk adımımı attım, hem devlet memurluğu hem de gazetecilik yapıyordum, röportajları bana bırakmışlardı, bugün aklıma geldikçe hala hayretler içinde kaldığım, çok ilginç kişi ve olaylarla tanıştım, onları yazdım, dergi haftalıktı ama rekor kırıyordu, dile kolay tam 1 milyon traj, ünlenmeye başlamıştım, memuriyeti bırakmamı istediler bırakmadım… Dergi kapanana dek tam 100 hafta devam ettim, artık sprütüal konularda da uzman sayılırdım, ama bu tür konular insanın kendi psikolojisini de bozuyor, baktım olacak gibi değil buradan da uzaklaştım, bulmacalar hazırlayayım diye düşündüm ve işte bulmaca kulvarında ilk adım…

RESTİMİ ÇEKİNCE MAAŞA BAĞLANDIM

O zamanlar Mecidiyeköy’de ufak bir binada çıkmakta olan Sabah Gazetesi hafta sonları bulmaca dergisi veriyordu. Bilinmeyen dergisinde olduğu gibi oraya da amatörce bulmacalar göndermeye başladım, baktım ki yayınlanıyor, her hafta devam ettim para almıyordum, sadece bulmacanın üstünde “ Hazırlayan  Celal Kodamanoğlu” ibaresi vardı, basit bir bulmaca için saatlerce uğraşırdım, çevremdekiler benimle alay ederlerdi, sadece bir arkadaşımın sözleri kafama kazınmıştı, demişti ki “Devam et Celal ben inanıyorum, yarın sen bu ülkenin en ünlü bulmaca yazarı olacaksın” devam ettim.

Kolay değil tam üç yıl,  bir ara gittim gazeteye, düzenli çalıştığım için para istedim vermediler, sen amatör çalışıyorsun dediler, birgün kafam attı, yeter artık dedim ve bulmaca göndermedim, ama takip ediyordum, baktım benim eski bulmacaları yayınlıyorlardı, hiç oralı olmadım, bir cumartesi günüydü, gazeteden evimi aramışlar, eve gelince eşim “Sabah Gazetesi’nden seni aradılar gazeteye gelsin görüşelim “ dediler dedi, kimin aradığını sorduğumda bilmiyorum dedi, bende kalktım gazeteye gittim, kendimi tanıttım, arandığımı söyledim, orada sayfa sekreteri bir bayan arkadaş “Ben aradım niye bulmaca yapmıyorsunuz dedi” döndüm dedim ki ‘Ben profesyonel çalışmak istedim sizler para vermeyiz amatör çalışıyorsun dediniz, amatör canı ister hazırlar, ister hazırlamaz, keyfim misiniz, benimde canım istemiyor hazırlamıyorum’ dedim…

   

HAZIRLADIĞIM BULMACANIN SAYISINI BİLEMİYORUM

Benim sinirlendiğimi gören bayan arkadaş ‘Yok yok size para veririz. Siz bulmacaları düzenli bir şekilde hazırlayın. Ben sizi bulmaca dergimizin yayın yönetmeni Teoman Orberk ile tanıştırayım’dedi. Birlikte merhum Teoman beyin odasına geçtik. Başladım durumu anlatmaya. Teoman bey ‘Para veririz ancak her hafta düzenli bulmaca isteriz’dedi. O günden sonra profesyonel olarak Sabah Gazetesi’nde bulmaca yazarlığıma adım attım. Yıl 1990 yani 32 yıl önce… Gündüz memurluk, gece bulmaca hazırlığı… Gerçekten kolay değildi. O dönemler şimdi ki teknoloji yoktu ki. Bilgisayarın adı bile bilinmiyordu… Yani bu şartlar altında birkaç saatlik uyku ile iki işi birden yürüttüm… Hırs ve azimle işimi en iyi şekilde yaptım. Bugüne kadar kaç bin bulmaca hazırladığımı bilemiyorum.

Sonra neler oldu?

Sonra Akşam Gazetesi kuruldu, oraya geçtim, bir gazeteci arkadaşla tanışarak onu yanıma yardımcı aldım, Allah bana yürü kulum demeye başlamıştı, durmadım yürüdüm, o kadar çok ulusal gazetede çalıştım ki inanın adlarını unuttum, çoğu halen yayın hayatını sürdürüyor… Akşam’da iken ‘Takip ‘isminde çıkan bir Dergide de çalışıyordum, o derginin yayın yönetmeni bir köşe yazısında benden bahsederken “Celal Kodamanoğlu kendi kulvarında tartışılmaz bir imzaya sahiptir” diye yazmıştı, onurlandırmak ileriye adım atmam için beni kamçılıyordu, on üç yıl hem devlet memurluğu hem bulmaca editörlüğü yapıyordum, işlere yetişmede zorlanıyordum, bu aralar yeni yazarlar çıkmaya başlamış, beni baltalıyorlardı, yolumda yürümeye devam ettim, kimseye kızmadım, kimseye kırılmadım, onlarda beni tanıdılar, beni sevdiler, öyle ki bugün sayılı dostlarımın arasında hepinizin tanıdığı, sanatçı ve bulmaca yazarı Ateşböceği Ercan gelir…

Kaç çocuğunuz var?

3 çocuk babasıyım… Çocuklarımın , hepsi de başarılı bir öğrenim geçirdiler.  Büyük oğlum program yazılımcısı olarak bir şirkette çalışırken, Ortanca oğlum, başarılı bir eğitim hayatında Kabataş Erkek Lisesi ardından İstanbul Üniversitesi’nde işletme Fakültesini bitirdi. Şuan İngiltere’de yaşıyor. Orada şirket kurdu, bugün bayrağı devrettiğim bulmaca yazarlığını tam profesyonel olarak oradan sürdürüyor. Yani sizlerin burada zevkle çözdüğünüz bulmacalar aslında İngiltere’de üretiliyor, Küçük oğluma gelince o yabancı dili seçti çok başarılı bir eğitim hayatı vardı, Üniversite giriş sınavlarında Türkiye çapında dereceye girse de, o tek bir dil seçti Japonca… Şaşırdık, niye diye sormuştum, cevabı basit oldu, “İngilizce’yi zaten biliyorum, herkes biliyor, peki Japoncayı kaç kişi biliyor” cevap veremedim, Ankara Üniversitesi’nde Japon Dili ve Edebiyatı okudu. Oğlumun hep arkasındaydık, 3. Yılında okul birincisi oldu,  A.Ü. tarafından değişim öğrencisi olarak bir yıl burslu Tokyo Üniversitesine gitti, staj gördü, döndü dördüncü yılını bitirerek Japon Filolog oldu, Ales sınavlarına katıldı, kazanmasına rağmen, onu gözü Japonyadaydı, Akademisyen olmadı,  Japon hükümetini yılda sadece 10 kişiye verdiği yüksek lisans bursunun sınavlarını kazanarak, tekrar Japonya’ya Tokyo Üniversitesine gitti. 2 yıl okudu, yüksek lisansıda bitince tabi ki Japonlar böyle bir zekayı bırakmak istemezlerdi oğluma iş ve ikame hakkı tanıdılar, ve orada çalışmaya başladı. Üzerinden 10 yıl geçti artık orada, sonra bir Japon kızımızla evlendi, çalışıyor… Kısacası evlatlarımla gurur duydum ama gurur ile Hasret arasında sıkıştım kaldım, biri dünyanın bir tarafında, diğeri diğer tarafından ben ise ortada kalmıştım, neyse…

Hangi gazete ve dergilerin bulmacalarını hazırlıyorsunuz?

Çok sayıda ödül, plaket aldım… Artık bulmaca denilince akla ilk gelen isimdim, o duayen gazeteci dostumun da yazdığı gibi bulmacalarda imzamın olması o bulmacanın kalitesini koyuyordu. Çok sayıda ödül ve plaket aldım, artık oğlum hazırlıyor, Halen Akşam, Mlliyet, Yeniasır Gazetelerinin yanı sıra tüm süpermarketlerde karşılaştığınız Maxı, Favori, Mega, Plus adlı bulmaca dergileri de “Kodamanoğlu” imzası ile yayınlanmaktadır…