Bulgaristan?ın baskıcı idaresinden KKTC?ne sığınan yüzlerce Bulgaristanlı Türk kardeşimiz, ellerinde ülkelerinin pasaportları, Bulgaristan?da yapılacak seçimlerde oy haklarını kullanmak üzere Ledra Palas kapısından geçip ?AB üyesi meşru Kıbrıs? addedilen Güney?deki sandıklara gidemediler? Rum?un OHI?si ile karşılaştılar; insan haklarının en önemlisini kullanamadılar! Güney?deki Bulgar Büyükelçiliği bu vatandaşlarının haklarını korumak için ne yapmıştır? Bilinmiyor. Önemli bir hak ihlal edilmiştir. Bu yanlışı KKTC idaresi yapmış olsaydı şimdiye Türkiye?nin aleyhine düzinelerle dava açarlardı. Kaderciliği ?oldu bir kere, ne yapalım?? yaklaşımını bir yana bırakarak bu insanların haklarını korumak için harekete geçilmelidir diye düşünüyorum.

15?den 30?a

AB Türkiye?nin üyelik konusunu 15 yıldan 30?a çıkarmayı düşünüyormuş. 1 Mayıs 2004?de Kıbrıs?ın birleşerek AB üyesi olacağına inanarak halkımızı referandumda EVET oyu kullanmaya teşvik edenler şimdi ne yapacaklarını bilmez hale geldiler. ?Kıbrıs mes?elesinde iyi niyetimizi gösterelim, AB yolu ardına kadar açılacak hayali içinde yaşamış olanların ayakları gittikçe yere basmaya başladı. AB her gün yeni nedenler icat ederek Türkiye?ye ?özel statüden başka birşey bekleme? işaretini vermektedir. Batılı ülkelerin verdikleri sözleri tuttukları inancı da yerle bir olmuştur. Verdikleri sözlerin tekini bile yerine getiremediler. ?Üyemiz Kıbrıs Hükümeti yasal haklarını kullanıyor. Ne yapalım? Yasal haklarını yok farz edemeyiz? diyorlar; üye yaptıkları Kıbrıs?ın Kuzeydeki Türk halkını temsil etmediğini görmek anlamak istemiyorlar! ?Kıbrıs mes?elesi hukuki bir mes?ele değildir? diyerek 1960 andlaşmalarını, çiğneyip yok edilmiş anayasayı, bunlar altında Kıbrıslı Türklerle Türkiye?nin haklarını yok farz ederek attıkları her adım Kıbrıs mes?elesinin halline değil, daha halledilemez bir hale gelmesine yarayacaktır.  Bunu da görmek istemiyorlar. Bu gerçekleri AB ülkelerine göstermek bize, hepimize, düşer! Nasıl mı? Gayet basit. KKTC?ne dört elle sarılıp, egemenliğimizde ısrarlı olmakla. Kıbrıs mes?elesinin bir hukuk ve o?nun bir parçası olan İnsan Haklarını Kökten ihlal olduğunu yılmadan savunmakla. 1963-1974 yıllarının bilançosunu Akritas Planı ve toplu mezarların fotoğrafları ile, AB yetkililerinin önüne koyup ?bu mudur AB normlarına uygun üyeniz?? diyerek, onları her gün, her saat mahcup etmekle! Suçlu değiliz. Haklıyız. O halde savunmada kalıp avuçlarımızı ovuşturmakla bir yere varamayacağımızı anlayalım. Saldırı, suçlama, sesimizi yükseltme, gerilememe hakkı bizimdir, haklı olanındır. Sivil Toplum örgütleri (AB?den ve diğerlerinden yemlenmemiş olanlar) harekete geçmelidir. Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği; üyelerinin yasal haklarını (tazminatlarını) enerjik bir şekilde takibe başlamalı, hükümet hak arayan insanlarımıza yardımcı olmalıdır. AB, böylelikle, Türkiye?ye baskı yapmakla Kıbrıslı Türkleri Rum?un istediği çizgiye getiremeyeceğini görmeli, anlamalıdır.