Bilindiği gibi çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu HÖH(DPS) Hak ve Özgürlükler Hareketi 23 senedir Bulgaristan siyasi hayatında azınlıkların temsiliyeti bakımından önemli bir rol üstlenmiş durumda.Geçen dönemlerde koalisyon ortağı olarak hükümette de yer alan HÖH’ün milletvekili sayısını sürekli arttırarak halen 37 milletvekiliyle parlamentoda yer alması siyasi rakipleriyle Türk düşmanı ırkçı çevreleri bir hayli rahatsız etmekteydi.
1989 sonrası’da yaklaşık 160 siyasi parti kurulmuştur. Bunlardan dört tanesi kökenlidir: Hak ve Özgürlükler Hareketi, ve. HÖH’ün dışındakiler siyaseten pek varlık gösterememişlerdi.Bunların dışında Aralık 2012 tarihinde yeni kurulan Hürriyet ve Şeref Halk Partisi, HÖH(DPS)’nin yakaladığı siyasi başarıya ortak olmayı amaçlamaktaysa da halktan pek fazla itibar göreceği düşünülmemektedir.
HÖH’e oy veren seçmenler yeni kurulan HŞHP’nin oylarını bölmekten ve milletvekili sayısını düşürmekten başka bir işe yaramayacağını düşünmektedir. HŞHP’nin kurucuları da parlamentoya giden yolu Ankara koridorlarında aramakta olup, oradan aldıkları destekle Türkiye’de dernekleri gezmeye başlamışlardır. Fakat görüştüğümüz oy kullanma hakkına sahip bir çok soydaşımız oynanan oyunun farkında olduğunu belirterek bizi bölmeyemi geldiniz demişlerdir. Yıllardır Bulgaristan’da azınlık olmanın eziyetini çekmiş, asimilasyon politikalarına, sürgünlere ve isim değiştirme kampanyalarına, işkencelere hedef olmuş Bulgaristan Türklüğü, aşırı milliyetçi, ırkçı ve antisemitist ATAKA’nın, “Bulgaristan Ulusal Kurtuluş Cephesi” NFSB Partisi ve benzerleri gibi partilerin uğraşıp ta yapamadığını kendi elimizle yapılmasına müsaade etmeyeceğiz demektedirler. Bugünlere çok zor şartlar altında geldiklerini söyleyen soydaşlarımız, madem bu yanlışlar vardı 20 senedir niye karşı çıkmadın demektedirler. Kasım Dal ve ekibini kınadıklarını, 20 senedir bu partide siyaset yapıp milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı olan bir kişinin bugün parti kurarak oyları bölmeye çalışmasını doğru bulmamaktadırlar. “Dereyi geçerken at değiştirilmez” atasözünden aldıkları ilhamla tam seçim arefesinde parti kurup bana oy verin demenin yanlış olduğunu, mevcut 37 milletvekili sayısının yarıya inmesine sebep olacağı değerlendirilmektedirler.
1990 yılının 10 ve 17 Haziran tarihlerinde yapılan iki turlu genel seçimlerde, HÖH, o tarihte 400 sandalyeli 23 sokmayı başardı. 13 Ekim 1991’de yapılan genel seçimlerde, HÖH, sandalye sayısını 24’e yükseltti. Daha sonra yapılan yerel seçimlerde ise 27 belediye ve 653 muhtarlık kazandı.
18 Aralık 1994’teki genel seçimlere üç Türk partisi katıldı. Bu seçimlerde HÖH, 160 bine yakın oy kaybetti ve toplam oyların sadece % 5,44’ünü elde edebildi. Böylece her üç parti birlikte toplam 320 bin oy almış oldu. Seçimleri ise kazandı
9 Nisan 1997’deki erken genel seçimleri kazandı. Bu seçimlerde HÖH, toplam Türk oylarının % 52’sini almayı başarabildi.
17 Haziran 2001’de Bulgaristan genel seçimleri eski Kral ’un ve yeni partisi II. Simeon Milli Hareketi’nin ezici zaferi ile sonuçlandı. 21 sandalye kazanan HÖH, II. Simeon Milli Hareketiyle koalisyon yaparak iktidar ortağı oldu.
25 Haziran 2005’te yapılan genel seçimlerde Sosyalist Parti toplam oyların %31’i ile 82 sandalye kazandı, iktidardaki II. Simeon Milli Hareketi oyların %20’sini alarak (53 sandalye) ile ikinci, HÖH ise %13 (34 sandalye) ile üçüncü oldu. Bu üç parti koalisyon hükümeti kurdu. Yeni hükümette HÖH üç bakanlık aldı: Başbakan Yardımcısı ve Doğal Afetler Bakanı, Çevre Bakanı ve Tarım Bakanı.
1 Ocak 2007 tarihi itibariyle (AB) tam üye olduktan sonra 20 Mayıs 2007 tarihinde AB parlamentosunda Bulgaristanı temsil edecek AB seçimleri yapılmış ve HÖH, %20,26 oyla üçüncü parti olarak 4 milletvekili çıkarmıştır (4 milletvekilinden 2’si Türktür; ve) tarihinde yapılan parlamento seçimlerinde HÖH, 610 bin 808 oyla (yüzde 14,48) üçüncü sırada seçimi tamamlamış ve 38 milletvekiliyle Bulgar meclisine girmişlerdir. (Sonradan bir milletvekili düşürüldü)
Yukarda belirttiğimiz gibi 23 senedir sürekli oylarını ve meclisteki sandalye sayısını arttıran HÖH (DPS)’nin meclisteki varlığından fanatik Bulgar grupların, ırkçıların ve Türk karşıtlarının rahatsız olduğu bilinen bir gerçekti. Bu siyasi gücü etkisizleştirebilmek ve minimize etmek için en etkili ve geçerli bir yöntem olarak “böl parçala ve yoket” prensibi harekete geçirilmişse de Bulgaristan Türklüğü ve HÖH’e gönül veren diğer azınlıklar perde arkasındaki asıl maksadı gördüklerinden bu tuzağa düşmiyeceklerini belirtmektedirler.
