Necip'le Ryan Donk'un pozisyonunda faul yok, faul veriyorsun. Lens'le Muslera pozisyonunda Lens hiçbir şey yapmıyor Muslera kıvranıyor göz yumuyorsun. Tribünleri geriyorsun, üzerinde baskı kurulmasına izin veriyorsun. Marcao-Lens pozisyonunda sarı kart görmesi gereken kişi Marcao iken Lens'e sarı kart veriyorsun çünkü sırtın dönük olaya hakim değilsin ama hakemlik yapıyorsun. Yine Marcao-Dorukhan pozisyonunda Marcao faul yapıyor vermiyorsun. Nagatomo Lens'e faul yapıyor onu görmüyorsun. Birebir benzer pozisyonla Diagne'ye faul yapan Vida'ya tereddütsüz sarı kartı veriyorsun. Burada Vida'nın sarı kartı doğru ama Nagatomo'nun pozisyonuyla aynı ona niye vermiyorsun?  Belhanda'nın Burak'a yaptığı pozisyon net sarı kart ama bırakın kartı hakem faul bile vermiyor. Luyindama'nın Atiba'ya yaptığı sert hareket hakemin baktığı noktada olmasına rağmen görmezden geliniyor. Hal böyle olunca bir anda siyah beyazlılar ne yaparsak yapalım bu maçı alamayacağız zihniyetiyle oyundan koptu. Bu mental düşüş peşine golleri getirdi. Caner'in pozisyonu ve ikinci gol bu mantalitenin sonucudur. Ama buna hazırlayan malesef ki maçı kötü yöneten Bülent Yıldırım'dır. İkinci golden sonra köşe gönderi direğini tekmeleyen Belhanda'ya yine kart vermiyorsun. Oysa aynı hareketten daha birkaç hafta önce  Adem Ljajic'e sarı kart verilmişti ve Fenerbahçe maçında cezalı duruma düşmüştü. Futbol bu, elbetteki bir taraf kazanacak bir taraf kaybedecek ama bırakın müdahelesiz, iyi olan kazansın biz de keyifli maçlar izleyelim. Bu iyi olan kazansın cümlesi de futbolumuzun klasikleşmiş terimlerinden olmasına rağmen hiçbir zaman yerini bulamamış hep havada kalmıştır. Peki Beşiktaş kötüydü kaybetti diyelim. Galatasaray'da kötüydü o nasıl kazandı? 

Beşiktaş'ın bu sezon en büyük sıkıntısı sakin oyun eksikliği...  Olası bir kaos ortamında rakip takım tarafından futbol oynamaya müsade edilmediğinde ısrarla top oynamaya çalışıyor. Günümüz futbolu artık sadece top tutmak, adam geçmek, top sürmek, pas yapmak değil, iyi oyuna izin verilmediğinde tıpkı satranç gibi nasıl hamle yapacağını/davranacağını da, psikolojik süreçleri de iyi bilmek gerekiyor. Beşiktaş evet çok gol atıyor ama öyle goller yiyor ki; ortada iyi futbol, pas, kalite yokken bir anda topu kalesinde görüyor. Dünya Kupası finali oynamış bir stoperi varken hem de, bu sorunun acilen çözülmesi gerekiyor, iyi bir tandem kurulması şart! Her ne kadar iki gol yemiş olsa da Karius sahanın iyilerindendi son haftalardaki çıkışı devam ediyor, bu şekilde çalışmaya devam etmeli. Son dakikalara doğru Galatasaray skoru aldıktan sonra, Bülent Yıldırım'ın Beşiktaş lehine verdiği göstermelik faullerin bir öneminin olmadığını söylemeye gerek yok sanırım. Maç boyunca Beşiktaşlı oyuncuları bezdirmek için elinden geleni yaptı. Sayın Abdürrahim Albayrak ve Terim maç sonu hakemin iyi bir maç yönettiğini söylemiş, herhalde biz başka bir maç izledik. 

Şenol hocanın en büyük sıkıntısı ise; derbilerde A planı işlemediğinde kusursuz bir B planı sunamaması; maçtan önce yaptığı analizlere göre kadroyu çıkartıyor o kadro tutmadığında ısrarla devam etmesi hayret verici bir durum. Şenol hoca Galatasaray'ın önde baskıyla maça başlayacağını bildiği için orta sahayı defansif ağırlıklı kullanarak Necip'le başladı ve bir süre plan işledi ama golü yedikten sonra hala niye aynı şekilde oynatmaya ısrar ediyor anlamış değiliz. Hemen müdahale etmesi gerekirdi. Ben şuna inanırım gol yemek istemiyorsan savunma yapmayacaksın hocam, ilerde olacaksın rakip senin peşinden koşacak onu önde yoracaksın, sen geri çekildikçe rakip üstüne geliyor. İlk devre sonunda golü yemişsin, madem Adriano ve Quaresma oynayacak durumda kenarda Kagawa var niye ikinci yarı bu üçlüyle başlamıyorsun çok merak ediyorum. Ayağında top tutamayan Lens'le birebirde etkisiz Necip'le niye devam ediyorsun?  Oğuzhan, Necip kadar ortasaha da oynamayaz mıydı? Ligin 31. haftasında derbi oynuyorsun, Atiba Dorukhan Necip üçlüsünü ilk defa derbide izliyoruz, bu akıl alır birşey değil. Ofansif oynamasına alışık olduğumuz takım bu üçlü defansif ortasahayla ileriye top taşıyamadı böyle olunca da takımın Burak ve Ljajiç'le bağlantısı kesildi. Atiba'ya ayrıca değinmek lazım sürekli baskı yemesine rağmen topu ve mücadeleyi bırakmaması gerçekten muazzam bir oyuncu olduğunu gösteriyor.  

Ligin ilk yarısında 1-0 biten Beşiktaş maçının ardından Abdullah Avcı şöyle bir cümle kurmuştu: 

"Savunma bizi şampiyon yapar." O zaman da kesinlikle katılmadığımı belirtmiştim yine aynı şeyi tekrarlıyorum. Futbol ileride oynandığı zaman sonuç veren bir oyun. Gol ileride atılır,  skor ileride kazanılır, savunma sizi sadece avutur.