Ay Terazi’de iken en çok ikili ilişkilerimiz ve başkalarına davranış biçimimiz ile sınava tabii oluruz…
Ay Terazideyken dengemizi kaybedebildiğimiz gibi; psikolojik açıdan zihninizin çevresinde hep bir "karar alma" aşaması dönmeye başlar.
Ve bu süreçte gerçekten bazı kararlar alabiliriz.
Bu 2 günlük süreçte muhtemelen bütün dengeler alt üst olacaktır… Ancak diplomasi ve uzlaşma için bundan daha uygun günler yoktur…
ÖNEMLİ GEZEGEN HAREKETLERİ:
“İletişim gezegeni” Merkür yaklaşık 5 gün daha özellikle iletişim konularında sorunlar çıkacaktır.
Teknolojik aletler bozulabilir tüm datalarınızı yedekleyiniz.
Ticaret alanında duraksama başlayabilir..
Yolculuklarda problem
Eğitimde aksama görülür…
Bu duraktan sonra Merkür retrosu başlıyor.
AYIN AÇILARINA BAKARSAK:
Sabah 08:10’de Ay Pluto ile 90 derecelik açısını kuracak.
Bu açının etkisi ile duygularımız manipüle edilip huzursuzluk duyacağımız saatlerdeyiz. Derin sezgilerimiz bu saatlerde aktiftir.
Siddete zemin hazırlayan bu açının/ enerjinin yaratıcılıkla açığa çıkarılması yerinde olur.
Geçmişi kurcalamanın zamanı değil..
Öğle saatlerinde 13:33 Ay’ın Merkür ile kavuşumunda; Zihnimiz iyi çalışır, zekamız keskinleşir. Kolay konsantre oluruz… Ezber açısıdır değerlendirebilirsiniz…
Öğleden sonra saat 14:07’de Ay’ın Venüs ile 60 derecelik açısı ile dünyevi zevklerden haz aldığımız saatlerdir. Hoşgörü vardır. Sanattan keyif alınan bir öğleden sonra geçirilebilir. Para kazanma imkanınız oluşur.
Akşam saat 21:27 itibari ile Ay’ın Uranüs ile 180 derecelik açısının altında, ani beklenmedik özgürleşme isteğinizle isyankar olabilir. Ölçüsüz davranabilirsiniz…
Soğuk kanlılığınızı korumalısınız..
Meteorolojik ani beklenmedik olaylar yaşanabilir dikkat. Doğa sporu yapanlar sürprizler yaşayabilir. Negatif anlamda..
***
13 EYLÜL PARÇALI GÜNEŞ TUTULMASININ BURÇLARA ETKİSİ
Yükselen burcunuza göre okuyun lütfen…
KOÇ:
Güneş tutulması günlük yaşamınız, İŞ HAYATINIZ İŞ ARKADAŞLARINIZLA İLGİLİ KONULARDA bazı rutini içinde ortaya çıkacak olan bitiş ve başlangıçlar, değişimlere işaret etmekte. İş yaşamınızı ve çalışma koşullarınızı da ilgilendirecek önemli kararlar almak durumunda kalabilirsiniz. Sağlık sorunu bu dönemde karşınıza çıkabilir.
BOĞA:
Keyif aldığınız alanlar, aşk, çocuklar, yaratıcılık gerektiren hobileriniz ile alakalı yeni kararlar ve ve yeni başlangıçlar yaşayabilirsiniz..Çocuk istiyorsanız Bu tutlma size böyle bir yeni başlangıç şansı da sunuyor.Sevdiğinize ve çocuğunuza eleştirinin dozunu kaçırmamanızı tavsiye ederim…
İKİZLER:
Ev, yerleşim, kökleriniz ve ebeveynler ile ilgili konularda değişimleri birlikte getiren kararlar alabilirsiniz..Ailenizin sorumluluğu konusunda yeni başlangıçlar yapılabilir.. Taşınma kararı alabilirsiniz.
YENGEÇ:
Kardeş kuzen ve yakın çevreniz ile ilgili eğitim, ticaret reklam konularını da içeren, basın yayın medya konuları ile ilgili yeni b. İletişiminiz gibi konularının gündeme gelip; yeni başlangıçlar ve yeni kararlar alabilirsiniz.
Yeni bir eğitime başlama kararı alıp imzalar atabilirsiniz.
ASLAN:
Maddi ve manevi alanda gelirinizi arttırmak adına alınan kararlar yaşanabilir.. Para ve maddeye bakış açınızın sorgulanacağı bir dönem yaşayabilirsiniz..
Kişisel kazançlarınız ve birikimlerinizi değerlendirmek adına yeni kararlar ve yeni projeler ve sorumluluklarınızın dönemi…
BAŞAK:
Bu tutulma ile kişiliğiniz imajınız ile ilgili yeni karalar alıp özellikle sağlığınızı ilgilendiren konularda yeni başlangıçlar yapabilirsiniz. Bu konularda bazı sorumluluklar alıp, başkalarına karşılıksız hizmet yerine getirebilirsiniz..
Diğer burçlar 16 Eylül yazımda…
***
BUGÜNKÜ HİKAYEMİZ:
YÜRÜYÜŞ
Hava zifiri bir karanlık. Bilincim canlı. Kendime özgü bir hal içindeyim.
Koca ovayı sulayan, büyük kanalların birinin, set yolunda yürüyorum.
Yanı başımdan akıyor su; sesi kulağımı, serinliği tenimi aynı anda sarmalıyor.
Bacaklarım daha bir iştahla adımlıyor yolu; kalbim se, etrafımda olan biten bütün gerçekliğe, daha bir saygılı çarpıyor şimdi. Aynı ritimde gelen kurbağa vıraklama seslerinin arasına şimdi; bir üveyik kuşunun – sevdiğini kaybetmiş bir kadının ağıt çığlığı gibi- hüzünlü-hüzünlü ötüşü karıştı.
Kokusunu bildiğim uzun otların arasında olmalı onun yuvası, diye düşündüm.
Gecenin karanlığında, yanı başından yürüdüğüm tarlaların, kiminde mısır, kiminde soya fasülyesi, kiminde de yerfıstığı büyümekte idi. Çıtır-çıtır boy atma sesleri geliyordu kulağıma.
Epey bir yol yürümüştüm. Karnımın acıktığını hissettim. Ve yolun ortasında durarak, çantamı sırtımdan çıkarıp, ayağımla çakıl taşlarını temizlediğim yere, bağdaş kurup oturdum.
İki domates, biraz beyaz peynir çıkardım ekmeğimin yanına; tadını ağzımın her yeri ile ala-ala iştahla yedim hepsini.
Gövdemin neşelendiğini hissettim şimdi. Sonra, buraların öz kuşu olan bir turaç gibi başımı uzatıp, sağıma-soluma baktım.
Ay arkamdan yeni doğuyordu, ışığı daha vurmamıştı etrafa; bu yüzden, yakınımdaki uzun otlar ve 3-5 km. uzağımdaki birkaç köy ışıklarından başka bir şey göremiyordum.
Bir yandan kulağımı, yanımdan akan suyun sesine veriyor, diğer yandan aklımı da, beynimin ve kalbimin içinden gelen, kendine özgü serzenişine veriyordum. Özümdeki ve dışımdaki her şeyle bir bütünlük içinde hissediyordum kendimi; Öyle de olması gerektiği inancımla.
Çantamı sırtıma alıp, yine iştahlı adımlarla yola koyuldum. İnsanın ne muhteşem bir varlık olduğunu düşündüm. Gerçeğe daha çok saygı duyuyordum şimdi.
Bütün bu işleyiş eğer, bir mantık temelinde gelişmiyor olmasa idi ve zehirli olsa idi; bitkiler, böcekler, balıklar, kuşlar ve biz, bugün hâla olmaz idik, diye düşündüm.
Gecenin karanlığı; suyun, içinde yaşattığı balıkla teması gibi, resmen sevişiyor gibiydi tenimle. Ya da ben böyle yakın hissediyordum karanlığı kendime. Geceye ay çıkmasaydı, nerdeyse gece, gözbebeklerimi kaplayacaktı. Yok-yok öyle karamsar bir karanlıktan söz etmedim; gece seni seviyorum, yıldızlar sizi de.
25 metre kadar uzunluktaki bir köprüden, suyun öbür yakasını oluşturan setin üzerindeki yola geçtim. Yolun orta yerlerine tünemiş, birkaç tibili kuşu havalandı önümden.
Tibili kuşunun yerel dildeki diğer bir adı da “kaba curruk” kuşudur.
Bu kuş, tibili adını, sanırım çabuk-çabuk ve nazikçe, tin-tin yürüyüşünden almış olsa gerek. Kabacurruk adını ise sanırım, kabarık tüylü oluşundan ve ‘’curruk’’ der gibi ötüşünden almış olsa gerek.
Bu gri kuşun, ulusal ve ya evrensel adı nedir bilmiyorum. Doğrusu ben, bu isimlerini sevdiğim için, genel adını hiç merak etmedim. Bu kuşun diğer kuşlardan farklı özelliği, bence uçuşu. Bu kuş, kendisini korkutan her hangi bir canlının, doğrudan 30 metre kadar yükseğine, tepesine uçar. Ve orada bir helikopter gibi asılı durur.
İki serçe büyüklüğündeki bu gri kuşun diğer bir özelliği de; kafasında, tersten takılmış bir şapka görünümü olmasıdır.
Kendine özgü anılarımın, kendine has halleri, düşüncelerimde harman olurken; şimdi, tekrar kulağımda duyduğum, ayağımın altındaki sıkışan çakıl taşlarının, hızlı ritimdeki çıtır-çıtır sesinden, adımlarımın iyice çabuklaşmış olduğunu fark ettim. Bir an duraksayıp, sırtımdaki çantamın omuzlarımdan geçen askılarını, az yerinden oynatıp, tekrarsan yoluma devam ettim.
Kimi zaman şöyle, kimi zaman da böyle geçen hayatımın, anlamlı ve netlik içinde bütünlük taşıdığını düşünürken; şehrin şıklarına doğru yaklaştığımı fark ettim.
Düğümün sorgusu menzili istikametinde ve aynı zamanda da doğanın kendisine doğru yaptığım bu yolculuktan, şimdi tekrardan ben’e doğru geliyordum; şehrin bitmek tükenmek bilmeyen, içi ‘’ben’’ dolu yaşamına doğru.
Bu yürüyüşümdeki hissettiklerimi, daha sonraki bir günde yazmak amacıyla sesimi kaydettiğim cihazımı, şimdi kapatıyorum.
Sağlıkla