Kimse açık bir şekilde deklare etmediği sürece, hiç kimseye “Müslüman değil”, diye bir söylemde bulunup, ne haddimi aşar, ne de Allah adına hüküm vermek gibi bir yetkiyi kendimde görebilirim.

Eğer ben Müslüman olmasaydım, bunu da açık yüreklilik ile dile getirir, kimseden de bu konuda çekinmezdim. Çünkü kimsenin değerine sövme gibi bir gelenek ruhumda barınmadığı için, Atsız’ın deyimi ile Türkler’in milli dini olan İslam ile de herhangi bir sorun içerisinde olmazdım.

Lâkin yapmış olduğu besteler ile genel kabul görmüş olan Sezen Aksu öyle mi yapmış? Tabii ki hayır! Yıllar önce çıkarmış olduğu bir şarkıda, ilk insanlar olan Havva anamız ve Adem babamıza, cahil diye bir söylemde bulunmuş.

Bu yapmış olduğu ne demokratik bir haktır, ne de farklı fikirlere saygı noktasında kabul edilebilir bir tavırdır. Eğer sanat noktasında bir yerlere gelmiş olan şahsiyetler bu şekilde söylemlerde bulunursalar, toplumu kutuplaştırır, ötekileştirir ve ekserisi Müslüman olan bir toplumda, türlü hakaretlere maruz kalırlar.

Bilmeyenler ve Sezen Aksu gibi tahammül seviyesi düşük olanlar için, Cenab-ı Allah’ın En’am Suresi 108. Ayet’inin kulaklarına küpe olmasını niyaz ederim:

“Allah'tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyin; sonra onlar da bilgisizce, düşmanca Allah'a söverler. Böylece biz her ümmete kendi işlerini câzip gösterdik. Sonunda dönüşleri Rablerinedir. Artık O ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir.”

Velhasıl-ı kelâm; Sezen Aksu’nun yakın arkadaşı veyahut da mesai arkadaşı değilim. Herhangi bir teşrik-i mesaimiz de olmadı. Bu yüzden dolayı, inanç noktasında bir yorumda bulunamam, bu konuda iyi niyetimi kullanır, gaflettir derim. Lâkin milli değerlerimiz ile arasının hiç iyi olmadığını net bir şekilde söyleyebilir, kendisinin baktığı yönün tam tersinde konuşlandığımızı bildirir, bir dahaki tepkimizin üzerine giymiş olduğu, sarı-kırmızı-yeşil olan kıyafetten, kırmızı kadar sert olacağını, dost-düşman herkese bu köşeden deklare ederim!

Selâm, sevgi ve muhabbet ile…