İyi haftalar dostlarım!

İyileşmem için stres yapmamam da gerekli; mümkün mü bu ortamda...

Bir şehidimiz var Mardin Özel Harekat Şube Müdürü Trabzon’lu Tufan KANSUVA.

Kız çocukları ile fotoğrafını gördüm,yüreğim parçalandı acıdan...

Şehidimizin ruhu şad olsun;mekanı cennettir elbet...

...

Kadınlar, bilinçli kadınlar eğer haklarını kullanır iseler çıkarız bu girdaptan. (eş - ana - işçi - sanatçı - emekçi vs ne olursa olsun)

Diyarbakır’lı Hacire AKAR’da analığın kutsal hakkını kullandı; oğlunu Mehmet’ini geri aldı hain PKK’dan. Oğlunu kaçırmış diğer annelerede çağrı yaptı. 13 anne bekliyor şimdi PKK ile işbirliği içerisinde olan HDP binası önünde.

BU MİLLET BÜTÜNDÜR; BÖLÜNEMEZ sözlerimizi desteklercesine, oğlunu-canparesini hain teröre vermiş şehit aileleride destek vermeye başladı bu eyleme.

ANNELER “ANALIK HAKLARINI” kullanıp yavrularını geri alacaklardır Rabbimin izniyle...

...

Ve bir başarı öyküsü TÜRK KADINI gücünü gösteren. FİLENİN SULTANLARI VALEYBOLCU KADINLARIMIZ ARTIK FİNALDE.

Kendilerine yüzümüzü güldürdükleri için teşekkür ediyor; nice başarılar diliyoruz.

...

Ve şimdi gelelim tarihe,tarihteki VATANI yavrusu-namusu belleyen KAHRAMAN TÜRK KADINLARINI anmaya...

HACER NİNE var bugün tarihin sayfalarından gelen; HACER NİNE ve HACER NİNE’NİN ATATÜRK sevgisi.

Biz Türk Kadınlarıda HACER NİNEMİZ gibi ATATÜRK'den feyz alıp;

ATATÜRK'ün IŞIKLI YOLU'ndan yürüyoruz dostlarım.

Keşke Mustafa Kemal ATATÜRK bugünlerde yaşasa da biz ATA'mızın gözlerinin içine bakıp, huzur bulsak...

...

HACER NİNE!

Türk kadını vatana hizmette, asla erkeğinden geri kalmamış, hatta ondan ileri olmuştur. Göz bebeği evlatlarını vatan uğrunda şehit vermeyi şereflerin en yücesi kabul edip, acılarını içine gömmesini bilmiştir. O, kimi zaman kocasını ve evlatlarını cepheye gönderip evinin nafakasını tek başına çıkaran, kimi zaman cephane taşıyan, kimi zaman yaralıların yaralarını saran, kimi zaman da cephede bizzat savaşan kahramanlık, sevgi ve şefkatin temsilcisi Türk anasıdır. Aşağıdaki anının kahramanı Hacer Nine de kocasını, evlatlarını ve torunlarını şehit vermiş, şehitlerin sevgisini, Atatürk sevgisiyle özdeşleştiren yüce ‘Türk Kadınının’ temsilcisidir.

“Hacer Nine yine bunalmıştı. İçi içine sığmıyordu. Beş gözlü evinin içi yine birkaç gündür zindan kesilmişti. Düşündükçe yüreği yerinden kopuyordu. Yetmiş yaşındaki bu kimsesizlik ona büsbütün koymuştu. Kocasını Yemen’de kaybetmişti. Bir oğlu Balkanlarda ikisi de çöllerde kalmıştı. Bir gelini üç torunu vardı. Gelini hastalıktan ölmüş, torunlarından biri de büyük muharebede şehit düşmüştü. Birisi 2. İnönü’den dönmemişti. En son torununu daSakarya’ya göndermişti. 

Bir gün haber aldı ki en son delikanlısı da Duatepe’de öteki ağabeylerinin yanına göçüp gitmişti. Çok ağlamıştı. Fakat ‘Sakarya kazanıldı’ haberi gelince ağlaması durmuş, gülmeye başlamıştı. Ondan sonra vakit vakit böyle bunalırdı. Saatlerce yürüyerek ikindi zamanı Ankara’ya geldi, doğruca Büyük Millet Meclisi’nin kapısının önüne çömeldi. Sordular:

-“Nine ne istiyorsun?”

-“Hiçbir sey.” 

Sonunda öyküsünü anlattı ve dedi ki:

-“ İste böyle, ara sıra çok bunaldıkça buraya gelirim. O, Millet Meclisi’nden çıkarken gözlerine bakarım. Mavi gözbebeklerinde bütün şehitlerimin gözlerini görür gibi olurum. Sonra; içime bir ferahlık dolar, kalkar köyüme giderim.”

İşte siperlerde evlat, torun gömmüş Türk ninesi buna derler.

Atatürk ve Unutulmaz Anıları

Ahmet Gürel, Bülent Türker, Nisan 2009

...

Siz de ağlayın dostlarım;

Ben her okuduğumda ağlıyorum.