Şırnak Beytüşşebap Habur Çayı.
Doğal Raftingci çocuklar ‘petting’ yapıyorlar.
Petting ne midir ?
İki ayrı çuvala ağzına kadar plastik petler doldurulup çuvalın ağzı dikilir ve iki çuval yandan birbirine dikilerek eklenir. Sonra da bu çuvalların üzerine oturarak terliklerini de kürek olarak kullanarak nehirden aşağıya kendilerini sulara bırakıyorlar.
AL SANA EĞLENCE 

‘Saçmalama PETTİNG aslında İngilizcede   cinsel ilişkiye girmeden birleşme’ diyeceksiniz biliyorum. Ancak bu ismi biz koymuşuz hatta Hakkari Rehberimiz Sevgili Hacı Tansu koymuş. Pet şişelerle yapıldığına göre tam eyleme uygun bir isim.

Neyse rafting yapmayı eldeki imkanlarla böylesi güzel yorumlamalarına bayıldım. Bizim çocuklarımız bu işte. Ama metropollerde beton duvarlara hapsediyoruz onları. Ve hırslarımızla köreltiyoruz. 

‘Dersini çalış, kursa yetiş, servise koş, gözünü açık tut, adam ol- ne demekse- o kadar emek verdim salak mısın herkes nasıl yapıyor, okuldan çıkınca kimseyi dinleme eve dön, kimseyle konuşma- sonra beklenti  sosyalleş- onların her yaptığı doğru mu, bana yardım et, sus soru sorma, bunları ye bunları yeme,  bu sporu yap bunu yapma sana göre değil…

Dillerde pelesenk olmuş maalesef. (Çocuk bu kadar uyarıyı nasıl kaldırsın tabii salıyor.)

Ve ebeveynlerden yavaş yavaş gelen; ömrüm bitti çık üstümden!

Eh yarışı güç bela bitirenler için de hazırız;

‘Ayşe’nin oğlu/kızı ne güzel işe girmiş ailesine destek çıkıyor’

‘Artık evlensen ben mürüvetini görmeden mi gidecem’

Sonra mı?

Bak karın/kocan bana bunu yaptı

(Ama bir yandan da onlara akıl vermeler.)

Bla Bla 

İşte böyle kendi hastalıklı ruhlarımızı- şehir sendromları- ben demedim veli yönlerdirdi, okul bunu yap dedilerle -sonra ego yarışlarına dönmeler- hem kendimize en önemlisi de ‘geleceğimiz’ dediğimiz canlarımızı bize bağımlı robotlara çevirip mahvediyoruz. Su gibi akan yılların ardında bilinçsizce; Ben ne yaptım da böyle oldu nidaları.

Kültür artık farkındalığı getirmiyor. Çünkü zaman çok hızlı bir arena sunuyor. Teknoloji oturup ne yapıyoruz ne yapıyorum nereye gidiyorumu sınatmıyor. Kapitalizmin ahtapot kolları yoketmeye güdümlü canavar gibi yutuyor güzellikleri.

Ben şehir çocuklarını restorasyon edilme adına tarihi eserleri bozmayla aynı kefeye koyuyorum. Oysa biz o basit hayatlarımızda çok daha çabuk sorumluluklar aldık ve yönlendik.

Nereden nereye getirdim lafı- sık yaparım.

Şırnak Beytüşşebap ilçesinde Başaran Köyü çocukları-50 kadar- Habur Çayı üzerinde en az 15 yıldır bu şekilde eğleniyorlar, birbirleriyle yarışıyorlar.

Çuvallara çeşitli plastik şişeler, petler doldurup ağzını dikip, sonra da çuvalın ortasına oturup terliklerini kürek gibi kullanıyor ve nehirden aşağı doğru kendilerini bırakıyor. Yıllar içindeki tecrübeleri kayalık ve hırçın dalgalarda usta raftingçilere taş çıkartıyor.

Hacı Tansu, Hakkari’den iki rafting botu ve iki takım ile gidip bu çocuklarla rafting yaptılar. Onlara ilk rafting, bizimkilere ilk pettingleri oldu. Ve Cilo Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü ve Cilo Rafting Takımı olarak bu çocukları desteklemeye karar verdiler.

‘Yat deyince yat kalk deyince kalk’ la bu iş olmuyor.  Çocuklara nefes alacakları ortamı, hedeflerini koymalarına izin vermek, sonuçlarına katlanacağı cesaretleri sunmak  gerek. Özgürlük, yaratıcılığın başlangıcıdır. Söylemesi ayıp öğrencilerimi de hep özgür bıraktım. Çok iyi sonuçlar gördüm. 

ANLADINIZ MI VELİLER 

HE HE …BEN DE GEÇ ANLADIM .