Galatasaray Fenerbahçe derbisine artık sayılı günler kaldı. Eminim taraflar bu maç için kalan saatleri bile bir bir sayıyordur. Bana öyle geliyor ki, bu Galatasaray Fenerbahçe maçı, son dönemlerin en önemli ve gerilimli derbisi olmaya aday. Yani bu maç tam bir fünyesi çekilmiş bomba gibi.

Bu maçı diğerlerinden daha önemli kılan özellik, puan ve konum özelliğinden ziyade, iki takımın başkan yönetici ve teknik adamlarının son günlerde adeta tavan yapan gerilimli söz düellosuydu.

Sakin hali, kavgadan uzak tarzı ve birleştirici özellikleriyle görmeye alıştığımız Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve aynı özellikleri üzerinde barındıran Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz’in ateşlediği fitil tehlikeli bir hal almış durumda.

Bu gerilim ortamına doğrudan kimin neden olduğu cidden hiç önemli değil. Her kim bu işi başlatmış olursa olsun, diğer tarafın suskun davranması, gerilimin artmasına engel olur ve tansiyon kendiliğinden düşerdi.

Bu arada medyanın bir bölümünün de yangına körükle gitmesi, hatta yangını daha da alevlendirmek adına ve de, hiçbir etik kuralına uymayan davranışlar içinde olması, işin tuzu biberi olarak dikkat çekiciydi.

Hafta içinde, Fenerbahçe’de gerçekleşen ve izlediğim bir sponsorluk anlaşması töreninden sonra, bir gazeteci arkadaşın mikrofonlar önünde Ali Koç’a sorduğu tuzak soru, derbi öncesi iki kulübü aradaki köprüleri yakma noktasına getirdi.

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim’in Bruge maçı ve Şampiyonlar Ligi için yaptığı, “Maçlar sahada kazanılmalıdır. Masa başında ve kağıt üzerinde değil” sözlerini çarpıtarak, başkan Ali Koç’a, “Fatih hoca Türkiye’de maçların masa başında ve kağıt üzerinde kazanıldığını iddia ediyor. Buna ne diyorsunuz” sorusu cidden büyük bir kriz yarattı. Ali Koç bu soruya, “Bilmiyorum ben duymadım” diyerek konudan haberi olmadığını belirtti. Ancak maalesef gazetecinin gazına gelerek, o da Fatih Terim’e sicili bozuk mesajı göndermesi derbi öncesi tarafları iyiden iyiye kutuplaştırdı. Fatih Terim’den bu duruma cevap gelmekte gecikmedi. Ardından Mustafa Cengiz başkan söz düellosuna karıştı. Yani sonuçta ortalık toz duman olup çıktı. Ve maalesef tansiyonun bu kadar yükselmesine en büyük neden de, o işgüzar muhabir arkadaşın, anlayıp dinlemeden, belki de bilerek ve kasıtlı biçimde çarpıtılmış sorusuydu.

En başta da belirttiğim gibi bu gerilim beni son derece rahatsız ediyor. Ali Koç’la birlikte, Fenerbahçe’ye gelen ılımlı iklim son olaylar sonrasında biraz bulutlu bir hal aldı. 

Dilerim bu hava koşulları derbiyi gerginlik ortamına sokmaz ve korkularım boşa çıkar.

Hoşçakalın…