Bir tarafta salı günü Şampiyonlar Ligi’nde UEFA’ya kalma mücadelesi vermiş olan Galatasaray, diğer tarafta ise UEFA’da havlu atmış Getafe maçına yedeklerle çıkmış ve dinlenmiş bir Trabzonspor. Maçın mutlak favorisiydi bordo-mavili ekip hatta Galatasaray’a maça çıkmayın beraberlik verelim gidin deselerdi havada kabul ederlerdi.

İlk 45 dakika çokta renkli olmayan, gol pozisyonlarının üretilemediği bir ilk yarı oldu fakat oynanan oyunda ikinci yarıda Trabzonspor’un golü bulacağı hatta golü bulan  bordo-mavili ekip attığı golün moraliyle ikinci golü de bulabileceği kokusu vardı Akyazı stadı’nın atmosferinde. İkinci yarıya kararlı başlayan bir Trabzonspor vardı. Golü bulma isteğiyle oynayan fırtına Sezonun belki de en iyi transferi olan Sörloth’un kafasından bulduğu golle öne geçmeyi başardı. Trabzonspor’un ikinci golü bulmasını beklerken o da ne?

Yaptığı baskıyla rakibini savunmaya itip orada kıstıran bir Galatasaray vardı. Çok basit pas hatalarıyla ileri çıkmakta zorlanan Trabzonspor adeta rakibine gol atma fırsatı veriyordu. Golü bulup öne geçmiş olan ev sahibinden beklenti rakip savunmasının ileri çıkmasını engeleyecek, koşularıyla rahatsızlık verecek, atağa kalkarken daha dikkatli olmayı gerektirecek bir oyuncu değişikliğiydi. Boş ve anlamsız koşular yapan, pas hataları yapıp iyice verimsiz olan Yusuf-Ekuban değişikliği geldi sonunda. Artık hücum için daha etkili bir 11 vardı sahada bu şartlarda saldırmasını, rakibini sahadah silmesini bekliyorduk Trabzonspor'un. Kontra ataklarla gol aramaya devam eden ev sahibi ekip Galatasaray’a pozisyon vermeye devam etti ve beraberlik golünün gelmesine davetiye çıkardı adeta.

Anlayamadığımız nokta neden bu kadar geri çekildi takım? Ünal hoca neden buna izin verdi? Psikolojik olarak zaten 1-0 önde başlanmıştı Trabzonspor boğması gerekiyordu Galatasaray’ı ataklarıyla ama tam tersi oldu sarı-kırmızılı ekip saldırdı bordo-mavili ekip geri çekildi, son derece amtörce pas hataları yaptı ve pozisyon üstüne pozisyon verdi sonucunda da 90. Dakikada Nagatomon’nun ayağından geldi beraberlik golü.

Sahada, dört yıldır Trabzon'da kazanamayan hatta geçen yıl 4-0 mağlup olmuş, Süper Lig'de kötü giden bir Galatasaray'a karşın evinde, taraftarı önünde oynayan, dinlenmiş, dinamik, genç bir Trabzonspor. Bir şeylerin becerilemediği takımın bu maça yeterince hazırlanamadığı çok açık. Belki şampiyon olamayabilirsiniz ama bu şekilde şampiyonluk mücadelesi bile veremezsiniz. Her ne kadar antrenmanlarda teknik ve taktik olarak çalışmış olsanız bile çok belli ki bordo-mavili ekip psikolojik olarak bu önemli maça hazır hale getirilememiş. Bu durum da Ünal Karaman'ın eksi hanesine yazılır!

Sonuç olarak Ünal hoca mental olarak oyuncularını maça hazırlayamadı ve kazanması gereken maçta sahadan beraberlikle ayrıldı. Şimdi belki ileride telafi edilebilir bu puan kayıpları diye düşünülebilir ama bu uzun maratonda bu kayıpları çok ararsınız ve iş işten çoktan geçmiş olur.