Fransız Cumhurbaşkanı Macron geri adım atmış gibi görünüyor, ama bunun bir zaman kazanma manevrası olduğu biliniyor. Başbakan Theresa May, Brexit kararının Avam Kamarası’nda oylanmasını erteledi. İngiltere Avam Kamarası’ndaki oylamadan AB’de kalma kararı çıkarsa yalnız İngiltere’de değil, Avrupa’da, Ortadoğu’da ve tüm dünyada çarşı-pazar karışabilir.

Konuya, “İngiltere AB’den anlaşmalı ayrılırsa, Türkiye-İngiltere ilişkileri nasıl etkilenir, anlaşmasız ayrılırsa nasıl etkilenir?” çerçevesinden değil, Pentagon-Rothschild Ailesi arasındaki savaşın olası sonuçları açısından bakmak gerekir. Çünkü Pentagon da, “Elimde güçlü bir silahlı kuvvetler olsun” diyen Rothschild Ailesi de Türkiye’yi yanında görmek istiyor. Her iki cepheden de hem iltifat hem de tehdit görebiliriz. ABD’nin Suriye’nin kuzeyindeki üslerinde 20 bin teröristi hangi amaçla eğittiğini bilmemiz gerekir. 

Hürriyet’te Abdülkadir Selvi’nin Salı günkü yazısının başlığı: “Siyasette Çarşı-Pazar Karıştı”.. Peki, yalnızca iç siyasette mi çarşı-pazar karışık, küresel ilişkilerde bahar havası mı yaşanıyor? 

Elbette Hayır, gazetelerin vitrinine bakınca yarınlarımızdan kaygılanmayan var mı? Küresel iklim o kadar değişti ki, yüzyıllar boyu biriktirdiğimiz, baş tacı ettiğimiz insani değerler, uluslararası hukuk o kadar anlamsızlaştı ki, başka bir zaman dilimine ışınlanma teknolojisinin bulunması en büyük duanız oluyor..

Ortadoğu coğrafyasında, Kuzey Afrika’da, Yemen’de, Arakan’da, Doğu Türkistan’nda insanlar topraklarının altındaki zenginlikleri yağmalamak isteyenler tarafından açlığa mahkum ediliyor, katlediliyor, sürgün ediliyor. Ne acıdır ki, hiçbir insan vicdanının asla kabul edemeyeceği bu katliamlar dizisi küresel medyanın ilgi alanına girmiyor. Gazetecilik literatüründe “haber”in tanımı değişti.. Haberciler, bulundukları coğrafyaya ve meslekteki konumlarına göre, küresel çapta sürmekte olan paylaşım kavgasının militanları durumuna geldiler. Küresel çapta uygulanan algı operasyonlarının neferi olduğunuz oranda makbul gazeteci sayılıyorsunuz. 

Bu girişten sonra Macron’un sarı yelekliler karşısında geri adım atması ve Brexit konusuna gelelim.. 

Macron’a fena yüklendiler, Paris sokaklarını alevler sardı. Batılı toplumlar terör olaylarına karşı çok duyarlıdırlar; yöneticilere olayları durdurması yönünde büyük baskı uygularlar. Macron da soluklanmak için geri adım attı. Macron’un pes etmesi söz konusu değil, çünkü sahnede Macron görünüyor, ama çatışanlar, Avrupa Ordusu’nun kurulmasını ne pahasına olursa olsun engellemeye çalışan Pentagon ile “Benim de nükleer silahlara sahip olan bir vurucu gücüm olsun” diyen Rothcshild Ailesi. 

Avrupa Ordusu, 2003’te ABD’nin hiç de inandırıcı olmayan gerekçelerle Irak’ı işgal etmesi, Büyük Ortadoğu Projesi’ni (BOP) uygulamaya koymasıyla gündeme gelmişti. İngiltere ve Fransa eski arka bahçeleri saydıkları Ortadoğu zenginliklerinden pay istiyor, ABD de buna asla razı olmuyordu. ABD’nin AB’yi parçalama girişimi Avrupa Ordusu’nun gündeme gelmesiyle hızlandı. 

İngiltere’de yapılan referandum öncesinde uygulanan algı operasyonlarıyla yaşlı seçmen, “Göçmenler yüzünden İngilizler işsiz kalacak” diye korkutuldu ve sandıktan “Brexit” kararı çıktı. İngiliz gençleri bunun hedefi belli bir yönlendirme olduğunu anladılar ve referandumun yenilenmesi için ayağa kalktılar. 

Brexit Bakanı Dominic Raab, Kuzey İrlanda'dan Sorumlu Devlet Bakanı Shailesh Vara ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Esther McVey'in anlaşmayı gerekçe göstererek istifa etmesini değerlendiren İngiltere Başbakanı May, Avam Kamarası’nda yaptığı konuşmada, hükümetinin AB ile vardığı Brexit anlaşmasını savunuyor ve  "Brexit, 29 Mart 2019'da AB’den sorunsuz ve sistemli bir şekilde ayrılmamıza imkan sağlayan ve ulusal çıkarlarımıza uygun bir ilişki için çerçeve çizen bir taslak anlaşmadır". Brexit, İngiltere'ye kendi sınırlarının, yasalarının ve parasının kontrolünü yeniden eline alma olanağı verecek" diyordu. 

……..

Brexit Bakanı Dominic Raab'ın istifa ettiğine dikkat hükümetin Brexit konusunda bir "kaos" içinde olduğunu, Brexit Bakanı Dominic Raab'ın istifa ettiğine dikkat çeken İşçi Partisinin lideri Jeremy  Corbyn, May'in konuyla ilgili kendi bakanının bile desteğini alamadığını savunuyordu.

May’in partisinden Muhafazakar Partili Milletvekili Mark Francois, 84 milletvekiliyle birlikte Brexit anlaşmasına Parlamento’da ret oyu vereceğini belirterek "Bu anlaşma parlamentodan matematiksel olarak geçemez. Başbakan karşı karşıya olduğu siyasi gerçekliği kabul etmeli” diyordu.

May, 14 Kasım günü, kabine toplantısı sonrasında Brexit konusunda bakanlarından destek aldığını açıklıyordu, ama aynı gün Brexit Bakanı Raab ile Çalışma Bakanı Esther McVey'in yanı sıra Kuzey İrlanda'dan Sorumlu Devlet Bakanı Shailesh Vara ile Brexit Bakanlığında Devlet Bakanı Suella Braverman istifa ediyorlardı. Temmuz ayında da Brexit Bakanı David Davis ve Dışişleri Bakanı Boris Johnson’ın ardından  Ulaştırmadan Sorumlu Devlet Bakanı Jo Jonson, Brexit konusunda May gibi düşünmedikleri gerekçesiyle istifa etmişlerdi.

 BREXİT NEDEN TARTILIŞIYOR?

585 sayfalık Brexit anlaşmasının en kritik başlığı, İrlanda Cumhuriyet ile Kuzey İrlanda arasındaki sınır sorunu. Anlaşmada Birleşik Krallık üyeleri İskoçya ve Galler'in adı geçmezken, İngiltere üç kez, Kuzey İrlanda ise 100 kez anılıyor.

Ayrıca, anlaşmaya göre İngiltere, 29 Mart 2019'dan itibaren AB'den resmen ayrılmış sayılacak. Bu tarihte, tarafların gelecekteki ticari ilişkilerini müzakere edeceği yaklaşık 2 yıllık geçiş süreci başlıyor. İngiltere Aralık 2020’ye kadar Gümrük Birliği içinde kalacak. 

Referandumdan başlayarak, İngiltere’in AB’den ayrılma sürecinde perde arkasında yaşananlar nedeniyle kaotik bir hal aldı. İngiltere’nin AB konusundaki kararı, 11 Aralık 2018 günü Avam Kamarası’nda oylama sonrasında netleşecekti. Fakat, Başbakan Theresa May, kendisi açısından hezimetle sonuçlanacak bu oylamayı belirsiz bir tarihe ertelemek zorunda kaldı. 

AB’de kalma taraftarı olan İskoçya Başbakanı Nicola Sturgeon, May’in erteleme kararını değerlendirirken, “Bu karar sorumluluktan kaçmaktır. Bu, daha kaosun artmasına neden olur” diyordu. 

Erteleme kararının ardından, Theresa May’in 13-14 Aralık’ta Brüksel’de yapılması planlanan AB Zirvesi’nde, iç siyasette elini güçlendirecek bir takım ödünler koparmaya çalışması bekleniyor, fakat Başbakan May’in bu toplantıda, kozmetik bazı kazanımlar dışında birşeyler elde etmesi pek mümkün değil. AB yöneticilerinin İngiltere’yi Avrupa Birliği’nden koparan Theresa May’i ödüllendirme gibi bir niyeti yok. AB yönetimi mevcut koşullarda anlaşma metninde değişiklik düşünmediğini ve anlaşmanın mümkün olan en iyi ve tek belge olduğunu savunuyor. 

 İNGİLTERE’NİN KARARI NE OLACAK?

İngiltere AB konusunda ikiye ayrılmış durumda. Özellikle gençler, Avrupa Birliği’nden çıkma kararını onaylamıyorlar; referandum tekrarlansın istiyorlar.

May’in Brexit kararında ısrar etmesi Pentagon’un Avrupa Ordusu’nu engelleme girişimiyle yakından ilişkili. May’in erteleme kararından anlaşılıyor ki Kraliçe, Pentagon mu, Rothschild Ailesi mi?” konusunda henüz karar vermiş değil; pazarlıklar sürüyor. 

Fransız Cumhurbaşkanı Macron geri adım atmış gibi görünüyor, ama bunun bir zaman kazanma manevrası olduğu biliniyor. Başbakan Theresa May, Brexit kararının Avam Kamarası’nda oylanmasını erteledi. İngiltere Avam Kamarası’ndaki oylamadan AB’de kalma kararı çıkarsa yalnız İngiltere’de değil, Avrupa’da, Ortadoğu’da ve tüm dünyada çarşı-pazar karışabilir.

Konuya, “İngiltere AB’den anlaşmalı ayrılırsa, Türkiye-İngiltere ilişkileri nasıl etkilenir, anlaşmasız ayrılırsa nasıl etkilenir?” çerçevesinden değil, Pentagon-Rothschild Ailesi arasındaki savaşın olası sonuçları açısından bakmak gerekir. Çünkü Pentagon da, “Elimde güçlü bir silahlı kuvvetler olsun” diyen Rothschild Ailesi de Türkiye’yi yanında görmek istiyor. Her iki cepheden de hem iltifat hem de tehdit görebiliriz. ABD’nin Suriye’nin kuzeyindeki üslerinde 20 bin teröristi hangi amaçla eğittiğini bilmemiz gerekir.

Brexit anlaşmasının Avam Kamarası’nda oylanmasının ertelenmesi de, Paris sokaklarını ateşe veren sarı yeleklilerin ellerindeki Frexit pankartları da bizim açımızdan çok önemli gelişmelerdir. Yakından izlememiz gerekir.