Ülke futbolu olarak hiç ilerleme göstermiyoruz maalesef hep gerideyiz. Eğri oturup doğru konuşmak lazım. Dün akşam izlediğimiz maçlar tam bir skandal... Bilhassa Slovan Bratislava Beşiktaş maçı! Bratislava, yıldız futbolculara sahip değil ama kesinlikle bir plan dahilinde oynayan ve ne oynadığını bilen hızlı bir takım. 

Abdullah Avcı'nın elindeki tek bitirici forvetin sakat olduğunu düşünürsek, sahaya sürdüğü 11'e baktığımızda ideale yakın bir kadroyla çıktığını söyleyebiliriz. Fakat bu kadro tam olarak ne oynayacağını bilmiyor. Üstelik kimse birbirinin ne yapacağını da bilmiyor. Sahada rastgele oynanan bir oyun var. Bu da oyuncuları şaşkınlığa ve bireysel hatalara itiyor.

Örneğin, yenilen ilk golde Karius'a hem topa çıktı, hem alamadı üstelik birde Rebocho'yu düşürdü, onun da topu kesmesini engelledi diye kızıyoruz. Ama bu atakta Bratislava'nın kalecisi Dominik Greif golün asistini veriyor neredeyse 70 metre topu izliyoruz ya da 2. golde bariz Elneny'nin hatasına nasıl olur da bir ön libero Bratislava'nın hücuma giden oyuncusunu kesmek yerine ona alan açar diyoruz. Çünkü o da Umut'un ne oynayacağını bilmiyor. Herkes bir şeyleri başka birinin yapacağını düşünerek sahada bilinçsiz hareket ediyor. Ortada ne bir plan, ne bir sistem var. Sadece birkaç oyuncu gerçekten mücadele ediyor. Onlar da geçtiğimiz yıldan beri birlikte oynayan oyuncular Atiba, Ljajic, Dorukhan...

Beşiktaş, bu şekilde devam ederse şimdiden geçmiş olsun diyelim. Evet, yönetim gerekli transferleri yapmadı fakat Slovakya takımı, Beşiktaş'ın şu anki kadrosundan daha üst düzey bir kadroya sahip değil. Peki nasıl oluyor da bu şekilde yenilebiyor bu takım? Beşiktaş'ın yediği 2. golü dikkatle izlediğimizde savunma oyuncularının, geriye dönüşlerde geç kalmalarının ve hepsinin birbirine bakmasının bu duruma neden olduğunu söyleyebiliriz. Maç boyunca buna benzer sorunları sürekli yaşadı Beşiktaş. Disiplinsizlik, kimin kimle nerede oynayacağını bilmemesi, yeterince organize olamamak, kafa karışıklığı, taktik eksikliği, birlikte oynama eksikliği ve Avcı'nın gereksiz şeylere takılmış olması yenilginin en gerçek sebepleri. 

Abdullah Hoca'nın istediği gibi Beşiktaş topu kaptırdığında kısa sürede geri alıyor fakat aldığı topu ileri uçta gole çeviremiyor ve o top kalesine gol olarak geri dönüyor. Son vuruşlarda sakin kalamayan, sürekli panik halinde oynayan bir takım var sahada. Düşünün Beşiktaş'ta kaleye uzaktan isabetli şut çekecek bir oyuncu yok! En can alıcı örnekler ise istatistiklerde gizli. Beşiktaş, 10 kez korner kullanıyor ve Atiba'nın pozisyonu hariç rakip kalede tehlikeli olamazken, Bratislava kullandığı iki kornerden birini gole çeviriyor, çünkü çalışılmış bir plan var. 

Özetle, henüz Beşiktaş'ın maçın 90 dakikasına yayılmış bir takım oyunu ve taktik planı yok. Eşleşme sorunu, kademe hatası var. Geçen yılın en çok gol atan takımı bu sene kaleye gidemiyor. İşte Beşiktaş'ın acilen çözmesi gereken öncelikli sorunu budur.