Diğer tarafa gelince; onlar da İstiklâl Harbi’nin 

     Gerçek ruhunu hafife almakta, 

     Hatta inkâr etmekte. 

     Millî Mücadele’nin müşevviki / teşvik edicisi / 

     Savaşa şevkle katılışı sağlayan inancı, 

     Âdeta reddetmekte, gazi oluş ve şehit düşüş;

     Anlayış, inanç ve imanına dudak bükmekte,

     Üstelik alaya almaktadırlar!

     Bugün hâlâ iki cenah ve iki tarafın kimi düşünürleri,

     Birbirlerini belirli klişeleşmiş ifadelerle itham etmekte!

     Haklarında olumsuz hükme varmakta!

     Daha doğrusu varmış olmakta!

     Aralarında bütün köprüleri atmış bulunmaktadırlar!

     Artık bu durumda nasıl diyalogtan bahsedilebilir.?

     Nasıl olumlu bir yaklaşımdan söz edilebilir?

     Bu kısır döngüyü kırmak lâzım.

     Arada köprüler kurmak icap eder.

     Arada konuşmalı, yazışmalı;

     Fakat bunu yaparken münakaşa 

     Ve inatlaşmaktan uzak durmalı.

     Gönül kırıcı söz, lâf ve lâkırdılardan

     Sarfı nazar etmeli / kaçınmalı.

     Sırasında susmayı bilmeli.

     Yerinde geri çekilmekten çekinmemeli.

     Ama diyeceksiniz ki:

     “Çıkar âsâr-ı rahmet, ihtilâf-ı rey-i ümmetten.” /

     Rahmet eserleri insanların karşılıklı fikir alış-verişlerinden çıkar.

     Doğru bir söz. Doğru ama bu alış-veriş;

     Aynı konuda söz sahibi kişiler arasında olursa,

     Güzel sonuçlar verir.

     Meselâ iki edebiyatçı, edebiyat hakkında konuşursa

     Yeni bakışlar ortaya çıkar. Faydalı olur.

     Yoksa bir edebiyatçı ile bir fenci;

     Fen konuları üzerinde konuşup, tartışsa;

     Elbette ondan rahmet eserleri değil,

     Ancak münakaşa ve tartışma çıkar.

     Netîcede taraflar üzülür, kırılır. Çıkmaza girerler.

     Velhasıl taraflar kendi kişiliklerini devam ettirirlerken;

     Birbirlerine karşı açık yürekli olmalı. Aşırılıklardan kaçınıp, 

     Birbirlerine yaklaşarak orta yolu bulmalı. Kendileri kalarak, 

     Kendilerinden olmayanlara yaklaşmayı bilmeli.

     Birbirlerini olduğu gibi kabul etmenin sırrına ermeli.

     Unutmayalım ki, aynı gemideyiz.

     Hep beraber su üstünde kalmaya mecburuz.

     Birbirimizle sürtüşerek, geminin dengesini bozmayalım.

          Aksi duruş, her iki taraf için de, gark olmak demektir.

          Gerisi, boşa kürek, sonuçsuz kalmaya mahkûm emektir.