Boğaziçi Üniversitesinde -sözde- öğrencilerin rektör atamasına yönelik protestoları çirkinleşerek devam ediyor. Bilhassa muhalefet cenahının -demokratik talep- diye gösterip destek verdiği Boğaziçi eylemlerinin başlama nedeni zaten aykırıydı da, devam ettiği süreçte de demokrasi sınırlarını aştı.

Rektör atamalarının hangi yöntem ve usulle yapılacağı anayasa ve kanunlarda belirtilmesine ve bugüne kadar onca atama gerçekleşmiş olmasına karşılık sadece Boğaziçi’nde eylem yapılıyor olması manidar değil mi? Üstelik eylemler giderek şekil değiştirip farklı boyut kazanıyor. Son olarak eylemcilerin yere Müslümanların Kıblesi Kâbe-i Muazzama’nın büyük bir posterini serip üzerinde hakarete varan fiillerde bulunmaları toplumsal kargaşa oluşturarak kitlesel kavgalar çıkarmaya çalışmanın bir denemesi olarak görülebilir. Zira kutsal değerler üzerinden yapılacak provokatif eylemlerin reaksiyon görme ihtimali çok daha yüksektir. Eylemciler arasında birileri -fitilcilik- yapıyor da çakmak kimin elindedir acaba?

**

CHP DERİN KAYGILAR VERİYOR!

Ana muhalefet partisi ve Millet İttifakının büyük ortağı CHP bizzat partililerin ortaya attığı iddialarla çalkalanıyor. Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olmasından bu yana adeta evrim geçiren CHP’nin üç milletvekilinin istifasına varan sürecin devamında da çok sarsıntı yaşayacağı öngörülüyor.

CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy ve Yalova Milletvekili Özcan Özel düzenledikleri ortak basın toplantısında parti içi rahatsızlıkları bir bir anlatarak istifa ettiklerini duyurdu. CHP yönetiminde keyfiyetin söz konusu olduğuna işaret eden Çelebi örnek olarak hızlı veri aktarımı için kurulan Adil Seçim Platformunun 24 Haziran 2018 seçim gecesi çöktüğünü verip bu işten sorumlu olanlardan hesap sorulmadığını anlattı.

“Önerilerim dikkate alınmadı, gereği yapılmadı. İlgililer ne istifa etti ne de görevden alındı” diyen Çelebi’nin baskıya maruz kaldığına dair iddiaları da dikkat çekiciydi: 

“Parti içi demokrasi istediğim için Eylül 2018 Abant milletvekili kampı ve sonrasındaki bir buçuk senelik süreçte taciz, selam vermeme, uzak durma, aba altından sopa gösterme, beraber hareket ettiğimiz vekillerden koparmaya çalışma gibi mobbinge varan ötekileştirmeye maruz kaldım. Bizi susturmak, bastırmak, yok saymak istediler.”

CHP’de kurucu felsefeye aykırılıklar olduğunu, Ahmet Altan, Abdullah Gül ve türevleriyle kendi isimlerinin bir arada olamayacağını söyleyen Çelebi açıklamasında CHP’nin adeta PKK ile aynı yolda olduğuna da vurgu yaptı: “PKK terör örgütüdür demeyenlerle iş tutmak, Cumhuriyet yıkıcıları ve kumpasçılarla dostluk ve Çelebi bir arada olmaz. Atatürk, Cumhuriyet ve halk için boynumu kaldırıyorum. İzlenen politikalarla Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş değerlerinin zarar göreceğine dair derin kaygılarım var.”

Dışarıdan birilerinin gözlem yaparak söylemesi farklı algılanabiliyor ancak parti içinde bulunup da gelişmelerden rahatsızlık duyanların bunları söylemesi tabanda nasıl yankı bulacak; bekleyip göreceğiz.

**

AKŞENER’İN HESAP FORMÜLÜ!

CHP’de gerçekleşen istifalar üzerine İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin kuruluş aşamasında yaşananları bir kenara bırakarak “Bu istifa eden arkadaşlarımız da alacakları tutumla seçmene cevap verecekler” dedi. Oysa İYİ Parti kurulurken CHP’den 15 milletvekili genel merkez yönetiminin talimatı ile istifa edip Akşener’in saflarına katılmıştı. CHP’den istifa edip emanet usulüyle kendi partisine katılanların kime ve hangi yöntemle hesap vereceğini sorgulamayıp; ana muhalefet partisinin kuruluş amacından, ilkelerinden koptuğundan ve PKK’ya -terör örgütüdür- demeyecek duruma geldiğinden yakınıp istifa edenlerin halka hesap vereceğini söylemek hangi mantığın ürünüdür acaba? 

**

NEVŞEHİR’DEKİ İDDİALAR HAVADA MI KALACAK?

Nevşehir’in, üniversite hayatını Konya’da yaşamış genç belediye başkanı Rasim Arı geçen hafta önce sosyal medya hesabından “Görevden alınmam söz konusu değil” şeklinde bir açıklama yaptı, üç beş gün sonra da ilerleyen sağlık sorunlarını gerekçe göstererek istifa ettiğini duyurdu. Nevşehir’de nelerin yaşandığını hadiseleri yakından takip eden dostlarımızdan öğrenmek gerekiyordu, biz de öyle yaptık.

Bize ifade edildiğine göre yolsuzluk söylentileri önceki dönemde zaten ağızlara sakız olmuş. Bunun üzerine de adaylık döneminde Arı, göreve seçilmesi halinde iddiaları araştıracağı sözünü vermiş. Nevşehir’deki dostumuz sözlerine “AK Parti’yi AK Partililer bitiriyor” diyerek başladı ve devam etti: “Belediye’deki bir memurun 34 ev sahibi olması yolsuzluklara dair önemli bir argümandı. On bin cemaat kapasiteli Külliye Camii inşaatında da yolsuzluk yapıldığıyla ilgili akılları zorlayan söylentiler ortalıkta dolaşıyordu. Daha bunlar gibi pek çok iddia da var. Rasim Bey adaylığı döneminde bu söylentilerin sonunu getirmek, gerçeği açığa çıkarmak üzere çalışacağını söylemişti ama seçildikten sonra hangi noktaya ulaştı bilemeyiz.”

Rasim Arı hangi gerekçeyle istifa etmiş olursa olsun; Nevşehir’deki söylentileri aydınlatacak çalışmalar yapılmalıdır. Her kırık kol yende tutularak iyileşmez.

**

KONYA MODELİ BELEDİYECİLİK

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay hafta sonunda sosyal medya hesabından, belediyeye ait metan gazından elektrik enerjisi üretim tesislerinde geçen yıl 78 milyon 294 bin 638 kilowatt elektrik üretildiğini, önceki rakamlarla toplam üretimin 456 milyon 330 bin 518 kilowatta ulaştığını açıkladı. Başkan Altay açıklamasının son kısmına -Doğayı koruyan, Konya Modeli Belediyecilik- ibarelerini de ekleyerek önemli bir mesaj verdi.

Konya Belediyesinin Elektrik ürettiği bu yerler halk diliyle çöplüklerdir. Çöp alımına kapatılarak rehabilite edilen Aslım Katı Atık Sahası, Konya Entegre Atık Bertaraf ve Enerji Üretim Tesisi ile Akşehir Katı Atık Düzenli Depolama Sahasından milli ekonomiye sağlanan katkıların örnek alınması gerekiyor.

**

KARATAY’DA İNCE DÜŞÜNCELER

Bir müddet evvel salgına yönelik önlem tedbirleri kapsamında kapatılan park alanımızdan elektrik direkleri de -değiştirilme gerekçesiyle- sökülünce etraf karanlığa gark olmuştu. Zaman geçmesine rağmen yeni direkler gelmeyince Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca’ya durumu aksettiren bir mesaj gönderip, çözüm beklediğimizi ilettik. Birkaç dakika içinde de “Sabah ilgilenelim, bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim” şeklinde bir mesaj aldık. Ertesi sabah güne iş makinalarının sesiyle uyandık. Baktık ki ekipler gelmiş, yeni direkleri monte ediyordu.

Birkaç gün sonra da arka caddede kendi halindeki höyük üzerinde düzenlemeler başladı. Daha önce, sokak hayvanlarının, hatta ballicilerin eğlendiği ve yoldan geçenleri ürperten höyük şimdi pırıl pırıl yürüyüş yolları, yemyeşil çimleriyle salgın sonrasında mahalle halkının hoş vakitler geçireceği bir mekân hüviyeti kazandı.

Bir ara Dr. Ahmet Nihat Baysal da sosyal paylaşım ağında Konya Şehir Hastanesi’ne giden bir caddenin çevre yoluna bağlanan kavşağındaki darlığa işaret ederek, yarım metre genişletme ile trafiğin çift şeritli olarak akıtılması önerisinin Karatay Belediye Başkanı Kılca tarafından dikkate alınıp ertesi gün gerekli düzenlemelerin başlatıldığını yazmıştı. O yol da hakikaten bu öneri sayesinde düzene girdi. Bu tür duyarlı davranışlar hem kalite ve verimliliğe katkı sunuyor hem de gönülleri hoş ediyor. Bu da Konya modeli Belediyeciliğin bir başka örneğidir.

**