Biz yıllardır bu konuyu hep gündeme getiririz. Tek kutuplu bir dünya, adil olmayan dünya düzenini iyice bozdu ve dünyada korsan bir rejimin hakimiyeti hüküm sürmektedir.

Korsan olan, bu yasa tanımaz rejim ABD'nin dünya diktatörlüğüdür.

Hiçbir dünya devleti gerçekleri haykırmıyor!

"Bana dokunmayan yılan, bin yaşasın" özdeyişini sanki tüm dünya benimsemiş ve hepsi başını kuma sokmuş.

Ama dünya devletleri böyle pısırık ve sessiz kalırsa, bir gün sıra hepsine gelecek.

Sık sık değindiğimiz gibi, dünyada adil düzenin kurulabilmesi için öncelikle Birleşmiş Milletlerin bugünkü çarpık yapısı düzeltilmelidir.

Öncelikle, nükleer güce sahip beş daimi üyenin sultasından kurtarılmalıdır BM.

Bilindiği gibi bu ülkeler; ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin'dir.

BM'ler güvenlik konseyi geliştirilmelidir. Büyük ülkelere temsil hakkı tanınmalıdır.

Londra'da Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsünde konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Jasques Chirac, bizim öteden beri sürekli dile getirdiğimiz bu konuları gündeme getirdi:

"Dünyayı güç mantığına göre organize etmek hala mümkün.. Ama deneyimlerimiz bize eninde sonunda çatışma ya da krize sürüklendiğimizi göstermiştir. Daha adil bir dünya için, hiçbir devlet başına buyruk hareket etmemelidir. Bu da ancak çok kutuplu ve birbirine bağımlı bir dünya realitesinden geçer. Ancak böyle, çok sesli ve adil bir uluslararası düzen kurulabilir."

"Reforme edilmiş ve güçlendirilmiş bir BM'ye dayalı çok taraflılığı canlandırmalıyız. BM Güvenlik Konseyi'nin dünyadaki yeni dengeleri temsil edebilmesi için, daimi ve geçici üyelerinin sayısının artırılması gerekir."

ABD'nin dünyaya ve özellikle Büyük Ortadoğu Coğrafyasına "şiddet yoluyla demokrasi götürme" yaklaşımını da şöyle eleştiriyor Chirac:

"Batı tüm değerlerini dünyaya empoze edemez. Demokratikleşme ile Batılılaştırmayı birbirine karıştırmamalıyız. Bu yaklaşım, insanların hafızasında Batı'nın dayatmacılığının, emperyalizm ve sömürgeciliğinin canlandırılması olarak algılanabilir."

Türkiye bölgesinde sürekli meşgul ediliyor ve dünya siyasetiyle ilgilenemiyor.

 İslâm Konferansı Örgütü de devreye sokularak Fransa'nın bu talebine güçlü bir destek verilmelidir.

"Cesaret korkmamak değil, korkuya rağmen bir şeyler yapabilmektir."

Napolyon Hill