Teknolojik gelişmeler çerçevesinde Yeni Dünya Düzeni denildiğinde Dijital Dünya Düzeni oluşturulmak istendiğini anlamalıyız.  20. Yüzyılda ABD merkezli gördüğümüz bilimsel teknolojik yenilikleri 21.yüzyılda Çin/Asya/Çok Kutuplu Yeni Dünya Düzeni merkezli göreceğiz.

Teknolojik gelişmeler hayatımızı çok önemli ölçüde etkileyerek çok ciddi değişim ve dönüşümler yaşamamıza neden olmaktadır. Bu bağlamda teknolojiyi üreten akıl hayatımızın gelecekte ne şekilde değişeceğini de yıllar öncesinden planlamaktadır!

O yüzden yerli ve milli yazılımlara büyük önem vermeliyiz. Mevcut dışarıdan gelen teknoloji ve yazılımlar konusunda son derece dikkatli olmalı ve bu bağlamda bizi asimile etmek ya da kendi istedikleri biçimde tasarımlamak isteyenlere av olmamalıyız!

Peki, teknolojiyi, sermayeyi dolayısı ile dünya düzenini yönetmeye soyunanlar kim, kimler?  Aslında herkes bunların özellikle şirketler bağlamında kimler olduğunu çok iyi biliyor…

Bu aşamada kısa bir tarihi hatırlatma yapmakta fayda görüyorum. 1776’da ilan edilen Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’nde bakın neler yazıyor? Gelin hep birlikte bir hatırlayalım. 

Öncelikle şunu görüyoruz ki o tarihte ABD’deki Alman ve Fransız kanatların Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’nde oldukça etkili oldukları göze çarpıyor.

Öyle ki Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’nde İngiliz Kralı’na hitaben bizi soyup soğana çevirdin. Vatandaşlarımıza eziyet ettin vb ifadeler yer alıyor!

Burada gözden kaçırılmaması gereken konu ABD’deki Alman ve Fransızların el ele vererek İngilizlere karşı savaş açtıkları gerçeğidir. Sonuç itibarı ile ABD’deki Alman ve Fransızlar o tarihte İngilizleri ABD’den kovduruyorlar!

İngilizlerde bu gelişmenin ardından 1789’da Fransız Kralı’na karşı Fransız İhtilali’ni organize ederek destekliyorlar! Fransız İhtilali konusunda daha pek çok etken olsa da ana etken olarak İngilizlerin Fransız Kralı’nı cezalandırma isteği öne çıkmaktadır!

Bilindiği üzere Fransız İhtilali imparatorlukların hızla yıkılıp ulus devletlerin oluşmasına vesile olmuştur.

1905’de Rus, 1908’de Abdülhamit ve 1911’de Çin Devrimi gerçekleşmiştir. 1905’deki devrimin ardından 1917’de Bolşevik Devrimi gerçekleşmiş ve Rusya’da Komünizm ilan edilmiştir.  1908 Abdülhamit devriminin ardından Osmanlı dağılmış ve içerisinden birçok ulus devlet çıkmıştır. 1911Çin Devriminin ardından da 1945’de MAO üzerinden Çin’e Komünizm gelmiştir. 

Burada en dikkat çekici ayrıntı 1905 Rus, 1908 Abdülhamit ve 1911 Çin Devrimindeki tüm finansör ve organizatörlerin aynı kişiler olduğu görülmektedir. 

İşte günümüzde Blockchain teknolojisinin arkasındaki finansör ve organizatörlerinde aynı akıl olduğu ifade edilmektedir!

Günümüzde çokça konuşulan Blockchain nedir? Kısaca dünya kayıt birliği anlamına gelmektedir. Yüz binlerce bilgisayar sisteminden meydana geldiği ifade edilmektedir. Blockchain protokolüne kaydedilen bilgilerin kalıcı şekilde kaydedildiği yapılan kayıtların ancak sistemin yüzde elli birinin izin vermesi durumunda değiştirilebileceği belirtilmekte! Blockchain’e bu bağlamda değiştirilemeyen kayıt teknolojisi de denebilir. 

Bakınız devletler bir bakıma kayıt birliği demektir. Her devletin kendine göre kapalı devre kayıt birlikleri vardır. Blockchain sistemi, önümüzdeki süreçte devletleri gerekli tedbirleri alamamaları durumunda çok ciddi şekilde etkisi altına alarak etkileyeceği öngörülüyor. 

Devletle vatandaşlar arasındaki en önemli bağlardan bir tanesi de paradır. Kağıt paraların piyasalardan çekilerek yerini Blockchain sistemi üzerinden kripto paraların alması ile birlikte vatandaşların devletleri ile olan bağlarının zayıflatılma tehlikesi gündeme gelecektir. 

Yine devletle vatandaşlar arasındaki en önemli bağlardan diğer bir tanesi de kimliktir. Teknolojik gelişmelere bağlı olarak yüz tanımlama sistemleri ile kimliklerin de süreç içerisinde önemini kaybedeceği iddia ediliyor. Blockchain’e kaydolan birinin süreç içerisinde kimliğe de ihtiyacının kalmayacağı bu anlamda ifade edilmektedir.

Blockchain, tüm dünyaya açık bir teknolojik bilgi hizmeti sunmaya başladığından dolayı kişiler bireysel olarak evlenme, tapu, kimlik ve banka kayıtlarını bu sisteme kayıt ettirerek tüm dünyada geçerli hale getirmeye yönlendirilmektedir. 

Bu konudaki önemli öngörülerden biri de birçok devletin süreç içerisinde seçimleri Blockchain platformu üzerinden yapacak olacağıyla ilgili olanıdır. Blockchain bir nevi dünyanın onay mercii, noteri olarak kabul görmeye başlamıştır!

Blockchain, vatandaşları devletlerinden kopartıp kendi kurduğu sisteme entegre ederek devletleri etkisizleştirme ve küresel bir konsensüs sağlama projesi olarak da nitelendirilmektedir. 

 21. Yüzyılın Dijital Dünyasının kurgucuları çocuk ile aile, devlet ile vatandaş, insan ile toprak, insan ile ruhu arasındaki bağı kopartıp, zihinlere yeni bir format atarak yeni kavramlarla dünyayı/evreni düzenleyebilme/ tasarlayabilme peşindedirler.

 Bu noktada bize düzen en büyük görev, Blockchain teknolojisine av olmayıp, bizim Blockchain teknolojisini kendi sahip olduğumuz öz değerler çerçevesinde nasıl kullanabileceğimizi bulup ortaya çıkartıp bunu uygulamaya sokmak olmalıdır.