M. KEMAL SALLI

Sarıkamış gerçeklerini biz O’nun anlatımıyla, O’nun verdiği konferanslarla, O’nun yazdığı kitaplarla, O’nun, parasını cebinden ödeyerek satın aldığı belgesellerle öğrendik. 

Sarıkamış Destanı’nı bizlere O anlattı. O, Yılmaz Özdil’in 100 adamdan oluşan “ADAM” kitabındaki yerini, anasının ak sütü gibi hak ederek almış bir ADAM’dı. 

O, kalp cerrahisinde dünya rekoru kırmış bir bilim adamıydı; O, Prof Dr. Bingür Sönmez’di! 

Sarıkamış’ın aslında bir destan olduğunu da, Sarıkamış’a imdat götürürken Karadeniz Ereğlisi açıklarında batırılan gemilerin adlarını da bize o “ADAM” öğretti. 

O, neşterini vurmadan önce, ne Sarıkamış’ı biliyorduk ne de Allah-u Ekber Dağları’nda 90 bin buz kefenli şehidimizden haberimiz vardı. 

TARİH KİTAPLARI BİRKAÇ SATIRLA GEÇİŞTİRİYORDU

Sarıkamış konusu tarih kitaplarında birkaç satırla geçiştiriliyordu. Vatanlar kaybettiğimiz I. Dünya Savaşı’nda öylesine savrulmuştuk ki, tarihimizi bile ayrıntılarıyla yazma fırsatımız olmamıştı. 

Bilmiyorduk Sarıkamış gerçeklerini.. Neler yaşanmıştı Allah-u Ekber Dağları’nın o geçit vermez dağlarının buz kesmiş karanlıklarında? 

Arabistan çöllerindeki cephelerden Allah-u Ekber eteklerine kaydırılan onbinlerce asker, üzerlerindeki yazlık kıyafetleriyle – 35 derecede buz kesmiş karlı dağların zirvelerine neden, hangi amaçla sürülmüştü? 

Bunca vatan evladına nasıl kıyılmıştı? 

Kim ne yapmak istemişti? Osmanlı’nın askerlerine giydirecek kışlık elbisesi mi yoktu? 

Müttefikimiz Almanya’nın askeri kurmayları bu harekattan habersiz miydi?

 Bilmiyorduk; tarihimizin Sarıkamış sayfası buzlanmış karanlık bir örtü altındaydı. 

Bir tarihçi değil, bir kalp cerrahı çıktı, “Şehitlere hizmet ibadettir” dedi ve onbinlerce kalp hastasına şifa dağıttığı neşteriyle Sarıkamış şehitlerinin üzerindeki buz kesmiş örtüyü kazıyıp attı; gerçekleri ortaya çıkarıverdi. 

SARIKAMIŞ GERÇEKLERİNİ O “ADAM”DAN ÖĞRENDİK.. 

Sarıkamış gerçeklerini biz O’nun anlatımıyla, O’nun verdiği konferanslarla, O’nun yazdığı kitaplarla, O’nun, parasını cebinden ödeyerek satın aldığı belgesellerle öğrendik. 

Sarıkamış Destanı’nı bizlere O anlattı. 

O, Yılmaz Özdil’in 100 adamdan oluşan “ADAM” kitabındaki yerini, anasının ak sütü gibi hak ederek almış bir ADAM’dı. 

O, kalp cerrahisinde dünya rekoru kırmış bir bilim adamıydı; O, Prof Dr. Bingür Sönmez’di! 

Mesleklerinde zirveye tırmanabilen bilim adamları, oralarda, bilimin başka ufuklara açılan pencerelerine ulaşırlar. 

Yılların kazandırdığı birikimlerle, o pencerelerden "başka gerçekleri" görebilme yeteneğine kavuşan bu "bilge" insanlar, olaylara çok başka açıdan bakmamızı, olanları çok başka ölçülerle değerlendirmemizi sağlayan altın anahtarlar verirler elimize. Herbirimiz, elimize verilen bu altın anahtarları kullanabilme becerimiz oranında yeni yeni "zenginliklerin" sahibi oluruz.

Memorial Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez Hocam da, bilgelik sıfatını hakkıyla taşıyan bir bilim adamımızdır. 

Yılmaz Özdil’in kitabındaki “ADAM”larımızdan biridir.. Kalp-Damar cerrahisi alanında ülkemizin övünç duyduğu uluslararası bir otoritedir. 

Tarih kitaplarında birkaç satırla anlatılan Sarıkamış’ın bir destan olduğunu bize o “ADAM” anlattı. 

SARIKAMIŞ’A GİDERKEN BATAN GEMİLERİMİZİN ADLARINI BİLE BİLMİYORDUK 

​​​​​​​

Sarıkamış nere, Karadeniz Ereğlisi nere? 

Sarıkamış operasyonuna katılacak askerlerimize kışlık kıyafet, mühimmat ve keşif uçağı götüren gemilerimiz adı Deniz Kuvvetleri’nin arşivinde de yoktu. 

Deniz Kuvvetleri de o “ADAM”’dan öğrendi, 6 Kasım 1914’te Bezm-i Alem, Bahr-i Ahmer ve Mithat Paşa isimli gemilerin nerede battığını; içinde nelerin ve kimlerin olduğunu.. 

Her yıl 7 Kasım’da Karadeniz Ereğlisi açıklarında Sarıkamış’a imdat götürürken Ruslar tarafından batırılan gemilerde şehit düşenlerimiz için resmi tören yapılıyor. 

Bizi Sarıkamış şehitleriyle buluşturan “ADAM”, Prof Dr. Bingür Sönmez, “Eğer Bu gemiler Trabzon’a gidebilseydi belki bu savaş gene kaybedilebilirdi ama hiç olmazsa kırım bu kadar olmazdı” diyor. 

 Karadeniz Ereğlisi’ndeki Sarıkamış şehitlerini şöyle anlatıyor Prof. Dr. Bingür Sönmez:

 “6 Kasım 1914’te, Bezm-i Alem, Bahr-i Ahmer ve Mithat Paşa isimli gemiler Sarıkamış’a Harekatı’na malzeme desteği sağlamak amacıyla İstanbul’dan asker, yiyecek, kışlık giyecek, cephane, askeri araç, harita, iki uçak, 4 pilot ve Kafkasya’da isyan çıkarmak üzere teşkilatı mahsusa tarafından özel olarak eğitilmiş Çerkez liderler ile İstanbul’dan Trabzon’a doğru yola çıkmıştır. Gemiler, donanma komutanlığına haber verilmeden ve askeri konvoy şeklinde koruma verilmeden yola çıkarılmıştı. 

7 Kasım sabahı, Rus Donanması Zonguldak’ı bombalamış geri dönerken, korumasız 3 gemi bir anda Karadeniz Ereğli açıklarındaki Kandilli mevkiinde Rus donanmasının içine düşmüş ve yarım saat içinde üçü de batırılmıştı. Gemilerin 221 personelinden ancak 36 tanesi yüzerek kıyıya çıkarak kurtulmuş, 16 sı boğulmuş, 13 ü esarette şehit olmuş, ancak 20 tanesi esaretten dönebilmiştir. Diğerleri hakkında bir malumat yoktur. Bu mürettebatın ayrıntılı künyesi Ereğli’de bulunan Sarıkamış Deniz Şehitleri anıtında belediye tarafından anıtın üç yüzüne değerli bir anı olarak işlenmiştir. 

Eğer Bu gemiler Trabzon’a gidebilseydi belki bu savaş gene kaybedilebilirdi ama hiç olmazsa kırım bu kadar olmazdı. Bu şehitler Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç zamanında Genel Kurmay ve Deniz Müzesi arşivlerinden çıkarılarak her yıl anılmak üzere kurumsallaştırılmıştır. 

Her yıl 7 Kasımda Ereğli Belediyesi ve Karadeniz Bölge Komutanlığı tarafından yapılan bu törenlerin organizasyonu için minnet Sarıkamış’ın Deniz Şehitleri adına minnet borçluyuz. Tüm şehitlerin, bugün hayatta olmayan tüm gazilerin ruhları şad olsun.” 

Sarıkamış deniz şehitlerimizi ve Allah-u Ekber Dağları’nda destan yazan buz kefenli 90 bin vatan evladını rahmet ve saygıyla anıyoruz..