BİTMEYEN SAVAŞ, ARAP-İSRAİL ÇATIŞMASI

Abone Ol

söz konusu stratejileri uygulamaya koymaktadır. Bahse konu olan stratejilere bakıldığında, Bölgedeki en güçlü orduya sahip olan İsrail?in, Arap ülkelerinin elinde bulunan uzun menzilli füze tehdidini ortadan kaldırmak ve kimyasal-biyolojik saldırılara karşı önlem almak gibi planları olduğu görülmektedir. Körfez ve Balkan savaşlarından deneyim kazanan İsrail, askeri gücünü geliştirmek için, asker sayısını azaltıp,  teknolojik açıdan  geliştirmeye yönelik bir modernizasyon programı yürütmektedir. Hava kuvvetlerinin geliştirilmesine büyük önem veren İsrail, uçak sayısının artırılması yönünde büyük adımlar atmıştır. İsrail, 1990?lı yıllarda hava kuvvetlerinin modernizasyonuna kapsamlı bir şekilde önem vermesi sonucu saldırı uçaklarının yanı sıra helikopterlerin sayılarında da büyük artışlar gözlenmiş ve İsrail ordusu ?uçaklar ordusu? olarak adlandırılmaya başlamıştır.

İskender-A veya SS -26  füzesinin yanı sıra uçak savar SA-18 füzesinin Rusya?dan alma girişimine, silahların Lübnan?daki Hizbullah ve Hamas?ın eline geçeceğini ileri sürerek karşı çıkan İsrail, bölgedeki askeri üstünlüğünü korumaya çalışmaktadır.

tehditlerin ve bu tehditlerin bölge ülkelerinin ulusal güvenliğini tehlikeye sokacağının farkında olan Suriye, ABD?nin ikinci Irak müdahalesine muhalif olan ülkelerin başında yer almıştır. Dolayısıyla, İsrail?in güvenliğini korumakta mükellef olan ABD, Suriye?nin Lübnan?daki varlığını zayıflatacağı veya tamamen sona erdireceği görülmektedir. Bunun sonucu olarak, Lübnan?da faaliyet gösteren silahlı grupların İsrail tarafından ortadan kaldırılması girişimi kolaylaşacaktır. Özgürlüğüne kavuşturmak bahanesiyle Lübnan, diğer bölge ülkelerinden izole edilerek ABD?nin planladığı şekilde İsrail ile tek başına masaya oturarak Ortadoğu barış sürecinde yer alması sağlanacaktır. Nitekim Refik Hariri?nin öldürülmesinden kısa bir süre sonra ABD, Şam?daki büyükelçisi geri çağırmış ve Washington?daki Suriye büyükelçisine, Suriye?nin Lübnan?daki varlığını sona erdirmesi, Irak?taki direnişe verdiği desteği kesmesi ve Ortadoğu barış sürecine katkıda bulunmasını örtülü tehdit şeklinde iletmiştir. Fakat, İsrail?in güvenliğini sağlayan ABD?nin, Ebu Garip Cezaevi?nde ortaya çıkan skandalın yanı sıra Felluce ve Irak?ın diğer kentlerinde işlediği cinayetler, demokrasi misyonerliğine soyunan Amerika?nın gerçek yüzünü göstermiştir. Ayrıca, Irak?ta başlayan ve giderek artan direniş, bazı Körfez ülkelerindeki Amerikan varlığı ve bu varlığa göz yuman yönetimlere karşı artan saldırılar, ABD?nin Ortadoğu?daki Irak merkezli  planlarını alt üst etmiştir. Aynı zamanda, Hasan Nasrullah liderliğindeki Hizbullah?ın elinde bulunan pilotsuz uçaklar Katyuşa Füzeleri ve Hamas ve diğer Filistinli silahlı grupların elinde bulunan El-Kassam Füzeleri, İsrail?in gerek yayılmacı politikasını gerekse güvenliğini tehdit etmeye devam edecektir.