Değerli okuyucularım,

  

  İnsan hayatı bir sınava bağlı olmamalıdır. Öğrencilerin on iki yıl boyunca aldığı eğitim-öğretim sürecini toplayıp yazın en sıcak ayı olan Temmuz'a denk getirmek ve tek sınavla belirlemek ne kadar doğru. Daha da kötüsü on iki yıl boyunca çok iyi derecede bulunan öğrenciyi tek bir sınavla durumunu belirlemek. Türkiye'de eğitim- öğretim sisteminin bir türlü  yerine oturtulmaması çok acı. Hele insanların lise eğitiminden sonra kazanacağı bir mesleğe yönelmesi ve dört yıllık aldığı bir üniversite eğitiminden sonra mesleklerine devam etmeleri ne kadar doğru. Tabiki bu arada çoğu gençler üniversiteyi bitirdikten sonra da maalesef tekrardan sınavlara tabi tutulmaları daha da acı. 

  Burada hep önemsediğim Alman eğitim sisteminden bahsetmek istiyorum. 

Evet, Almanya'da eğitim süreci on iki yıldır. İlköğretim genel olarak dört yıl sürmektedir.

Daha sonra orta öğretimde ise eğitimcilerin tavsiyeleriyle karar verilebilecek öğrencilerin yeteneklerine göre ayrıldıkları dört tip okul bulunmaktadır.

Birinci tip okullarda, en yetenekli öğrencileri bünyesinde bulundurup ve bu öğrencileri üniversiteye hazırlar. Sınavsız herhangi bir üniversiteyi okuma hakkına sahiptirler.

İkinci tip okullarda, orta düzeydeki öğrenciler için yaygın olan öğretim kurumlarıdır.

Üçüncü tip okullarda ise, öğrencileri mesleği eğitime hazırlarlar. Öğrencileri daha küçük yaşta iken bir meslek edinmesine yönlendiren okullardır bunlar. 

En son dördüncü tip okullarda ise, her üç tip okul uygulamalarını bünyesinde bulundurur.

  Ayrıca üniversiteye girmek için lise öğrencilerin abitur sınavını yani birinci tip okullarında yapılan sınavı başarıyla geçmeleri gerekmektedir. Bunun yanında mesleki okul diplomasına sahip öğrenciler de  üniversite sınavları için başvuruda bulunabiliyor. Bunun yanında meslek eğitim öğrencilerine okullarına devam ederken bir şirket bünyesinde çalışmalarına imkan tanımaktadır.

İşte Almanya'da ki eğitim ve öğretim sistemi böyle işlemektedir.

Bizde nasıl işliyor bir de ona bakalım.

On iki yıl eğitim sürecinde öğrenci durumları belirlenmeden karışık bir eğitim süreci. Ve bu on iki yıl eğitim sürecinde her gün yüzlerce test çözümleri. Daha sonra on iki yıl eğitim sürecinden sonra öğrencileri bir "kader sınavına" tabi tutmak ve kim ne kadar yapabildiyse. Kazananlara gelelim; kazandığı mesleğin formatı gereği dört yıllık alacağı bir eğitim süreci ile bir inşaat mühendisi  veya bir makine mühendisi olması. Acaba bu dört yıllık eğitim ile ne kadar sağlam işine odaklı bir inşaat mühendisi veya bir makine mühendisi çıkacaktır. Bakın çocukluğundan beri kalıpçılık yapan Emin amca, bir evi yaparken ne kadar dikkatli ölçümlerle  ölçüp yapıyor, bir inşaat mühendisinden daha sağlam ve sağlıklı evler yapmaktadır. Yada yıllarca sanayi de tornacılık veya kaportacılık yapan bir Mehmet amca bir makine mühendisinden daha fazla şey biliyor ve uyguluyor. İşte mesleki eğitim okulları orta öğretimde başlanmalıdır. Ve belirlenen meslek eğitimi yıllarca uygulayarak alınmalıdır ki işini yapacak biri sağlam ve başarılı bir şekilde yapabilsin. Uygulamalı eğitim hep bir sıfır öndedir. 

  Bir örnek vermek istiyorum. Eskiden oturduğumuz evlerimizin duvar yüksekliği üç buçuk- dört metre iken şimdi oturduğumuz evlerin duvar yüksekliği iki seksen cm' dir. İnsanlar geniş,ferah evlerde otururken şimdi evlerin dört duvarları alçak bir şekilde insanın üstüne betonları geldiği bir dönemi yaşıyoruz. soruyorum inşaat mühendisleri bunun için mi eğitim alıyorlar acaba? Çocuklarımız kaliteli bir eğitimi hak ediyorlar. 

Allah'a emanet olun.