BAZEN

Şeytan diyor ki

Aç pencereyi

Bağır, bağır, bağır

Sabaha kadar

Orhan Veli KANIK.

İşte bazen tam da böyle oluyorum.

Yaşlanıyor muyum artık, ondan mıdır yüreğimin acıyı kaldıramaması.

Atamıyorum içime eskisi gibi. Dilimin ucunda birikmiş isyanları Ulu orta çıkıp,  bağıra çağıra haykırmak istiyorum. İşte böyle doluyum bugünlerde.

Sizin de aklınızdan çıkmıyor değil mi, Bedirhan bebek.

Yüreğimizi kavuran onlarca şehit haberi yazdım. 

Yazarken de bazen bir şehit anasının ağıtlarına takıldı aklım, bazen de, derme çatma bir gecekondunun buz gibi duvarına bitkin bedenini  yaslayan  bir şehit babasının çaresizliğine.

Ama Bedirhan bebek, benim yüreğimi bir başka yaktı be. 

Parmağımızın ucuna iğne batsa saatlerce oflayıp, pufluyoruz. 

Bir de 11 aylık bir bebeğin canının nasıl yandığını düşünün. 

Ya da durun, ben size Bedirhan bebeğin canı nasıl yanmıştır anlatayım. 

Bombaların ard arda patladığı 2015 yılında bombaların insan üzerinde bıraktığı etkiyi merak etmiş ve bir araştırma yaparak kısa kısa notlar almıştım.

O notlardan bir kaç bölümü sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bir tnt gücündeki patlamada 350-400 metrekare çevredeki bütün kuşlar, ciğerleri patlayarak ölür. Aynı etki, patlamaya 100-200 metre yakındaki sokak kedi ve köpeklerine de olur.

Patlamanın ilk blust etkisi ses hızındadır. Paylamaya yakınlık oranınca, ilk önce akciğer, dalak, bağırsak, östaki borusu gibi içinde basın. olan organlar patlar. 

Sonra, yaklaşık 3000 derece alevi ile sizi kavurur.

En son, şarapnel-parça etkisi ile yaralar. Bütün bunlar saniyenin yarısında olur. 

Şimdi yüreğiniz daha fazla acıdı değil mi? İşte ben günlerdir sadece bunun üzerinde duruyor ve en çok da bunun için yüreğim parçalanıyor.

Ahh ne çok çocuk kurban ettik terör belasına.Ne çok yaktılar içimizi. Kimi Bedirhan bebek gibi bombaların altında can verdi. Kimileri ise tarandı. 

Belki de bugün tam da onları hatırlama ve rahmetle anma zamanı. Sizce de öyle değil mi?

Hatırlayalım o halde.

İşte onlardan bir kaçı.

7 Mart 1987. Mardin Nusaybin PKK 6 sı çocuk 8 kişiyi katlediyor.

20 Haziran Mardin Ömerli 16 sı çocuk 30 kişi

21 Eylül Şırnak Güneyce- 4'ü çocuk 11 kişi

19 Ağustos Siirt Eruh-25 sivil 14'ü çocuk 18 yaşından küçük.

10 Ekim-Şırnak Çobandere- bir çoğu yaşlı, kadın ve kundaktaki bebekler silahla tarandı. 13 kişi hayatnı kaybetti. 

9 Mayıs 1988 Nusaybin Taşköyü- 8'i çocuk 11 kişi öldürüldü.

22 Haziran 1992 Batman Gergüş Seki köyü- köy korucusu Ahmet Gök'ün evine silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda korucunun 6 çocuğu ve karısı kurşuna dizildi. Kurşuna dizilen çocuklardan biri daha 1 aylıktı.

1 Ekim- Bitlis Cevizdali Köyü 8'i çocuk 30 kişi katledildi.

9 Kasım-Diyarbakır Hani ilçesi 4'ü çocuk 12 kişi kurşuna dizildi.

6 Ekim 1993 Siirt Boykazı ilçesi 13'ü çocuk 23 kişi hunharca katledildi.

21 Ocak 1994 Mardin- 11î çocuk 21 kişi.

3 Ocak 2008 Diyarbakır Dershane önünde meydana gelen patlamada 6'sı çocuk 7 kişi hayatını kaybetti.

2010 Hakkari minibüsün geçişi sırasında patlatılan bomba sonucu 1' bebek 9 kişi.

2014 6-7 Ekim 14 yaşındaki Yasin Börü kurban eti dağıtırken vahşice katledildi.

Ve Nurcan Karakaya 11 aylık Mustafa Bedirhan bebek. Ve daha on binlerce masum can.

Tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor ve bugünkü yazımı Bedirhan bebeğe ithafen yazdığım bir şiirle noktalıyorum.

BİR MELEK DAHA UÇTU GÖKYÜZÜNE

Bugün beyaz bir güvercin uçtu gökyüzüne

Başı dimdik

Çok küçüktü hem de çok

Büyüseydı biraz çabalardı

Bu dünyada

Değiştirmek için, doğru için

Yaşamak ve yaşatmak için

İlkleri ve ilkeleri için

Bugün sabah televizyonda

Bir haber duydum

Beyaz bir güvercinle ilgili

Kara bir haberdi

Nedendir bilmem

Göz pınar kaslarım hareketlendi

Bir de demeç duydum

Annesinin kucağında öldürüldü

Gönlüme işledi

İliklerime kadar sıçradı

Sessizdim bu sabah

Gözlerim nemliydi

Neden ki

Tanımıyordum şahsen

Tanımak gereklimiydi

Ben insandım 

O bir melek

Bugün diyorum ya

İçime mıh diye yüklendi

Göz damarlarıma

Tepki verdim ansızın

Anneme çaktırmak istememiştim

Sessiz üzüntüm

Kalbime vurdu

Hani psikolojik olanından 

Hani en acılarından

Sevinçliydim onun adına gerçi

Kurtuldu bu lanet dünyadan

Pisliği sinmedi üzerine

O bir şehit artık

Cennet kapısında bir güvercin

Şimdi o küçük bir tabutun içinde

Ben ise sağına geçtim

Yavaş yavaş

Yükselişini seyrediyorum gökyüzüne

Ülkenin kara gününde

Ak bir uçurtma gibi uçuyor

Fırtınada gökyüzüne