Bir konuş bin düşün önce!! Kaç kere hata!
Ses tellerin kaç tane ve kaçı çarpışıyor bir ses çıkarmadan önce.
Ve kaç devinim yaşıyor titreşimleri gönderirken!
Bin kere düşün ve lütfen bir kere konuş!
Belki pembe bir yalan belki acı hüsran ama lütfen sonuçları düşün ve konuşmadan önce lütfen düşün!!
Kral çıplak demeden önce!  Midas’ın kulakları eşek kulakları demeden önce!!
Sevmiyorum artık seni demeden önce! İYİ DÜŞÜN YÜREĞİM, DİLİM, AKLIM ve lütfen bin kere düşün NAZENDE!
Sevgili okurlar bu kendi kendime verdiğim telkin, mutluluğumuzun iaşesi için altın kuralım ve hepinize de tavsiye ederim. ;)
Sabırsız ve aceleci yanımıza hükmetmemiz ve doğrularını üstünü çizmeden sağlam adımlarla yürümemizin ilki..
Şahsi olarak bunu uygularsak ailemize, ailemiz sosyal çevremize, sosyal çevremiz topluma, toplum isarei sisteme yansır! Ve uygulanır uygulanmak zorunda kalır!
Yunanistan Atina da nüfusun yüzde ikilik denecek kadar az Müslüman oranı var. Ancak tüm turizm tesislerinde Müslümanlara hitap eden uyarıcı yazılar ve menüler var..
Etliekmekten, lahmacuna, baklavasından telkadayıfına varıncaya kadar tüm yemek kültürü Türklerle aynı İmambayıldısı dolması yuvarlaması say say bitmez ha bir de hatırlatma bu yemeklerin hemen hemen hepsinin de adı iki ülkede de aynıdır. Daha konuşma dilimizde beşbinden fazla ortak kelime! Yani kardeş iki halktan bahsediyorum. Kardeş ama koyu kırmızı sınırlarla ayırtılmış iki kardeş halk! Düşman bilin birbiriniz diye dayatılmış iki kardeş halk!
Atina da Monastiraki meydanında bir Camii var.. Caminin giriş kapısının üzerinde yer alan kitabesine göre, Mustafa Ağa Tsisdarakis Camiini Atina'da Osmanlı yetkilileri, 1759 yılında yaptı. Pazar altı Camii, çeşme, Aşağı Çeşme Camii gibi isimlerle bilindi..  1843 yılında hapishane, kışla ve depolama gibi, bir ileri karakol olarak kullanıldı.. Camii 1915 yılında Anastasios Orlandos tarafından aslına uygun alarak restore edilmiştir. Üç yıl sonra 1923 yılında Yunan El Sanatları Müzesi, adını aldı.  Dekoratif Sanatlar Ulusal Müzesi ve sonunda bugünkü adını 1959 yılında, "Yunan Halk Sanatı Müzesi" olarak aldı.. 1981 yılında ki büyük depremde ağır hasar aldı ama onarımı tamamlandı..  Monastiriki meydanındaki  Mustafa ağa Tsisdarakis Camii bugün hala dimdik ayaktadır.
Yakın zamanda bir yangın tehlikesi atlatmış olan bu camii halkında büyük gayret ve çabaları ile fazlaca hasar almadan söndürülmüştür.. Hoş çokça hasar alsa bile Yunan halkı yeniden yeniden ve yine yeniden restore edilmesini isterdi.. Hem de bu ülkede bu şehirde Müslüman yok ki diye düşünmeden!
Bugün 2013 te, Türkiye de,  pek çok yerleşkede. Halk  Rumca olduğunu bilmeden konuşuyor yerel ağız diye! Ya da Yunanistan’da Türkçe konuşuluyor yerel ağız diye..
Belki de zamanının güneşi hiç batmayan İngiliz siyasi otoritelerin en başarılı politikalarına en güzel örnektir Türk ve Yunan düşmanlığını başarabilmiş olmaları…
Her şey bir yana tarihi yapıları korumak yaşatmak gerekir dünyanın neresinde olursa olsun. İbadethane imarethane çeşme heykel vs vs … İnsanlık geçmişini taşıyabilmeli bugünlere.. Kimin ne için yaptığının bir önemi yok aslında MEDENİYET tek olmalı.. Tıpkı Tarih gibi..
Irk din dil mezhep demeden koruyup yasatmalıyız İNSANLIK TARİHİNİ
İnsanlık adına yaşatmalıyız….