8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü idi
Kadına ikinci sınıf vatandaş olarak bakılması ve beraberinde de ilkel davranışların hala sürdürülüyor olması utanç verici.
Çevrede ve medyada sık sık rastladığımız erkeklerin kadınlara yönelik hakaret edercesine, aşağılayarak, ezerek ruhunun da zarar görmesine sebep olan erkek üstünlüğü halen egemen durumda.
Kadının ekonomik yollarla sömürülmesi, cinsel bir obje olarak tanıtılması da kadına biçilen rollerden biri.
Kadın Hakları sadece dillerde yankılanan sözlerden mi ibaret olacak?
Bütün Kadınlar Değerlidir:
Kadın; son derece hassas, davranışları ince, duygusal bir varlık, her şeyden önce İnsan.
Bu değerleri kaba kuvvetle veya sözle bastırmak, ezmek kadını yalnızlaştırmak bir güç değil.
Zarafetin, önsezinin duygu dolu yeteneklerinin yanında yakın tarihimizi hatırlarsak   Kurtuluş Savaşında ulusu için tam bağımsızlığa kavuşma uğruna verdiği mücadelesinde destanlara geçecek kadar da onurlu bir şekilde fedakarlığını göstermiştir.
Aynı zamanda şefkatli bir ana, sırtında bebeğiyle güneşin kavuran sıcağında, tarlada elinde çapasıyla kadınlığı bilmeden yaşlanan, sömürülen, emeği kaybolan Kadın. Evi temizlik ister, ocak, aş, çocuklarının karnı doymak ister.
Gerici zihniyetler ve geleneklerde yaşatılan erken evlenmeler sonucunda eğitimi tamamlanmamış bir nesil, çoluk çocuğa karışarak gelişen direnç odakları ile gelişmeye en büyük engel olmuştur.
M. Kemal Atatürk’ün yaptığı devrimlerle birlikte Kadınlara karşı gösterilen ilgisizliğin ortadan kaldırılması, teokratik düzenin yapısından gelen gelişmemişliğe dur deyip kadının çalışma ve sosyal yaşamda da rol alması idi.
Sözlerimi, Kadın ve erkek eşittir, diye noktalamak istiyorum.
  ‘’Dünya Emekçi Kadınlar Günü Kutlu Olsun’’.