Ülkem için iki hayalim vardı biri köylerde eğitim ve öğretimin yeniden hayata geçmesi.

Diğeri ise, Kur-an'ın anlaşılan dil ile okunması.

Şükür biri hayata geçiyor gibi...

Şükürler olsun köylerde eğitim ve öğretim yeniden başlayacak.

Millet isterse olmayacak şey yoktur.

Zira bu aziz milletin iradesi hakkın iradesidir.

Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Buna göre, köy ve benzeri yerleşim yerlerinde öğrenci sayısına bakılmaksızın ilkokul, en az 5 çocuk bulunması halinde ana sınıfı açılacak. Özel eğitim ana sınıfı, ana sınıfı ve uygulama sınıflarının dersliklerinin binanın giriş katında güneş alan bölümde bulunması şartının sağlanamadığı durumlarda, havalandırmanın sağlandığı diğer katlarda da ana sınıfı ve uygulama sınıfı açılabilecek.

Hep birlikte takipçisi olacağız.

Zira kapalı alanlarda sigara içmek yasaktır kanununun da Resmi Gazetede yayınlandığını bilmiyoruz ama çoğu yerde uygulayan olmadı.

Çok geç kalmış olsak ta şimdi sıra derslerde ziraat, tarım, tohum-toprak vb. hususların toprak üzerinde eğitiminin verilmesinde.

Zira dünyada gıda sıkıntısı kapıda.

Ancak şunu asla yapmayacağız.

Bizim çocuklar köylere giderken şehri yabancılara bırakmak gibi bir hataya düşmeyeceğiz.

Biz o hataya düşersek Hatay düşer..!

Derslerin içinin dolu olması temennisiyle, ekonomiden hukuka, sağlıktan tarıma ve hayvancılığa bilge insan yetiştirmeyi hayal ediyoruz.

Artık içi boş ama dışı ecnebi bağlantılı cemaatler, terör örgütleri çocuklarımızı çok kolay avlayamayacak.

Şükürler olsun…

Amerika bir Steve Jobs çıkardı dünyada bir çok ülkenin bütçesinden daha fazla şirketinin bütçesi var.

Hatta bizden bile fazla…

Amerika bunu eğitimle başardı.

Amerika devlet aklı derki “biz milyonlarca öğrenciyi içinden birkaç öğrenci almak için eğitiriz.”

Eğitime yatırım yapan asla yarı yolda kalmaz.

Eğer içi boş olmazsa bu sefer doğru yoldayız…

Unutmamak gerekir ki, her okuyan insan zengin olamaz ama tüm zenginler eğitimli insanlardır.

TESPİT.!

Gördüğüm hakikat o ki:

Ecdadımızla onur duyacağımız en büyük şeref, tarih boyunca kurduğumuz tüm güçlü devletlerimizde asla ve asla insanlık onurunu ırkından, cinsinden, renginden dolayı sömürüp insanlık onurunu ayaklar altına almayışlarıdır.

Tüm bu onurlu duruşa rağmen bizi batıran Doğu Asya topraklarındayken iyi niyetimiz, Ortadoğu’da ise Kur-an aklından kopuk içi boşalmış Arap kültürü temalı din olmuştur.

Bizi bu durumdan kurtaracak olan da eğitimdir.

Ne mutlu ki, eğitimin öneminin geçte olsa farkına vardık.!

AMAN NEME LAZIM.!

Kanuni Sultan Süleyman’ın aklına takılan ve onu yoran bir soru vardır.

Çok güçlü bir duruma getirdiği Osmanlı Devleti’nin akıbetini hayâl eder, günün birinde “Osmanoğulları da inişe geçer, çökmeye yüz tutar mı?” diye..

Bu sorunun cevabını almak için dönemin ünlü Türk alimi Yahya Efendi’ye Sadrazamını gönderir.

Sadrazam gider, sorar ve döner.

Kanuni;

“Ne dedi?” diye sorar.

Sadrazam;

*“Neme lazım dendiği zaman!.” diye cevap verdi efendim der.

“- Başka bir şey söylemedi mi?” diye sorar Kanuni.

“- Hayır efendim. Bir tek bu cümleyi söyledi.” der sadrazam

Bu cevabı uzun bir süre düşünen Kanuni, sonunda ünlü alime mektup yazar, bunun ne anlama geldiğinin açıklanmasını ister.

 “Çeşitli yorumlar yapıyorum, ama doğrusu nedir, onu ancak siz söylersiniz..” der.

Ve ünlü alim Yahya Efendi de bir mektup yazıp, Kanuni’ye gönderir.

Mektup şöyledir;

“ * Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık, hukuksuzluk ve yolsuzluk sıradan bir hale gelirse, işitenler de “neme lazım” deyip uzaklaşırsa, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yerse,

* Bilenler bunu söylemeyip susarsa ve gizlerse,

*Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryadı göklere çıkar, bunu da taşlardan başkası işitmezse,

İşte o zaman devletin sonu görünür.

*Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır.

*Halkın güven ve itimadı sarsılır.

*Asayişe itaat hissi kaybolur.

*Halkın umutları yok olur, böylece devletin yıkılması mukadder ve kaçınılmaz hale gelir..”

TEBRİK VE KUTLAMA.!

Helal kazancın sembolü, üreten, anası ağlasa da inatla gülen, elleri nasırlı gönülleri nurlu, gözleri semada yağmur beklerken ya sabır taşında ezdiği “Mevlam büyüktür” sözü ile üreten ve üretmekten vaz geçmeyen çiftçilerimiz, sizi doğuran anaların ellerinden öpüyoruz...

Çiftçiler gününüz kutlu olsun...

OKURDAN GELEN SORU ÜZERİNE.

Atatürkçü müsünüz.?

Ben rozet“Atatürkçüsü” değilim hiç olmadım.

Rozet Atatürkçüsüyle de dini kazanç kapısı yapan dincilerle de hep mücadele ettim.

Ben içinde izmleri yıkan Kur-an aklına iman eden ve anlamaya çalışan tekamül halinde biriyim.

Ancak Atatürk’ün akılcılığına saygı duymamak, dogmalara sığınmış kafalarda vücut bulur.

Atatürk Kemalist değildi.!!!

Atatürk akılcı, bilge devlet ve fikir adamıydı.

Ayrıca insan akıl haricinde kendini “ben şucuyum” diye tanımlarsa kendini inkar eder.

İnsan hür akıldır.!

Atatürk’ün dediği gibi, fikri ve irfanı hür nesillerden doğan hür akıl.

Doğru yolda olana selam olsun.!